ALİ’SİZ MARMARİS, BEHÇET’SİZ FETHİYE, MEHMET’SİZ BODRUM

9

ALİ’SİZ MARMARİS, BEHÇET’SİZ FETHİYE, MEHMET’SİZ BODRUM
Günün sorusu şu;
Ali’siz Marmaris’i, Behçet’siz Fethiye’yi, Mehmet’siz Bodrum’u yönetmek mümkün mü?
Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı’nın Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’e yönelik “Ali’siz Marmaris’i, Behçet’siz Fethiye’yi, Mehmet’siz Bodrum’u, Kamil’siz Köyceğiz’i yönetemez” iddiası, büyükşehir belediye meclisi öncesindeki tartışmalar bizi bir kez daha 2014’e götürdü.
Birçoğu büyükşehir yasasını okumadan, detaylarını bilmeden aday olan ve seçilen belediye başkanları yasanın getirdiği yeni yönetim şekliyle yüzleşince olanlar oldu.
Her şeyin eskisi gibi olmasını bekleyen ancak büyükşehir yasasıyla taşınmaz, gelir ve yetki kaybına uğrayan ilçe belediye başkanları yeni yönetim şekliyle kendilerini yetkisizlik travmasının içinde buldular.
2012 yılında çıkarılan büyükşehir yasasını inceleyen ve yasanın yönetim anlamında içerdiği riskler konusunda o süreçte uyarıda bulunanlardan birisi olarak o süreçte büyükşehir yasasına ilişkin; “Ödül mü ceza mı?” sorusunu sormuş, kamuoyunu, siyaseti ve siyasetçiyi de uyarmıştık.
Büyükşehir yasasının içerdiği risklerin Muğla gibi coğrafyalarda herkes için cezaya dönüştüreceğini kaleme almıştık.
O süreçte yasaya ilişkin yürüttüğümüz muhalefet, siyasetin sığ bir bakış açılı değerlendirmesinden kendini bir türlü kurtaramamıştı.
Genel siyasette CHP Genel Merkezi büyükşehir yasasının iptali için Anayasa Mahkemesine başvururken yerel siyasette sisteme ve yönetim şekline yaptığımız muhalefetin kişilere endekslenmişti.
Yasanın içeriğine hatta tam kalbine yerleştirilen ve gücünü yasadan alan olağanüstü yetkilenme yasasının içeriği hakkında zerre kadar bilgi sahibi olmayan, “seçilince bakarız” diyerek propaganda sürecini seçilme gayretiyle geçiren belediye başkanları taşınmaz, gelir ve yetki kaybının ardından ne olup bittiğini uzun süre anlayamadılar.
İl sınırlarının mücavir alan ilan edilmesi, il genel meclislerinin hizmet götürdüğü köylerin mahalleye dönüşmesi, ilçe belediyelerinin taşınmazlarını ve gelirlerini kaybetmesi aynı siyasi çatı altındaki belediyeleri ve belediye başkanlarını karşı karşıya getirdi, siyaseti sıkıntıya soktu.
Sıkıntı bugüne kadar da geldi.
Muğla Büyükşehir Belediyesi Temmuz ayı meclis toplantısının gündemi, içerik anlamında büyükşehirle ilçe belediyelerini bir kez daha karşı karşıya getiren türdendi.
İl genelindeki limanlar, otogarlar ve otoparklara Sayıştay kararıyla yolların da eklenecek olması sıkıntının son halkasını oluşturdu.
Herkes fark etmeli ki;
Yasanın içeriğine hatta tam kalbine yerleştirilen ve gücünü yasadan alan olağanüstü yetkilenme, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü; Ali’siz Marmaris’i, Behçet’siz Fethiye’yi, Mehmet’siz Bodrum’u yönetmeye zorluyor.
Bu durumda Başkan Gürün’ün yapacak fazla bir şeyi yok.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün mevzuatçı bir belediye başkanı olarak çok istemese de, uygun görmese de yasaların ve mevzuatların gereğini yapan seçilmiş bir yönetici olduğunu unutmamak gerekiyor.
Günün sorusu ile başlamıştık, günün sorusu ile bitirelim.
“Ali’siz Marmaris’i, Behçet’siz Fethiye’yi, Mehmet’siz Bodrum’u yönetmek mümkün mü?”
Evet, bu yasayla mümkün görünüyor …

Haberi Paylaş