Muğla şiddetli yağışa teslim oldu. Verilere göre  6 saatte metrekareye 152 kilogram yağış düştü. Şiddetli yağış nedeniyle bazı ev ve iş yerlerini su bastı. Bazı evlerin bodrum katları su altında kaldı. Karamuğla Deresi’nin taşması sonucu Muğla Adliyesi’nin giriş katı ile Zübeyde Hanım Caddesi ve Atatürk Bulvarı’nın bir kısmı da su altında kaldı.  Emirbeyazıt, Muslihittin ve Kötekli mahallelerinde de bazı evler su baskınlarından etkilendi. Vatandaşlar ve belediye ekipleri suları tahliye ederken, bazı vatandaşlar ise eşyalarını kurtarmaya çalıştı. Toplam da 20 eve ve iş yeri zarar gördü. Yağışın bilançosu bu kadar değil, bir o kadar da trafik kazası meydana geldi. Evlerini su basanlar, sokakta yürüyenler, karşıdan karşıya geçmek isteyenler, arabaların  su sıçratması ile ıslak kediye dönenler, itfaiye ekiplerinin gecikmesine sinirlenenler tabir yerinde ise “açtılar ağızlarını, yumdular gözlerini”…
Hani böylesi kayıplara ve sıkıntılara neden olan, yaşamı zorlaştıran, toplumsal olaylara bakarak “oh olsun, size müstehak denilmez.” Ancak vatandaş olarak bilmeliyiz ki ; 18 ayda bitirilmesi planlanan, kentin alt yapı ve kanalizasyon projelerindeki gecikme konusundaki duyarsızlığın cezasını bu kış ödeyeceğiz. Çetin bir kışa ve bu tür manzaralara hazır olun. Bu sorunu sadece zemin katta oturanların sorunu olarak görenler ne kadar yanıldıklarını bu kış anlayacaklar. Sistem eğer bitirildi ise, (bu konuda artık gerçekten bir fikrimiz yok) sistemin sağlıklı çalışıp çalışmadığını hep birlikte bu kış göreceğiz. Bu konuda çok sayıda esnaf iddiaya bile tutuştu, aramızda kalsın iddia limitleri de oldukça yüksek… Eskiden yağmur duasına çıkanlar, bu kış  “yağmur yağmasın” duasına çıkabilirler. Çünkü;  yağmur eğer bu şiddette yağmaya devam edersene olacağını çok iyi biliyorlar. Doğa şartları “palyatif” çözümleri bir kez daha  yerle bir edecektir. Sistemin ne kadar sağlıklı olduğunu söyleyenler, yapılan işte bir sorun olmadığını, basın’ın, köşe yazarlarının ve bazı üçüncü şahısların konuyu abarttığını ifade edenlerin arkasında durdukları sistemin ne kadar sağlıklı olduğunu bu kış göreceğiz. Umarız bu konu toplumsal üzüntü kaynağı olmaz ve her olay da yöneticilerimizin kulakları çınlamaz. Sistemin sağlıklı çalışması için dua şart ! Muğla, 2010 yılında Sağlıklı Kentler Birliği tarafından “Sağlıklı Şehir Planlaması ve Çevre” dalında ödüle layık görüldü. Yine aynı yıl Avrupa Yerel Demokrasi Haftası etkinliklerinde Muğla “12 Yıldızlı Kent” unvanını aldı. Almakla kalmadı, Muğla Belediyesi, Türkiye Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen 2011 Avrupa Yerel Demokrasi Haftası Koordinasyon Toplantısı’nda 12 Yıldızlı Kent olarak tecrübelerini aktardı. (!) Bu ödül; Paris, Strazburg, Belgrat gibi büyük Avrupa kentlerine verilen bir prestij ödülü. 12 Yıldızın içinde alt yapı, kanalizasyon ve arıtma tesisi zorunluluğu var mı ? bilemiyoruz ama olsaydı zaten bu ödülü alamazdık…
Ödülleri ve ünvanları sorun ettiğimiz sanılmasın. Sorun ödül almamızda değil. Biz kent olarak birçok konuda çok saygın ödüller alabiliriz.  Altyapısı olmayan, kanalizasyonu olmayan, arıtma tesisi, atık su, deşarj alanı olmayan bir kentin dünya üzerinde alabileceği tüm ödülleri alabiliriz…
Kent olarak bir ünvanımız daha var, biz iklim dostuyuz. 2009 yılında Bölgesel Çevre Merkezi (REC) tarafından “İklim Dostu Kent” unvanı aldık. Hani olası bir değişiklikte zaten “dost olduğumuz iklimin” aşırı yağışlarına, su baskınlarına, sesimiz çıkmaz. 18 ay gibi bir sürede bitirilmesi planlanan, ancak bir türlü tamamlanıp, hizmete açılamayan  alt yapı ve kanalizasyon sistemi bu haliyle zorlu kış aylarını göğüslemeye hazırlanıyor. Allah herkese kolaylık versin. Hafta sonunda yoğun yağış alan kente 6 saat içerisinde, metrekareye 152 kilogram yağış düştü. Doğa şartları hayatı ve kenti felç etti. Anlaşılan yine “kışlar karanlık ve geceler uzun” olacak, haydi hayırlısı…