İstanbul’da Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve kısa bir süre içinde bütün ülkeye yayılan protesto gösterileri toplumunun ironi anlayışını da ortaya çıkardı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın göstericilerle ilgili kullandığı “çapulcu” ifadesi birçok duvar yazısı ve espriye malzeme olurken “gösteri yapmak, protesto eylemi düzenlemek, hakkını aramak, baskıya direnmek” şeklinde tanımlanan “çapulmak” ya da “çapullamak” gibi fiiller türetildi.
Hatta bu fiiller yabancı dillere bile çevrildi.
Çapullamanın İngilizcesi “chapulling”.
Almancası ise “tschapulieren” ya da “schapulieren”.
İspanyolcaya da “el chapulo” olarak çevriliyor.
***
Dünyanın en popüler sanatçıları kendilerinin de birer çapulcu olduğunu açıklamaya başladı.
Gezi Parkı Protestoları ile ortaya sadece toplumun ironi gücü ortaya çıkmadı.
Kara mizahın dışında protestolar kendi sanat akımını da yaratmaya başladı.
Bu süreçte grafik, resim, fotoğraf, müzik, opera ve edebiyat gibi sanat dalları ile ilgili örnekler oluştu.
Bu sanat; biraz distort! (biçimi bozuk)
Derinlikli ama özensiz, çalakalem bir sanat akımı bu.
Sanat tarihçiler buna mutlaka bir isim bulacaklardır.
Ancak bu sanat akımını tariflemek adına biz şimdilik; “Chart” diyelim.
Chart; “Çapulcu Sanat” anlamına geliyor.
Çapullamanın İngilizcesinin ilk üç harfi “Cha”.
Yine İngilizce sanat anlamına gelen “art” birleşince ortaya; “Chart” çıkıyor.
Siz bu “Chart” tanımlamasının sonuna Türkçe olarak; “kaba kağıt” eklemesini de yapabilirsiniz.
Çünkü Taksim Gezi Parkı doğumlu bu sanat akımının bir sınırı yok.
Bu sanat akımında renkler ve diller birbirine karışmış durumda.
Akımı; “kaos ve düzen” oluşturuyor.
***
Bu sanat akımının atölyesi sokaklar.
Bunun ayrıca bir sergi salonları da yok.
Bu akımın sergi salonları duvarlar, yollar, kaldırımlar, duraklar ve çatılar.
Bu akımın sanatçıları; tual yerine beyaz kaput bezi ya da branda kullanıyorlar.
Fırça yerine de sprey boyalar…
***
Kendine özgü yazı karakterleri her ne kadar uluslar arası tipografiden uzakta olsa, bu sanatın yazı türü ile meram anlatılabiliyor.
Biraz tribün, biraz “Çarşı”.
Yazı karakteri siyah ve kırmızı renklerle çevrili.
***
Akımın fotoğraf sanatına koyduğu katkıyı unutmamak gerek.
Protestolar sırasında objektiflere yansıyan “O an” fotoğrafları,
Oğuz Haksever ve ekibine yıllarca yetecek türden.
***
Bu sanat akımının temel enstrumanı ise düdük.
Bildiğin; “Anam Babam” düdüğü.
Tencere/ tava, kepçe/kaşık bu sanat akımının vurmalı çalgılarını oluşturuyor.
4/4’lük özensiz, tek ve sıralı vuruşlardan oluşan bu perküsyon korosunu daha çok protestoları balkonlardan destekleyen ev kadınları kullanıyor.
Ancak bu sanat akımının temel enstrumanı, latin devrimlerinin vazgeçilmezi “Tahta Gitar”.
Çal gitar, ağla gitar!
Yanında tabi ki bağlama.
Söyle sazım ne söylersen, yalelelli, yalelli…
Bir kişi çalıp söylemeye başladı mı, binlerce kişilik korolar anında kuruluveriyor.
Bu koronun konser salonları ise meydanlar.
***
Sanatın içinde Rock, Blues, Jazz, Acapella, Opera, Türkü, Marş gibi müziğin her türüne rastlamak mümkün.
Sanal ortamda; Boğaziçi Caz Korosu’nun “Çapulcumusun vay vay, Çapulcular oldu mu, meydanlara doldu mu”, Duman’ın “Eyvallah” şarkısının ardından, Began’ın “Adalet” şarkısı da bu sürece dahil edilmiş. Meraklı bir üniversiteli genç, Adalet şarkısının sözlerini ilginç bulmuş olacak ki bu şarkıyı, protesto fotoğrafları ile eşleştirmiş. Meraklısı sanal ortam da arasın bulsun.
“Gezi Parkı Protestoları kendi sanat akımını yarattı” diyelim ve sonlayalım.