Toplumun algısını oluşturmada algılama yönetimi; belirsizliği daha az olan bilgileri sağlayabilmek, topluma veri akışını kontrol etmek ve geliştirmek anlamına gelen bir yönetim tekniğidir.
Bu yöntem özellikle siyasi kararların kamuoyunda benimsenmesi için kullanılır. Bu çerçevede; algı, algılama, algılama süreci gibi kavramlar, algılama yönetimi‐örgüt yönetimi ilişkisi, kamu diplomasisi, halkla ilişkiler ve propaganda konularını içerir.
Algı toplum hayatın her alanı ile ilgili kamu hafızasını duyular yoluyla bilince aktarma olarak kabul edilir.
Bu nedenle algılar gerçektir.
“Muğla’da hiçbir koşulda ve hiçbir zeminde Ak Parti kazanamaz algısı” bu duruma örnektir.
***
İnsanlar algılara inanır, zira algı değer yaratır.
Yani algı bir olayın nasıl yorumlanacağı, neye inanılacağı ve nasıl davranılacağı sonucunu oluşturur.
Algı değeri ya yaratır ya da eksiltir.
Algı bir genelleştiricidir ve gerektiğinde elinde bulunan erkin sorunlarını da çözen bir mekanizmadır.
Toplumun her katmanında yer alan bireyler ve özellikle siyasi partiler gücünü yarattıkları algılardan alırlar.
Algı bir belirtidir.
Aynı zamanda algı kişisel ve bireyseldir.
***
Bir insanın belli bir yönde tercih yapabilmesi, eyleme geçebilmesi için ön koşul;
o insanın o yönde bir alternatifin varlığını bilmesi ve bu bilgiyi algılaması ile mümkündür.
Algı; insanları harekete geçiren ve hareketlerinin yönlerini belirleyen, onların düşünceleri, umutları, inançları kısaca arzuları, ihtiyaçları ve korkularıdır.
***
Deneysel algılamalar; görme, dokunma, işitme, tatma ve koklama yoluyla yapılır.
Oysa bizim için önemli olan zihinsel algılamadır.
Toplumsal algıyı oluşturan da bu zihinsel algılamadır ve zihinsel algılama da altıncı hissimizle gerçekleşir.
Zihinsel algılamayı oluşturmak ve elde etmek hiç kolay bir iş değildir.
Zihinsel algıyı sağlamak için karşı tarafın algılamasındaki sınırları ve engelleri bilmek ve mesajı bu çerçevelere göre vermek gerekir.
Burada önemli olan, kesinlikle unutulmaması gereken, davranış biçimlerini akıl ve mantıktan çok duyguların yönettiğidir.
***
Algı konusunu neden yazdık?
Neden bu kadar detaya girdik (!)
Merakları giderelim.
***
Her seçim döneminde olduğu gibi 2015 milletvekili genel seçimleri öncesinde de toplum harekete geçti ve kendi içinde algı oluşturmaya başladı.
Biliyorsunuz, toplumda geçerli olan sözdür ve bu kentte toplumsal algı sözle inşa edilir.
Algıyı oluşturan kişi ya da olaylar gerçektir değildir (!); yanlıştır doğrudur bilinmez.
Bilinen Muğla algısının ortalıkta dolaşan söz ya da tespitlerden oluştuğudur…
***
2015 genel seçimleri öncesinde siyasette toplumsal algı yaratma süreci başladı.
Bu süreçte kentte oluşturulacak algı muhakkak ki; siyasi partileri, aday adaylarını ve aday belirleme yöntemini etkileyecek.
***
Bu süreçte oluşacak kamusal algının önümüzdeki süreçte yapılacak kamuoyu araştırmalarının da temelini oluşturacağının farkındayız.
Biliyorsunuz;
Sosyoloji ve siyaset aynı çanaktan beslenir.
Bu süreçte toplumda kendiliğinden oluşan algıların neler olduğunu, kimleri kapsadığını yazma işini yarına bırakalım.
Yarına bırakmadan önce de bir iki tanesini sizinle paylaşalım. Bu süreçte toplumda oluşan algının temelinde yine Ak Partili siyasetçiler ile CHP’li siyasetçiler var.
Ak Parti’de İl Başkanı Nihat Öztürk’ün vekilliği ile ilgili, CHP’de İl Başkanı Mustafa Öztürk’ün 5 milletvekilliği hedefiyle ilgili olumlu ve olumsuz tespitler toplumsal algıların ilk sıralarını oluşturuyor. Algıları sizlerle paylaşmadan önce “Bu işte darılmaca, güvenmece yok” diyerek sonlayalım…