Büyükşehir yasasıyla hatırı sayılır mal ve gelir kaybı yaşayan ilçe belediyeleri 7 ayın sonunda iş yapamaz, hizmet üretemez noktaya geldi. Yakındır personel maaşlarını da ödemekte zorlanacak ilçe belediyelerinin isyanına Fethiye’den sonra CHP’li Marmaris Belediyesi’de eklendi. Eski İl Genel Meclisi Üyesi, Marmaris Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Kaplan Marmaris’te bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada yasayı ve büyükşehir belediyesini sert dille eleştirdi.
Büyükşehir belediyesinin ilçe belediyelerinin gelirlerini yasa çerçevesinde almak için olağanüstü bir çaba içerisinde olduğunu belirten Kaplan, “Büyükşehir su paralarını otogar ve otopark gelirlerini almasının ardından şimdi de limanları almak için uğraşıyor. İlçe belediyeler battı batacak” sözleriyle Marmaris Belediyesi’nin durumunu gözler önüne serdi.
Turizmde milyon dolarlık gelir elde eden Türk turizm sektörünün incisi Marmaris mal ve gelir kaybından sonra Dursun Kaplan’ın iddia ettiği gibi gerçekten batar mı?
Bu sorunun yanıtını bulmak için büyükşehir yasasıyla Marmaris Belediyesi’nin neler kaybettiğine bakmak gerek.
Yasayla Marmaris Belediyesi;
Su gelirlerini,
Turgut Şelalesi gelirlerini,
İncekum Plajı, Karacasöğüt ve Selimiye İskeleleri,
Bozburun Balıkçı Barınağı ve
Marmaris Otobüs Garajı’nın gelirlerini kaybetti.
Yani bu gelirleri Büyükşehir Belediyesi’ne devretti.
Yetmedi (!)
Yıllık 500 Bin TL gelir getiren otopark gelirleri büyükşehir belediyesine gitti.
Marmaris Belediyesi’nin gelirinin yüzde 42’si büyükşehire aktarıldı.
Marmaris Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Kaplan Marmaris TV’ye yaptığı açıklamasında büyükşehir yasasının ilçe belediyelerini bir şube müdürü olarak görmekte olduğunu iddia etti.
Dursun Kaplan bu tespitinde de haklı.
Ak Parti’nin büyükşehir yasası ilçe belediyelerini şube müdürü gibi görebilir.
Doğrudur (!)
Peki CHP’nin büyükşehir belediyesi ilçe belediyelerini ne olarak görüyor?
Onu bilen var mı?
Soruyu daha net soralım.
CHP’nin büyükşehir belediyesi CHP’nin ilçe belediyelerini ne olarak görüyor?
Bunu bilen var mı?
Dursun Kaplan’ın açıklamasında yer alan “Büyükşehir Belediye Başkanı veya Başkanları İlçe Belediyelerinin gelirlerini yasa çerçevesinde almak için olağanüstü bir çaba içerisindeler” sözü işi özetliyor.
Yasa tamam, yasa CHP’ye göre bir yok etme yasası.
Burada anlaşılamayan büyükşehir belediyesinin olağanüstü çabası…
Bu olağanüstü çaba neyin nesi?
Aynı partinin belediyesi olmak (!) olağanüstü çabanın şiddetini neden hafifletmiyor?
Dursun Kaplan’ın açıklamasında bu sorunun da cevabı mevcut.
“Büyükşehir Belediye Başkanları maalesef bürokratlar aracılığıyla ilçe belediyeleri sıkıntıya sokmaya devam edecektir” açıklamasıyla Kaplan sorunun kaynağına işaret ediyor.
Büyükşehir yasasına hazırlıksız yakalanan CHP’li belediyeler büyükşehir kadrolarının büyük çoğunluğunu kapatılan kurumların bürokratlarıyla doldurdu. Ancak ilçe belediyelerinin donuna doncuğuna kadar almak isteyen olağanüstü çabanın şiddetini sadece CHP büyükşehir kadrolarında görev yapan, yetkilendirilen bürokratlar oluşturmuyor…
Bu statik bürokratların üzerinde; inanmadıkları, bir parçası olmadıkları bir siyasi davanın yetkileriyle donatılmış büyükşehir belediye başkanları var.
Belediye başkaları yasanının arkasına sığınarak sadece bir mağduriyeti oluşturmuyorlar aynı zamanda siyasi bir varoluşu inkâr ediyorlar.
Halka ve örgütlere sorumlu olan ancak gelir kaybı nedeniyle hizmet yapamaz hale gelen ilçe belediyelerine, ilçe belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine bu süreçte Allah Kolaylık Versin…