KILIÇDAROĞLU’NUN “ÖRGÜTLER BELEDİYELERE, BELEDİYELER ÖRGÜTLERE KARIŞMASIN” İSTEĞİ (!)
Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Yalçın Bayer, 9 Kasım tarihli ‘AYM, Anayasamız artık yok mu demek istiyor’ başlıklı köşe yazısının ‘Kılıçdaroğlu Belediye Başkanlarına ne dedi? ara başlığında şu ifadeleri kullandı:
“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, belediye başkanlarının kapalı toplantısında demokratik kitle örgütlerinin faaliyetleri ve yayınlarına sahip çıkılmasını istemesi dikkat çekti. Kılıçdaroğlu ‘Bazı belediye başkanlarının Cumhuriyet gazetesini bile okumadıklarını duyuyorum ve bunu eleştiriyorum’ dedikten sonra şöyle konuştu: ‘Cumhuriyet’e destek vereceksiniz. Demokratik kitle örgütlerine yakın olacaksınız. Örneğin, Dil Derneği’nin yayın organına, ‘Herkese Bilim Teknoloji’ dergisine abone olacaksınız. Kılıçdaroğlu ayrıca, örgütlerin belediyelere, belediyelerin de örgütlere karışmamasını da istedi”…
***
Sayın Bayer’in yazısında yer alan son cümleye takılmış durumdayız.
CHP’li Belediyeler Cumhuriyet okusun, okutsun, destek olsun.
CHP’liler kitle örgütlerine yakın olsun, derneklerin yayın organlarına, dergilerinin tamamına abone olsun (!)
Hepsi tamam, hepsine eyvallah.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun son cümlesindeki isteğin yerine getirilmesi biraz zor.
Hepsine tamam, ama son isteği yerine getirmek mümkün değil.
Her şey olur, o son istek olmaz.
Zira CHP’de örgütlerin belediyelere, belediyelerin örgütlere karışmaması (!)
Pek mümkün görünmüyor.
***
Uzun süredir genelde iktidar olamayan, iktidar yüzü göremeyen partilerin illerde ya da taşradaki egemen gücünü ne yazık ki yerel iktidarlar yani belediyeler ve belediye başkanları oluşturuyor.
Bu noktada CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ‘örgütler belediyelere, belediyeler de örgütlere karışmasın’ isteğinin ayakları yere basan bir tarafı yoktur.
***
Ayrıca ortada böyle bir durum da yoktur.
CHP’nin yerelde egemen olduğu tüm illerde, il belediye başkanları; il başkanlarını ve il yönetimini, ilçe belediye başkanları da ilçe başkanlarını ve ilçe yönetimlerini belirlemede birinci dereceden etkilidir.
“CHP örgütleri, belediyelerin arka bahçesine dönmüştür” tespiti bu duruma dikkat çekmek için yapılmış, tarihi bir tespittir.
Tavandan tabana bir yapılanmayı tercih etmiş CHP’de bu durum çok da kanıksanmamalıdır.
Zira bugün CHP’nin iktidar olmaya yönelik tek gerçeği; yerel iktidarları oluşturan CHP’li belediyeler ve belediye başkanlarıdır.
***
Kim ne derse desin (!)
Yerel iktidarın getirdiği egemen güçle belediye başkanları, kendi siyasal sınırları içinde yer alan her türlü siyasal faaliyette etkili, bunun ötesinde birinci dereceden sorumlu olmuşlardır.
Bu durumun örnekleri ortadadır…
CHP’li belediye başkanlarının tamamı, kendi siyasi sınırları içinde delege belirlenmesinden, meclis üyesi tespitine, ilçe başkanı ve ilçe yönetimi belirlenmesine kadar etkili olmuşlardır.
Son yirmi yılda belediye başkanlarına ve belediyelerin egemen gücüne rağmen seçilmiş, seçilebilmiş çok az ilçe başkanı ve yönetimi mevcuttur.
***
1980 ihtilalinde kapısına kilit vurulan, 9 Eylül 1992’de yeniden siyasal yaşama dönen CHP; 1993-1995, 1995-1996 yılları arasında kurulan I. ve III. Tansu Çiller Hükümetinden bu yana, tam 20 yıldır genelde iktidar yüzü görememiş, bu süreçte muhalefette kalmış ve varlığını yerel iktidarlarla sürdürmüştür.
Bu nedenle CHP, merkezi otoritenin yerine yerel otoriteyi koymak zorunda kalmıştır.
Bu zorunlu tercih, dolayısıyla belediye başkanlarının elini güçlendirmiş, ötesinde belediyelerin örgütler üzerinde tahakküm kurmasını sağlamıştır.
***
Bu gerçek ortadayken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘örgütler belediyelere, belediyeler de örgütlere karışmasın’ isteğinin uygulanabilir bir tarafı yoktur.