Muğla’da “CHP’li belediyeler arasında sorun yaşanıyor” algısı yerini galiba büyük bir uzlaşıya bırakıyor. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün Bodrum’da iki gün süren temasları sırasında verilen mesajlar CHP’li belediyeler arasında suların durulmaya başladığına işaret ediyor.
CHP’li belediyeler arasında yaşayan sorunun siyasi değil, idari olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Verilen mesajlarda yaşanan sorunun temelinde yasadan kaynaklı yönetim şekli ve idare yapılanmanın bulunduğu vurgusuna yer veriliyor.
***
Bu konudaki mesajlardan ilki geçtiğimiz hafta Bodrum CHP İlçe Başkanı Recai Seymen’den geldi. Seymen, Büyükşehir ile Bodrum Belediyesi arasında sorun var algısına yönelik açıklamasında; “Zaman zaman iki belediyemiz arasında sıkıntı varmış gibi gösteriliyor. Hayır, herhangi bir sıkıntımız yok. Ufak tefek yasadan kaynaklanan şeyler yaşanıyor ve çözülüyor” dedi.
***
Bodrum Yarımadası’ndan konuya ilişkin ikinci mesaj ise Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’den geldi. Gazetecilerin “CHP’li ilçe belediyelerinin ‘yetkisizlik’ konusundaki yakınmalarını nasıl karşılıyorsunuz” sorusuna Başkan Gürün; “Her belediye başkanı, çok daha fazla yetkiyle, çok daha fazla iş yapmayı ister. Çünkü o koltuğa oturmasının gereği budur. Ama bir de kanunlar, mevzuatlar var. Onların yorumu var. Farklılıklarımız olabilir. Farklı düşünebiliriz. Konuşarak sorunları çözecek kadar medeni ölçülere sahibiz. Toplumda yeterince kavga eden kurumlar, adeta iç savaş içinde olan yerler var. Bizim kavga etmeye, birbirimizle çatışmaya hiçbir hakkımız olmadığını düşünüyorum” şeklinde yanıt verdi.
***
Muğla kamuoyuna ve CHP örgütlerine ulaşan üçüncü mesajın sahibi ise Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’du. Başkan Kocadon konuya ilişkin yaptığı açıklamada ‘belediyeler arasında sorun var’ algısına yönelik şunları söyledi:
“Büyükşehir yasasını biz yapmadık. Hiçbirimiz de istemedik bunu. Bugün alınan kararların ne kadar zarar verdiğinin farkına vardılar, yasayı yeniden gözden geçiriyorlar. İşte bu süreçte Muğla’yı da belki masaya yatırırlar. Burada önemli olan hızlı bir şekilde hizmet yapma mücadelesi. Ama baştan söyledik. Yeni oluşumlar için süreç lazım. Biz sabırsız insanlarız. Düşünsenize 18 yıl belediye başkanlığı yapmışsınız. 15 yılını kendi yetkinizi ve gücünüzü bilerek yapmışsınız. Şimdi büyükşehir yasası var artık. ‘Kabullenmek zorundayız.’ Başkan da yatırım programı yapması lazım. Biz Turgutreis’in arıtması yapılacak diyoruz, ben üstyapı yapacağım diyor. Bu o kadar kolay değil. Kendi aramızda hizmet yarışından dolayı sıkıntılar yaşadık, yine yaşayacağız. Bu aile içindeki hizmet yarışı kavgası. Bunun dışında kavgamız yok.”
***
Mesajlar oldukça net.
Mesajlardan da anlaşılacağı gibi bu süreçte kimse kavga, gürültü ve ayrışma istemiyor.
En azından 2019 yerel ve genel seçimlerine kadar siyaset baltaları toprağa gömmüş durumda.
Zira seçilmiş ve kendisinden hizmet beklenen her bir belediye başkanının seçmene yönelik sorumluluğunun yanında siyaseten sorumlu olduğu örgütsel bağları ve alanları mevcut.
İnsan istese de örgütsel bağları ile bu alanları yok sayamıyor.
Yasanın getirdiği yeni yönetim şekli ve idari yapılanma ortadayken bu süreçte tüm bu sorumlulukları ve alanları yok sayarak bir yere varmak mümkün görünmüyor.
Zira yok saymak, yokmuş gibi davranmak; siyasi varoluşu inkar anlamına gelelebiliyor.
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un da ifade etmeye çalıştığı gibi; “Kabullenmek gerekiyor”…