Bir dikili ağacım olmadı demeyeceğim.
Geçtiğimiz Perşembe, Ata’dan kalan araziye “Zeytin” diktim.
Kendi ellerimle.
Hikayeci- Yazar Savaş Ünlü’den gelen “İzmir Mektupları” kanıma girdi.
Aralıklarla gönderdiği İzmir Mektupları’nda Ünlü:
“Zeytin ağaçları ölümsüzlüğün simgesi olmuştu binlerce yıl. En eski lezzet, sağlık iksiri olarak bilinmiş zeytin ağaçları” diyordu.
Yazının ardında takıldım.
Hayatın “yağını” çıkarmaya karar verdim.
Yirmi zeytini diktim “Pisi’nin, Kosu” mevkiine…
***
Savaş Ünlü’nün İzmir Mektubuplarında bana yazdığı gibi her dikilen zeytin ağacına ünlü kişilerinin isimlerini verdim.
Ülkenin yüz akı isimleri zeytine dönsün istedim.
İlk dikilenin adı vatan şairi; “Nazım Hikmet”.
“Yaşamaya Dair” şiirinde Nazım:
“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela; zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yani ağır bastığından” demişti.
***
Ölüme inanmıyorum.
Çocuklara kalır diye de değil.
Ciddiye aldığım için yaşamayı,
Yaşamak ağır bastığından yani,
Nazım’dan öykündüm diktim.
Bir “şiir suçu” işledim…
***
“Bir dikili ağacım olmadı” demeyeceğim.
Bir değil, iki değil, üç değil…
Tam yirmi tane…
Memecik Zeytini, yerlisinden…
Dikim işi beni “duman etti”.
Bir yere yerleşme duygusu altında ezilmeye,
Kendimi bir yerlere ait görmeye başladım.
Bohem bir rapsodi de bu duyguyu sadece “kadınlar” yaratır sanıyordum.
Yanılmışım…
***
Büyük İnsanlık,
Büyük Şehir,
Büyük Adaylık…
***
CHP Muğla Büyük Şehir Belediye Başkan Aday Adayı Musa Gökbel’i aradım.
Sevincimi paylaşmaktı niyetim.
Abi; “Yirmi tane memecik zeytini diktim. Kerimoğlu Eyüp’ün kol gezdiği yere; Pisi’nin Kosu’suna”…
Sen dedi: “dikime Pisi’den başlamışsın, işin yağını çıkarma, bekle! Biz; 906 kilometre karayolunun kenarlarına ne dikeceğimizi biliyoruz. Pisi; verimlidir, kırlıktır, sorsaydın be oğlum!” …
***
CHP Muğla Büyük Şehir Belediye Başkan Aday Adayı Musa Gökbel’in analitik ekibinde “Toprak bilimci” bir ekip çalışıyordu biliyorduk.
Muğla’daki karayolu “906” kilometre.
“506” kilometresi devlet karayollarına ait.
Çift bölünmüş yollar.
Arada standartlar değişik.
“340” kilometresi kendi dâhili iç yolumuz.
Buralarda “Ağaçsız alanlar” tespit edildi.
Toplam beş yılda:
906 kilometrelik yol ağının her iki kenarına, aralıklı ağaçlar dikilecek.
Türleri belli “yerel ağaçlar”.
Gölgelik bir tünel gibi yani.
Bir yolculuk ki; “Alyanak Armutlu” bir ağaç deryası içinde…