Kaleme aldığımız yazılara kentlilik bilinci ve sorumluluğuyla yöneltilen iletiler çoğaldı. İletilerin merkezini sık sık tekrar ettiğimiz “Toplumcu Belediyecilik” konusu oluşturuyor. Yaşı ellinin üzerinde olanlar hariç (!) anladık ki bu tür belediyecilik, tanımsal olarak bile bilinmiyor. Ellinin üstü kentliler Erman Şahin’in başkanlığında toplumcu belediyeciliği yaşamış, görmüş olmasına karşın diğer yaş grupları bu belediyecilik türüyle ilgili bir fikre sahip değil.
***
Toplumcu Belediyecilik konusu açalım.
Bu tür sol, sosyal demokrat belediyeciliğin öne çıkan isimlerinin başında İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay ve Fatsa Belediye Başkanı Terzi Fikri geliyor.
Yerelde ise Erman Şahin (Muğla merkez), Emin Anter (Bodrum), Musa Siva (Dalaman), Özer Olgun (Fethiye), Yılmaz Sertkaya (Köyceğiz), Necati Özdemir (Yatağan), Muharrem Elgin (Marmaris) gibi belediye başkanları bu misyonun belediye başkanları olarak hatırlanıyor.
***
Görev yaptıkları hizmet dönemlerinde onlar sosyal politikaları, yöntem ve uygulamaları ile Muğla’dan Türkiye’ye örnek gösterilen belediye başkanları olmuşlardı.
Onlar sol ve sosyal demokrat belediyeciliğin yüz aklarıydı ve onlar “Türkiye’de Belediyecilik Sosyal Demokratların İşidir” denilen bir dönemin yapı taşlarını oluşturdular.
Kısıtlı bütçelerine karşın yürüttükleri sosyal politikaları ile onlar tüm Türkiye’ye ve sol, sosyal demokrat belediye başkanlarına örnek gösterilmişti. Bir kaçı üniversitelerin ve bilimin araştırma konusu bile olmuştu.
***
Bugün 2014 yerel seçimleri öncesinde sağ otorite eliyle hazırlanmış büyük şehir yasasına karşı tek çıkış yolumuz ‘toplumcu belediyecilik’ modeliyle mümkündür. Bu model CHP’nin sol, sosyal demokrat zeminine uygun modeldir. CHP’de başlayan ve hala devam eden adaylık sürecinde bu modele uygun aday arayışımızın temelinde bu gerçek yatmaktadır.
***
Nedir bu Toplumcu Belediyecilik?
Bu sorunun yanıtı; DİSK / Genel-İş Sendikası, Engelliler Konfederasyonu, Fişek Enstitüsü, Mülkiyeliler Birliği, ODTÜ Mezunlar Derneği, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, TMMOB Peyzaj Mühendisleri Odası, Tüketici Hakları Derneği, Yerel Yönetim Araştırma ve Eğitim Derneği (YAYED) tarafından ortaklaşa hazırlanan ‘Toplumcu Belediyecilik Bildirgesi’nde mevcut.
Bildirgede yer alan tanımları sizlerle de paylaşalım.
***
Toplumcu belediye kapitalizmin çok boyutlu krizinin yarattığı tahribata karşı halkı koruyan ve insanın iyi kötü yaşadığı değil üretken, sağlıklı ve mutlu yaşayacağı kenti yaratan belediyedir.
İnsan ve doğa sömürüsünde sınır tanımayan kapitalizme karşı toplumcu belediye, insanı ve doğayı koruyarak kamu hizmetlerini geliştirmeyi, kamu malı üretimini piyasaya terk etmemeyi ve piyasalaştırılan hizmeti geri almayı hedefler. Unutturulmaya çalışılan kamu hizmetinin bedava sunulması ilkesini ulaşılması gereken bir toplumsal hedef olarak sürekli gözetir.
