Musa Gökbel geri döndü. Artık siyasette hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! uyarısı ile başlayalım. Bu topraklarda yaklaşık 20 yıldır yapılan “Kurdele Siyaseti”, CHP Parti Meclisi’nin aldığı “Meyil Yoklaması” kararı ve ardından Gökbel’in adaylık açıklaması ile sona erdi. Siyaset kendi zeminine ve kendi kürsüsüne geri döndü.
Yaklaşık 20 yıldır suya sabuna dokunmayan, homojen ve bir ..oka yaramayan, kapalı siyaset ve demokrasi türü, bugün yerini örgüt iradesine ve parti içi demokrasiye, konuşan ve tartışan bir Cumhuriyet Halk Partisi’ne bıraktı.
Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adaylığını Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda açıklayan Musa Gökbel, siyasi tarihimizin son 20 yılında yaşananları ve bugün gelinen süreci şu sözlerle açıkladı.
“Bugün düğün değil bayram değil, yemek ikram etmiyoruz, ikramımız yok. Size verebileceğimiz tek şey, kırılan umutlarınızı yeniden ayağa kaldırmak. Uzun süredir zemininden çıkmış siyaset parti içi statükoların emrinde, örgütünden elini çekmiş, örgütünü dışlamış, seçilenlerine küçümseyerek bakan, bir siyaset dünyasında yaşıyoruz. Muğla bundan bir yıl önce; üzüntünüz, acınız her şeyi ile çok güvendiğiniz, ilkesine hayatınızı verdiğiniz CHP’nin eksikliklerini sadece üzülerek, geriye çekilerek, üzüntü içinde çaresiz di. Sadece Muğla değil, Türkiye’nin her yerinde yaklaşık 20 yıldır, parti içi yetkilerin merkez yoklaması eliyle dağıtıldığı, siyasetin neredeyse gasp edildiği, emeğin ve bilginin hor görüldüğü, kendi zeminindeki güvenilen insanlara birilerinin güvenmemesinin, bedelinin ödetildiği bir süreçti bu”…
***
Bu sürecin örgüt içerisinde mağdurlar yarattığına dikkat çeken Musa Gökbel, konuşmasında sosyal demokrasinin mağrurların değil, mağdurların yanında yer alması gerektiğini hatırlattı. Sürecin en önemli mağdurunun Emrah Doğu olduğunu ifade eden Gökbel, bu mağduriyete şu sözleri ile dikkat çekti.
“Bu sürecin en büyük mağduru Emrah Doğu’dur. Emrah Doğu’nun iki dönem siyasal hakları gasp edildi, haklarına el konuldu. Emrah Doğu, eğer yarasına tuz basarak iddiasını, görevini, sorumluluğunu bugün buraya kadar taşımışsa Emrah Doğu’nun gasp edilen haklarının bekçisi de hiç korkmayın Çoban Ateşi’dir. Çoban Ateşi kadrolarıdır”…
***
Açıklamasında Çoban Ateşi’nin örgüt iradesine geri dönmesi için yakıldığına dikkat çeken Musa Gökbel, Çoban Ateşi’nin sahibinin, patronunun ve rol tarif edeninin olmadığını belirterek; “Bu kadronun bir sahibi yok. İki patronu yok, üç rol tarif edeni yok. Onlar kendi içgüdüleri ile kendi aldıkları siyasal kültür ile bir hareketi gerçekleştirdiler. Lütfen herkes hafızasını bir yıl önceye çevirsin. Herkes parti otoritesinin kimi atayacağını bekliyordu. Hatta bu konuda bir tereddüt de yoktu. Atanması mümkün olan arkadaşımız! kendi atanmasını bitirmiş, ilçe belediye başkanlarını tasnif etmekte, sıralamaktaydı. Bizim hiç kimseyle kavgamız yok! Hiç kimseyle de yarışımız yok! İşte Muğla. Ben 40 yıl bu Muğla’ya güvendim, ne onlar beni mahcup etti, ne ben onları mahcup ettim. Keşke merkez yoklaması için dua eden arkadaşlarımda umutlarını Ankara’ya bağlamak yerine Sakar’ın ortasında duran bu Muğla’ya bağlasaydı. Çünkü bu Muğla; adil, adaletli, vefalı ve duyguluydu”…
***
Adil, adaletli ve vefalı Muğla; tereddüt dönemini geride bıraktı. Parti Meclisi’nin aldığı kararla Muğla netleşti. Bu süreçte ön seçim ve parti içi demokrasi isteğiyle Muğla’dan yakılan Çoban Ateşi etkili oldu. Musa Gökbel, Sınırsızlık Meydanı’nda bu süreci kısaca özetledi. “Muğla’da yakılan çoban ateşi sadece Muğla’ya değil, Türkiye’de ki 71 ilde de kayıtlı tüm üyeyle eğilim yoklamasını getirdi. Bununla ne kadar gururlanırsanız gururlanın az gururlanmış olacaksınız. Yaklaşık, 1983’den bu tarafa yani 12 Eylül’ün faşist darbesinden bu yana ilk defa gerçek demokrasi talebi, bu ilin bağrından bu ilin insanından Çoban Ateşi adı altında dağa taşa, Kars’a, Edirne’ye Van’a ulaştı. Tüzüğe rağmen parti meclisimiz bu sesi, bu sesteki sağlıklılığı duydu. Bugün eğer Türkiye’de bir eğilim yoklaması ile aday belirlenecekse bu tarihi değişimi yaratan sizlersiniz. Bu talebin sahibi olan, her ilçe danışma kuruluna bu danışma kurullarından aldığı siyasal emri il başkanlığına taşıyan her ilçe başkanıma ilçe başkanımla birlikte bu kararlılığı genel merkeze taşıyan il başkanıma ve bütün hepinize demokrasi adına minnet duyuyorum, şükran duyuyorum, Bu Türkiye’deki kapalı demokrasin açıldığı bir dönemdir. Bu dönemdeki adınız, imzanız size 100 yıl yetecek bir gururdur. Bu gururun yanında inanın Büyükşehir Belediye Başkanlığı çok sıradan çok hafif kalıyor”…
***
Musa Gökbel’in Sınırsızlık Meydanı’nda yaptığı miting, birilerinin huzurunu bozmuş, nasırına basmış olacak ki, sosyal paylaşım sitelerinde bu işin şova dönüştürüldüğü ifade edilmiş.
Sürer durumcu, statik politikacı tipi savunanlar kimseye rol tarifi yapmasın. Kimse sanal ortamın kendisine sağladığı demokrasi ve özgürlüğü, Parti Meclisi’nin sağladığı demokrasi ve özgürlüğün üzerinde görmesin. Örgüt iradesi tüm sanal ilişki ve yöntemlerin üzerindedir.
***
Yazının başında da ifade ettik.
Bir kez daha yineleyelim.
Musa Gökbel’in geri dönüşü ile artık siyasette hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yaklaşık 20 yıldır bu topraklara reva görülen “Kurdele Siyaseti”, CHP Parti Meclisi’nin aldığı kararın ardından Gökbel’in adaylık açıklaması ile sona erdi.
Siyaset, işgalden kurtuldu, kendi zeminine, kendi kürsüsüne ve meydanlara geri döndü.
Yarın devam edelim…