CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Muğla mitingine;
“Başbakan Kemal” sloganları ile çıktı.
CHP’liler Genel Başkanlarını “Başbakan” görmek istediklerini (!)
Bu vesileyle bir kez daha belirtmiş oldular.
Muğla CHP örgütleri olarak üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarını gösterdiler.
***
Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu beklentiyi;
-Olacak inşallah, bir daha ki seçim sonrası,
-Muğla’ya Başbakan olarak geleceğim (!)
-Yeni bir Türkiye, özgür bir Türkiye için,
-Herkesin aşı, işi olsun diye başbakan olacağım.
Sözleriyle karşıladı,
Öneriyi aldı, cebine koydu…
***
Aidiyet duygusu gelişmiş CHP örgütleri ve tabanı,
Kendi belediye başkan adaylarını,
Kendi meclis üyelerini;
Özgür iradesiyle belirleyemedi ancak (!)
Yüksek aidiyet duygusuyla,
Kılıçdaroğlu’nu Başbakan koltuğuna oturtmak istiyor.
***
17 Aralık süreci;
CHP içerisindeki yüzleşmeyi erteledi…
***
Bu süreçte gördük ki;
CHP örgütleri kendi haklarını unutup,
Genel başkan hakkının peşinde koşmaya başladı…
Kendisi için demokrasi talep etmeyen CHP örgütleri,
CHP’nin yenisi için demokrasi talep eder duruma geldi.
***
Kendi örgütlerinde demokratik yöntemleri rafa kaldıran,
Belediye başkan adaylarının büyük çoğunluğunu,
Atama yoluyla belirleyen,
Meclis üyesi sıralamasını fermuar sistemiyle oluşturan (!)
Kılıçdaroğlu, sanki hakkı varmış gibi (!)
Mitingte demokrasiden bahsetti.
Demokrasi içerikli konuşmasında;
Kılıçdaroğlu bakın neler söyledi.
– Ayın 30’unda sandığa gideceğiz.
-Türkiye’nin önünü açın ve mührü altı oka basın.
-Emin olun sadece Türkiye değil,
-Bütün dünya bunu bekliyor.
-Çünkü biz Ortadoğu’nun örnek aldığı tek ülkeyiz.
-Demokrasimizi taçlandıran tek ülkeyiz (!)
-Ayaklarımızın altından demokrasi kayıyor.
-Ben buna diktatör diyordum, kızıyordu.
-Kadınlar kaç kez doğum yapacak o karar veriyor.
-Hangi gazete ne yazacak,
-Kimi gönderecek o karar veriyor.
-Emin olun Hitler bile bunu yapmamıştır.
-Şimdi yeni bir Hitlerimiz var.
-Demokratik yollardan mücadele edeceğiz…
***
Önce örgütüne ön seçim sözü veren,
Ardından belediye başkan adaylarının büyük bir çoğunluğunu,
Atama yoluyla belirleyen (!) Kılıçdaroğlu’nun,
Demokrasi içerikli konuşmasını,
Samimi bulmadığımızı belirtelim.
Öyle gazozuna demokrasi olmuyor.
***
Başbakan Erdoğan;
Kadınlar kaç kez doğurmalı?
Hangi gazete ne yazmalı?
Kim gidip, kim kalmalı?
Kararını veriyorsa (!)
Kılıçdaroğlu’da;
Kim belediye başkanı olmalı,
Mecliste kimler olmalı?
Kararlarını veriyor.
Kendisi bu kararları alırken,
Örgütlerinin seçme-seçilme gibi,
En temel haklarını elinden alıyor.
Sonra da binlerce kişiye;
Demokrasi dersi vermeye kalkıyor…
Milletin hamasi nutuklara karnı tok.
Demokrasi dediğin şey;
Öyle gazozuna olmuyor,
İki yüzlülüğü kaldırmıyor…
***
Kılıçdaroğlu ve Yeni CHP ekibi yatsın kalksın,
17 Aralık sürecine dua etsin…
17 Aralık, CHP içerisindeki yüzleşmeyi şimdilik erteledi…
***
Bir sonraki seçim; 2015’te ve Kılıçdaroğlu;
Yüzleşme için o kadar beklemeyecek.
CHP, 30 Mart yerel seçimlerinden ülke genelinde başarılı çıkarsa sorun yok.
Kılıçdaroğlu’nun “inşallah” temennisi gerçekleşebilir.
Ancak CHP yerel seçimlerden başarısız çıkarsa (!)
Adamın önüne kurultay sofrasını kurarlar…