Toplumcu belediye kamu erkini ve yetkisini piyasayı denetleme ve sınırlandırma amacıyla kullanır. Başlıca aracı planlama; gerekçesi ise toplumun ortak çıkarları ve toplumsal yarardır. Piyasa işleyişi toplum aleyhine olamaz, piyasanın kamuyu eritmesine izin verilmez…
***
Toplumcu belediye halkın yönetime ve karar alma sürecine katılımını sağlayacak araçları geliştirir. Bizzat halkın iktidarını hedefler. Toplumcu belediye, kamunun toplum yararına çalışmasını talep eden örgütlü halkın yerel iktidarıdır. Yerel iktidarı kazanma süreci belediyenin nasıl yönetileceğinin göstergesidir. Katılım, bilgilenme ve aydınlanma ile vücut bulur. Toplumcu belediye talebi ve toplumcu belediye iktidarı bu temeldeki bir katılım anlayışı ile demokratik içeriğine kavuşur…
***
Toplumcu belediye kent dayanışmasının yerel kamusal dayanağıdır. Kenti ağ gibi ören, dayanışma bilincini geliştiren yaygın kooperatif örgütlenmeleri kent dayanışmasının en önemli araçlarıdır. Kentli dayanışmasına rehberlik eden toplumcu belediye yoksulluğu yönetmeye değil, yoksulluğu ortadan kaldırmaya taliptir. Yoksulun olmadığı kentler yaratmak mümkündür. Planlama, dayanışma, yaratıcılığı teşvik, katılım ve kamu maliyesi olanaklarının toplum yararına kullanılması yoksulluğun ilacıdır.
Kent toprakları demokratik-katılımcı planla toplum yararına yönetilir. Toplumsal yarar ilkesi, toprakta toplumsal mülkiyeti koruma ve geliştirme ile sağlanır…
***
Neo-liberal kapitalizm çağı emek gücünün değerini düşürmek ve bu temelde sermayeyi kutsamak üzerinden yürütülmektedir. Neo-liberal devlet ve neo-liberal kamu yönetimi bu felsefe üzerinde yükseltilmektedir. Emek gücü sömürüsü devlet politikasıdır. Taşeronluk bu politikanın belediye yönetimindeki somut ifadesidir. Toplumcu belediye, kamu erkini emek gücü sömürüsünü sınırlandırmak için kullanır…
***
Yukarıda yer alan ifadelere bakarak; “Belediyelerden çok şey bekliyorsunuz” diyenler çıkabilir.
Bizim beklentimiz belediyelerden değil, belediye başkan adayı olarak seçenek sunan siyasi partilerden. Özellikle de CHP’den…
***
Son dönemin yeni sağcı otoritesi, yeni sağcı yerel yönetimlerini kurarken (!) sol ve sosyal demokrat düşünce; toplumcu belediyecilik anlayışını bu süreçte yeniden inşa edemedi. Örgüt iradesini, parti içi demokrasiyi rafa kaldıran sol ve sosyal demokrat partiler, özellikle de CHP, merkezi sağ otorite karşısında ihtiyaç duyduğu iradeyi yok saymasının bedelini ağır ödedi.
Yeni sağcı yerel yönetimler, merkezi otorite eliyle inşa edilirken, sol-sosyal demokrat partiler eller pantolon çizgisinde, popüler, tatlı su balığı gibi belediye başkanlarını seçenek olarak toplumun önüne koydu ve toplumcu belediyecilik modelinden uzaklaştı.
Sağcı otoritenin, sağcı yerel yönetim anlayışının tüm belediyeleri kuşattığı şu günde 2014 yerel seçimleri ‘Toplumcu Belediyecilik’ modelinin yeniden inşası anlamında bir fırsat yarattı.
CHP’nin elinde artık büyük bir fırsat var.
CHP’nin bu süreçte seçeceği büyükşehir belediye başkan adayı (!) bu açıdan çok önemli.
Bu konudaki ısrarımızın nedeni bu…