Eşya düzeyinde eleştiri yap, sığ düzeyde kalan parametreler üzerine kurulu bir yaşam tarzı oluştur. Düşünce biçimi, ideolojik arka planı ve toplumsal algısı ile kentin kültürel kodlarını dejenere et. Kendi dinamiklerini pazarlama yolu ile kentte; hayat ve düşünce tarzı oluştur. Soyut bir mekanizma ile derin bir savunma havası yarat. Alt başlığı, kompleksler ve çıkarcılık olan mekanizmanın tasnifçiliği ile insan ve toplumsal hakları savun. Toplumun genel kanısı üzerinde modernlik algısı yarat ve toplumun bilgilenme kaynaklarına müdahele et. Dar alanda genel söylem, tersi durumda kişisel söylemlerin kaynak oluşturmasını sağla. Kendi temel ilkelerine toplumsal etiket yapıştır ve pazarla. Siyasi gardrobunu genişlet. Liberal, sosyal demokrat, köylü  ve burjuva olmayı becer. Hem modern hem de muhafazakar olmayı bil. Siyasi çatıyı dışla, zıtlık yarat, örneklemeler oluştur. Oluşturduğun örnekleri belirginleştir. Her şeyi yeniden kamusal kaygılar ile düzenlediğini iddia et. Üst başlığa kenti, alt başlığa cebindeki özne’yi koy. Mutlak bir iktidar dayatması yarat, bunu yaratmak için gayret göster, sonra karşısına geç ve toplumsal hakları savun. Sistematik eleştiri olgusunu kıymetsizlendir. Sıradan, vasat ve ehemniyetsizlik algısı yarat.  Özgürlük, akılcılık, dayanışma,  toplumsallık ve çoğulculuğu red et. Sınırları zorla, sinirleri ger. Babalar küçük oğullarına söylesin diye sokak söylencelerini  efsaneleştir, öykülendir ve küçük kahramanlar yarat. Asalet ve derinlik derecelerini belirle. Kafatasına bak, ırkçı ol. Zaman zaman güven yitirdiğini bilsen de çaktırma. Sonuçta kenti ele geçir ve yönet…
İşte; hali-i pür melalimiz…
Ak Parti Muğla Milletvekili Yüksel Özden geçtiğimiz hafta sonu gazetecilerle yaptığı toplantıda kent için önem arz eden çok ciddi açıklamalarda bulundu. Bu toplantıda uzunca bir süredir varlığı siyasi makilikte kamufle edilen statüko ilk kez konuşuldu, dile getirildi. Kent Statükosu’nun tescillenmesi anlamı da taşıyan bu toplantı, kentteki siyasi algının ve tercihin değişim sürecine katkı koyması açısından bir milat sayılabilir. Yaklaşık 40 yıldır bir hastalık gibi kentin her alanına sirayet eden ve mutlak hakimiyet kuran kent statükosu, harcındaki en önemli argümanı olan siyasi ve politik gücü kaybetmek üzere. Statükonun, lider parti ve siyasetten  lider yaratmadaki tercihleri ve bu tercihlerin yöntem ve uygulamalarındaki becerisizlik, elit ve imtiyazlılara yönelik hizmet anlayışı statükoyu ele verdi ve onu köşe sıkıştırdı. Spordan siyasete, ticaretten ekonomiye kadar kentin tüm unsurlarını elinde tutan  statüko artık kendisini muhatap almayan bir yapı ile karşı karşıya… Alışık olmadığı türden bir anlayışa hazırlıksız yakalanan statüko yeni savunma yöntemleri geliştirse de bu durumdan kolay kurtulamayacak.  Siyaseti bir üst kimlik haline getiren ve bununla yetinilmesini isteyen kent statükosu, artık yetinmeyen bir halkın varlığını geç fark etti. Değişmeliyiz söylemi çoktan başladı.