Yağmur şiddetini arttırdıkça,
Önümde yürüyen adam da;
Şiddetini arttırıyor, celalleniyordu…
Donuna, doncuğuna kadar ıslanan,
‘Yağmur adam’ biriken yağmur sularıyla (!)
Yürüyecek bir yer arıyor,
Elinde şemsiyesi,
Vıcık bir halde (!)
Seke seke çaydan geçmeye,
Yürümeye çalışıyor ve
Kendi kendine söyleniyordu…
***
Allah verdikçe veriyor,
Yağmur göz açtırmıyordu…
Şehrin merkezindeydik,
Bir yerlere gitmeye çalışıyorduk.
Son yapılan çalışmalarla,
Kot farkı kalmayan (!)
Düzlenen asfalt yollar,
Su istilası altındaydı.
Önümde yürüyen adam
Yağmurdan tuluk olmuş bir vaziyette,
Valilik önündeki yaya yoluna geldi.
Sağa, sola hamle yaptı, olmadı.
Karşıya geçecek bir gedik bulamadı,
Sonunda isyan etti,
Şemsiyesini yere çarptı (!)
Bakın neler söyledi…
***
“Adamlar burada yürümüyorlar ki (!)
Ne bilsinler vatandaşın ne çektiğini (!),
Yolu yapıyorsun (!)
Direk dikiyorsun (!)
Efendi; direk dikeceğine,
Bari direnaj yap (!)
Direnajı nerde len bunun?
Direnajı ?
Nereye gidecek bu kadar yağmur?
Bu nasıl bir iş kardeşim?
Hesapsız, kitapsızlar (!)
Sizin yapacağınız yola da (!)
Size de, direğinize de lanet olsun (!)
Nah size oy (!)
Nah (!)
Yettiniz bittiniz ülen”…
***
Bağırdı, çağırdı, dövündü (!)
Sonuçta bin bir güçlükle,
Adam karşıya geçti.
Hızlı adımlarla söylene söylene,
Karanlığa karıştı ve gözden kayboldu…
Hırsını alamadı,
Giderken iki direğe tekme attı…
***
Aynı yağmurlu gece;
Bir meyhanedeyiz.
Yan masada CHP’li
Kaybeden iki meclis üyesi adayı (!)
Ve tayfası yaralarını sarıyorlar.
Liste de yoklar…
Onca uğraş, onca çaba,
Boşa gitmiş…
Sonuçta efkâr almış yürümüş,
Dağ olmuş, deniz olmuş,
Efkar masaya taşmış…
***
Aslan sütü, cingen salatası,
Sarımsaklı yoğurt …
Kaybedenlerle biz dipdibeyiz…
Mekanda;
Sanat müziği çalıyor.
Üstelik (!) derman arayan türden…
Efkarlı masanın dörtlüsü de
Kendi aralarında şarkıyı mırıldanıyor…
***
Önce dikkat etmemiştik,
Dinlemeye başlayınca ayıldık.
Şarkıyı koro halinde,
Hep birlikte söylüyorlar,
Arada şarkının sözlerini,
Kendilerine göre değiştirip,
Söylemeye devam ediyorlar…
Şarkının aslını bilmiyoruz,
Biz size efkarlı gofradan;
CHP’li tayfadan dinlediğimizi (!)
Aynen aktaralım…
***
“Çaresiz derdimin sebebi belli
Dermanı yaramda arama doktor,
Şifa bulmaz gönlüm senin elinden
Boşuna benimle uğraşma doktor”…
***
“Seçim yarasıdır bu ilaç kapatmaz,
Fermuar tesellisi beni avutmaz,
Dermanı sandıktır sende bulunmaz,
Boşuna benimle uğraşma doktor”…
***
“Dokunma, dokunma,
Benim sandığıma (!)
Dokunma Doktor”…