İlhan Selçuk, “İnsanın kendi kendisiyle alay edebilmesi gelişmişlik göstergesidir, bir toplumun yergi oklarını kendisine çevirebilmesi uygarlığını vurgular. Salt övgüyle yetinmek küt kafalı ve geri zekâlı olmakla birdir. Mizahı olmayan ülkenin çekiver kuyruğunu” diyerek Anadolu nüktedanlığına vurgu yapar.
İnsanın kendisiyle alay etmesi gelişmişlik göstergesi ise (!) kendisiyle alay etmeyi beceremeyenler, karşı çıkanlar ya gelişmemişlerdir ya da Anadolulu değildirler.
Yergi oklarını kendisine çevirmek uygarlığı vurguluyor ise (!) yergiden nefret edenler de ilkeldirler.
İlhan Selçuk’un dediği gibi;
Salt övgü ile yetinenler küt kafalı (!)
Ya da geri zekâlı ise;
O zaman bizde çekelim kuyruklarından gitsinler…
***
Yaklaşık bir aya yakındır her Cumartesi ‘Haftanın Enlerini’ yayınlıyoruz.
Bir hafta boyunca öne çıkan toplumsal olayları, insan hikâyelerini ve yaşananları farklı bir bakış açısıyla kaleme aldığımız bu haftalık dizisi okuyucuda algı karışıklığı yaratmış.
Bir kısım okur yazılanları gerçek olarak algılarken, bir kısım okurda yazılanları şaka olarak algılamış.
“Şaka mı yapıyorsunuz, yoksa samimi misiniz?” türünde gelen iletilerden anladığımız bu…
***
Konuya açıklık getirelim,
Okurun merakını giderelim.
Belirtelim ki Haftanın Enlerin de yar alan her bir haber gerçektir.
Haberin kategorik olarak sınıflandıran üst başlıkları ise ironiktir.
Böyle olunca en ciddi ve samimi bir haber içeriğindeki gerçekliği bir yana bıkarak başlıktaki ironik tanımlama ile bir nüktedanlık eserine dönüşür.
Bu konuyu örnekleyelim.
Yoğun yağış nedeniyle oluşan selden yıkılan bir köprünün hala halk tarafından, turistler tarafından kullanılması o köprüyü “Haftanın Köprüsü” yapabilir.
Yıkılmış, yan yatmış, insanı tehdit eden, can güvenliği olmayan bir köprünün turizme hizmet vermesi, karayolu olarak kullanılması ve hatta üzerinden kamyon geçmesi, tamir ya da tadilat yerine hala kullanıma açık olması mizah dışında, nüktedanlık haricinde başka neyle izah edilebilir?
***
Ancak Haftanın Enleri içeriğindeki mizahı, nüktedanlığı ile gazetenin mizah köşesi gibi de algılanmamalıdır, zira o niyetle yapılmamaktadır.
Haftanın Enleri; olaylara, insanlara ve kente dair farklı bir bakış açısının yansımasıdır, mizahtan ve nüktedanlıktan beslenen bir gazetecilik tezahürdür.
Bu nedenle kusuruna bakılmamalıdır.
Mizahı gelişmişlik göstergesi, mizaha konu olmayı uygarlık göstergesi olarak kabul ediyorsak (!) bu tür özgür ruhlu yaklaşımların kusuruna bakılmamalıdır…
Mizahı ve nüktedanlığı yaşamın her alanında sergileyen, hatta cebinde taşıyan bir kente yakışanda budur…
***
Haftanın Enlerinin içeriğini oluşturan bakış açısı gücünü mizahtan, tespitlerini de nüktedanlıktan alır. Bu bakış açısıyla haberde yer alan gerçeklik mizah yoluyla da sorgulanmaktadır.
Bu konuyu da örnekleyelim.
Bir belediye başkanının “Sorun çok, yetkim yok” diyerek istifa etmesi siyaseten bir gerçeği ortaya koymuştur. Doğrudur ancak kamuoyunda ve kamu vicdanında bu davranış takdir görmemiştir.
İstifaya neden olan gerekçeli karar bir çoğumuza; “Bundan dolayı istifa edilir mi?” sorusunu sordurduğu için bu davranış Haftanın Enlerinde “Haftanın İstifası” olarak yer almıştır.
***
Haftanın Enleri içeriğinde sadece yergiyi değil, övgü ve ödül müesseselerini de barındırır.
Bir Ticaret ve Sanayi Odasının faaliyet alanı içerisinde üretilen gıda ve tarım ürünlerinin satış, pazarlama ve tanıtımı için havalimanlarına ürün stantları açması onu Haftanın Enlerinde “Haftanın Meslek Odası” konumuna taşır.
Bir ilçede meydana gelen su kaçağı sorunun gidermek için yaklaşık 30 kişilik ekiple gece gündüz çalışarak sorunu gideren, vatandaş memnuniyetini ön planda tutan bir kurumda “Haftanın Kurumu” olarak Haftanın Enlerinde yer alabilir…
Haftanın Enlerinde yergi de, övgü de yan yanadır…
***
Haftanın Enleri için yazı işleri olarak bir hafta boyunca en büyüğünden en küçüğe yaşanan toplumsal olayları, kişi ve kurumların faaliyetlerini yakından takip ediyor, enleri gerçeklik meselesi üzerinden mizahla ve nüktedanlıkla devşiriyor, farklı bir bakış açısıyla size ulaştırıyoruz.
Keyfine varın, tadını çıkarın…