Muhafazakar Demokrat yazar;
Mehmet Kemal Önekli,
“İtirazım Var” başlığı taşıyan yazısının bir bölümünde sosyolojik evrimin dayanılmaz cazibesi olan çelişkinin tartışılamadığını ifade etti.
Önekli, tartışmayı daha doğrusu tartışamamayı’ kentin en temel sorunu olarak gördüğünü yazısında şu sözlerle vurguladı.
“Bu kent hiç tartışamadı aslında. Gerçekle yüzleşemedi. Yörüklerin ayranı hiç kabarmadı. Hoşgörü ve boşgörü ikileminde kırsallık algılanmadı. Çelişmedi bu kent hiç. Dağlara inat etmedi, ettirilmedi. Aydın sorumluluğu statüko ile başladı. Bir gece saat 10 civarındaydı”…
***
Önekli hatırlıyordur;
Saat 10 civarı ben de oradaydım.
Önekli, bir Ataol Behramoğlu şiiri gibi,
Gece vakti çıkıp gelmişti.
Selam getirmişti…
***
O süreçte kenti tartışmaya açmak adına yerel statükoyu paçasından yakalamış,
Kent siyaseti üzerindeki vesayete dikkat çekmeye başlamıştık.
Kentin yakın tarihi kadifeli çeyiz sandığındaydı.
Ancak kadifeli çeyiz sandığının kapağına nal çivisi çakılmış, üzeri de keçeyle sarılmıştı.
Tarih adına yutturulanlarla,
Sığ, derinliksiz ve özensiz bir kültürün sahibi olmuştuk.
***
Belki de bu nedenle biz;
1919’u hiç konuşmamış,
Konuşamamıştık…
Silah altına alınanları,
Alınmayanları,
Kalanları (!)
Gönüllü gidenleri, dönenleri;
Kaçanları hiç konuşmadık…
***
Sığ, derinliksiz kültürün sahibi olarak biz;
İngiliz başbakanlarından Lloyd George ve Fransız Başbakanı Clemenceau’nun yakın dostu, Legion d’honneur nişanlı Muğlalı Rum Sir Basil Zaharoff’u konuşamadık.
***
1923 ve 1938’i,
1950 yerel ve genel seçimlerini,
1951 ara seçimleri hiç konuşamadık.
Türkülerin sözlerini ve
Mezarlıkların yerlerini değiştirenleri,
Hiç konuşmadık.
Toprağın altındakileri,
Üstündekileri?
Vakıfları, cemaatleri,
İlmiye otoritesini,
Eşraf otoritesini hiç,
Hiç konuşamadık…
***
Bırakın tartışmayı,
Tartışmak ne kelime?
Bunların hiç birisini biz;
Bu yüzyılda hala konuşamadık.
***
Önekli, bu tartışmayı başlatmak isteyebilir.
Tezin anti tezini ortaya koyabilir.
Ancak konuşmayan (!)
Konuşma gereği duymayan bir kentte, tartışmayı başlatmak öyle kolay değil.
Bunun için irade gerekli.
Tartışmanın zemini tamam (!)
Zemin Muğla…
Ya iradesi?
O nerede?
Onu kim ortaya koyacak?
Tartışmayı açanlara,
Tartışanlara kim sahip çıkacak?
Kim tartışanların arkasında duracak?…