Özellikle Ak Partililer “Sosyal medyayı en iyi biz kullanıyoruz” diyerek böbürleniyorlar.
Sosyal medyada yazılıp çizilmekten başına gelmedik kalmayan Ak Partililerin sosyal medyayı bir iletişim alanı olarak görme hastalığı devam ediyor.
Çoğu Ak Partili siyasetçi sosyal medyada var olmayı toplumsal algı yaratan basın yayın kurumlarında yer almakla eş değerde tutuyor.
Sosyal medyada fotoğraf paylaşmakla, iki satır yazmakla iş bitti sanıyor.
Çoğu siyasetçi bununla yetiniyor ve bunu maharetten sayıyor.
Elbette sosyal medyada önemli.
Gazete okurunun yüzde 70’inin gazeteleri internet üzerinden takip ettiği bir süreçte sosyal medya ve onun sağladığı iletişim olanağını küçümsemek olmaz.
Ancak tüm iletişimin sosyal medya üzerinden yapılması bize doğru gelmiyor.
Ayrıca sosyal medyanın tüm iletişim beklentilerini karşılaması da mümkün görünmüyor.
Sosyal medyada işi hastalık derecesine, bağımlılık derecesine getirenler “siyasetçi-basın-iletişim” ilişkisinde gazetecileri ve gazeteleri yok sayacak kadar ileri gidiyor.
Oysa gerçekte toplumsal algı böyle oluşmuyor.
Sadece sosyal medyada var olmayı yeğleyenler, iki tık, bi fırt yapıp bunu iletişimden sayanlar bu nedenledir ki yanılıyor.
Zira herkesin sosyal medya hesabı olmadığı gibi, herkesin cebinde akıllı telefon bulunmuyor.
Sosyal medya hala kimilerine ‘bir turist mesafesi kadar uzakta duruyor.
Böyle olunca da;
Paylaştım görmedin mi?
Sen beni takip etmiyor musun? soruları şişkinlik yaratıyor.
Toplumsal algı yaratmak amacıyla verilen siyasi mesajların basın yayın kuruluşlarından önce sosyal medya da paylaşılmasıyla iş şişkinliğin ötesine geçiyor.
Böyle olunca da basın yayın kuruluşlarının haber merkezlerine, gazetecilere ve köşe yazarlarına haberi sosyal medyadan almayı salık veren siyasetçilerin sayısı çoğalmaya başlıyor.
Ak Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, bu tür siyasetçilerin başında geliyor.
Öztürk, sosyal medyayı iyi kullanıyor.
Siyasetçi-basın-iletişim ilişkisini sağlamak adına gazetecilik mesleğinden gelen bir basın danışmanıyla çalışan Vekil Öztürk, böyle bir avantajı olmasına karşın haberi ilk olarak basın yayın kurumlarıyla paylaşmak yerine tercihini sosyal medyadan yana kullanıyor.
Bir, iki, üç, dört, beş’tir aynı şeyler oluyor.
Kendi seçmen grubunu oluşturan Ak Partililerin sosyal medyayı aktif kullanmasının bunda etkisi var mı bilmiyoruz.
Bildiğimiz, Nihat Öztürk’ün sadece Ak Partililerin vekili değil, Muğla’nın da milletvekili olduğu.
Sayın vekile bu vesile ile Muğla seçmeninin yüzde 50’sinin Ak Parti seçmeni olmadığını hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Üstelik Vekil Öztürk Muğla’nın 6 milletvekili arasında icracı iki milletvekilinden birisi. Durumu bu açıdan da değerlendiriyor, icracı bir vekil olarak sorumluluk alanını ilin ve seçmenin tamamı olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz.
Muğla Milletvekili Nihat Öztürk’ün sosyal medya da paylaşım yapmasına karşı değiliz.
Ancak kamuyu ilgilendiren bir çok konunun, Muğla’ya hükümet eliyle yapılan hizmet ya da yatırımların basın kuruluşlarından önce sosyal medyada paylaşılmasını doğru bulmuyoruz.
Bu tercihin haber değeri taşıyan bir çok konunun çöpe gitmesine neden olduğunu biliyoruz.
Gazeteci olarak alelacele sosyal medyada paylaşılan bir konunun, bir gün sonra servise konulmasını ‘bayatladığı’ gerekçesiyle kullanamıyoruz.
Zira biz gazeteciler Ak Partililer gibi gün 24 saat vekillerin sosyal medya paylaşımlarını bir kaleci merakıyla beklemiyoruz…