CHP İl Danışma Kurulu’nda yerel basından nefret ettiğini dile getiren Dr. Ali Arslan, CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu dün açıkladı. Arslan’ın adaylık açıklama törenine çok sayıda siyasetçinin yanında nefret ettiği yerel basın çalışanları da katıldı ve Arslan’ın adaylık açıklamasındaki söylemleri, kamuoyuna nefret ettiği yerel basın taşıdı.
Yerel basın bir kez daha kendisinden nefret edilmesine karşın siyaset karşısındaki duruşunu değiştirmedi. Siyasetçi nerede duracağını bilmese de (!) Cumhuriyet tarihinin en önemli seçim dönemine girdiğimiz bu süreçte yerel basın, siyasetçiye kendi ön yargıları üzerinden muamele yapmayacak. Dr. Ali Arslan gibi siyasetçilerin düştüğü hataya düşüp, gazeteci ön yargısı üzerinden işlem yapmayacak.
Ancak, Dr. Ali Arslan yerel basının, köşe yazarlarının “kamuda geçerli olan sözdür” ilkesini ve sözün yarattığı tahribatı da bir kenara iliştireceğini unutmamalı…
Dr. Ali Arslan bu süreçte istediği türde neşriyatla kendini iyi hissedebilir hatta propaganda sürecini böyle de götürebilir. Bizim için hiçbir mahsuru yok.
***
Bir siyasi partinin ve o partide siyaset yapan siyasetçilerin politikalarını, yöntem ve uygulamalarını tamamen doğru saymak mümkün değildir. Yerel basından nefret ettiğini dile getiren Dr. Ali Arslan bu düşüncenin sahibi olan biz yerel basını “kategorik düşman” olarak görebilir.
CHP’li siyasetçilere ve özellikle belediye başkanlarına yönelik eleştirisel yazılara karşı bir nefretin sahibi olan Dr. Ali Arslan, CHP içerisindeki statik yapıların yanında yer almış bir sürer durumcudur.
Bizim demokrasi inancımıza göre yerel basın, siyasetin ve siyasetçinin denetçisidir. Bu noktada bizim toplumsal ve sosyal politikaları desteklerken, zarar verici, toplumu ve ideolojiyi dışlayıcı politikaları eleştirmemiz sadece bir gazetecilik görevi değil, demokrasiye inanmış bir kent insanı olmamızın gereğidir.
***
Yerel yönetimlerin, yerel yöneticilerin icraat denetiminden vazgeçmiş bir siyasi yapıda eğer siyaset gereğini yapmazsa devreye basın girer ve bu denetimi basın yapar. Bu nedenle yerel basının yaptığı denetim izan ve insaftan yoksun görülemez, sonucunda basının susması da beklenemez.
***
Herkes haddini bilsin, herkes yetkisini doğru kullansın.
“CHP’yi ve CHP’li yerel yönetimleri eleştirdi” diyerek yerel basından nefret ettiğini CHP’nin en yetkili yerel organı olan İl Danışma Kurulunda dile getiren Dr. Ali Arslan’ın bugün devlet eliyle susturulmak istenen ulusal basın konusunda hamasi nutuklar atması en az AKP iktidarı eliyle gerçekleştirilen eylemler kadar tehlikeli ve ikiyüzlüdür.
***
Yerel basında görev yapan gazetecilerin köşelerine yansıyan fikirlerin ne kadar tehlikeli olduğunu belirleme hakkı Dr. Ali Arslan’ın görevi değildir (!) Bu Dr. Ali’nin keyfine bırakılacak bir iş değildir.
***
Bugün CHP Muğla örgütlerinde tartışmasız bir yöntem olarak ete kemiğe bürünen ön seçim istekli yazılar ve haberler bugün büyük şehir belediye başkan aday adaylığını açıklayan Dr. Ali Arslan’da bir nefrete yol açmış olabilir.
Dr. Ali Arslan bu nedenle yerel basını suçluyor olabilir.
Ancak bu süreçte yerel basının parti içi demokrasinin ve örgüt iradesinin peşine düşmek, her fırsatta belediye başkan adaylarının ön seçimle, örgüt iradesi ile belirlenmesi gerektiğini dile getirmekten başka suçu yoktur. Bu suç ise biz suçluyuz.
***
Daha önce yazmıştık bugün bir kez daha hatırlatalım.
Dün, büyük şehir belediye başkan aday adayı olduğunu açıklayan Dr. Ali Arslan, son yerel seçimlerde CHP genel merkezinin 29 ilde belediye başkan adaylarını tüm kayıtlı üyelerin katılımı ile ön seçimle yapma kararını, bir gecede Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’le beraber değiştirmiş, sürer durumcu, statik bazı belediye başkanlarının yeniden seçilmelerini sağlamıştı. Bugün neyin peşinde olduğunu, hangi ilişkilerin sahibi olduğunu da anlayabilmiş değiliz. Ancak Arslan, bu çabası ile o süreçte Muğla CHP üyelerinin ön seçim sevincini kursağında bırakmıştı.
O süreçte belediye başkan adaylarının üye bazında ön seçimle değil, genişletilmiş delege ile yapılması kararında etkili olan ve CHP’li üyelerin iradesini yok sayan Dr. Ali Arslan, umarız bu süreçte yerel basından nefretini bir kenara koyup, büyük şehir belediye başkan aday adayı olarak bu yöntemi CHP’li üyelere anlatmanın yollarını bulur.
Umarız Arslan, demokrasi’nin bir gün herkese lazım olduğunu bu vesile ile bir kez daha anlamış olur…
***
Ben bir yerel basın çalışanı olarak, yerel basından nefret ettiğini dile getiren ve dün büyük şehir belediye başkan aday adaylığını açıklayan Dr. Ali Arslan’ın basın açıklamasına katılmadım. Katılanlara da gönül koymadım. Bir gün öncesinde Sayın Ali Arslan’dan telefonla davet almama karşın kendisini kişisel olarak protesto etmek amacıyla bu toplantıya iştirak etmedim. Yerel basında CHP’yi köşe yazılarına taşıyan iki yazardan birisi olarak Dr. Ali Arslan’ın yerel basından nefretini bu toplantıya giderek daha çok arttırmak istemedim. Yerel basından nefret ettiğini dile getiren Dr. Ali Arslan’ın yerel basının bir parçası olan ve CHP’de ön seçimi destekleyen bir gazeteci olarak bizi “kategorik düşman” olarak görmesini doğal karşılıyor, bir siyasetçi olarak kendisinden “nefret” etmediğimi bu vesile ile bildirmek istiyorum.
Kendisini aday adaylığı ve propaganda sürecinde istediği türde neşriyatla baş başa bırakıyor, aday adaylığını da daha önce seçme-seçilme hakkını elinden aldığı Fethiye’den Bodrum’a, Datça’dan Kavaklıdere’ye, Milas’tan Menteşe’ye 23 bin CHP’li üyeye teslim ediyorum…