Her Gazeteci ya da yazar, belli bir zaman diliminde yaşar ve o zaman dilimimin de yazar, çizer.
Gazeteciliğin ya da yazarlığın en doğal zeminini, içinde yaşadığı zaman ve mekân sağlar.
Zaman bellidir, mekân da kentin bizzat kendisidir.
Kentin bize sağladığı olanaklar ve beklentiler arasındaki çelişki, bizim değiştirme arzumuzun ön koşulunu oluşturur.
Eleştirisel yazarlığın, muhalifliğin çıkış noktası budur.
***
Daha iyi bir kent ve daha iyi yaşam koşulları için bir şeylerin değişmesi gerekiyorsa o zaman bu işin önderliğini gazeteciler ve yazarlar yapar.
Daha önce ifade ettik, yineleyelim.
Kent Yazıları politik türde bir gazetecilik eylemdir…
***
CHP’ye yönelik eleştirisel yazılara son vermem isteniyor.
Kısaca “Sen CHP’yi yazma yeter” deniliyor.
Bu teklifi kabul etmek gibi bir şansımız yok.
Çünkü biz “Muğla mı önemli? CHP’mi?” sorusunun yanıtını verdik.
Bizim için Muğla CHP’den daha önemli…
***
CHP’siz olmaktan,
CHP’siz kalmaktan korkanlara soralım.
Hangisi daha önemli? Muğla mı, CHP’mi?
***
Muğla’ya sahip çıkmak mı?
CHP’yi kazandırmak mı önemli?
Hangisi daha önemli?
Muğla’yı kurtarmak mı?
CHP’yi kurtarmak mı?
Hangisi?
***
Siz; “CHP kazansın, Muğla CHP’ye feda olsun!”
Biz de; “Muğla CHP’ye feda edilmesin” iddiasındayız.
***
Bizim için;
Muğla’yı ve örgüt iradesini yok sayan,
Demokrasiyi reddeden CHP;
Muğla’dan daha önemli değil…
***
Muğla’yı gözden çıkarmak,
CHP’yi gözden çıkarmaktan daha kolay.
Asıl olan CHP değil, asıl olan Muğla.
“Avcılar değil, aslan kazansın” isteğimizin temeli bu.
***
Onun için bu süreçte kente dair;
Derin asalet gerektiren bir tutarlılık arıyoruz…
***
Zeminine tepkileri koyan siyaset türüne,
Bununla yetinen orta ölçekli siyasi yöntemlere ve siyasetçilere bu nedenle karşıyız.
Muğla sol seçmeni olarak;
Önümüze ne koyarlarsa onu yemek (!)
Bize dayatılanı her şeyi kabul etmeye mahkum değiliz.
***
Biliyorsunuz ki Muğla’da tepki siyaseti geçerli.
Tepki siyasetini de bugün AKP oluşturuyor.
Gezi Parkı çelişkisi, Cemaat ve Yargı ilişkisi,
Sanılanın çok ötesinde AKP’yi bir tehdit olmaktan öteye taşıdı.
***
Kamuoyu araştırmalarına göre;
AKP’nin bu süreçte yaşadığı erozyon, şimdilik yüzde 20 civarında…
Bu erozyona göre yerelde AKP’nin oyu;
170 bin değil, 130 binlere düştü…
Artık korkuyla beslenen tepki siyaseti ortadan kalkıyor.
AKP, Muğla sol seçmeni için tehdit oluşturmuyor.
Aksine Muğla sol seçmeni için asıl tehdidi;
CHP’nin bizzat kendisi oluşturuyor…
Bu tehdidi CHP’nin Muğla’ya reva gördüğü yöntem ve uygulamaları oluşturuyor.
***
CHP’siz kalmaktan korkanları (!)
Uyaralım.
Artık ortada korkulacak bir şey yok.
AKP’nin yereldeki oy kayıplarının nedeni sadece erozyon değil.
Bunun dışında bir dizi gerçek var.
Adayları belirlemede yanlış tercihler,
Yönetim-teşkilat,
Yönetim- milletvekili çekişmesi,
Hiç kuşku yok ki;
Yaşayacağımız yerel erozyonun zeminini de oluşturacak.
***
AKP artık Muğla sol seçmeni için tehdit olmaktan çıktı.
Muğla sol seçmeni için asıl tehdit;
CHP’nin kendi içinde…

13 Ocak 2014 Pazartesi