TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMÜYOR, MUĞLASPOR KURUMSALLAŞMALI…
Futbol kulüplerinin başarılı olmasında kurumsallaşmanın büyük önemi var.
Bu konuda yapılmış bilimsel araştırmalara bize gösteriyor ki; günümüz futbol kulüplerinde profesyonelliği ve sportif başarı sadece çalıştırıcı ve futbolcularla yapılan mukavele becerisiyle oluşmuyor.
Kulüpler, kurumsallaşma ve profesyonel yönetim anlayışı ile hareket etmediği, bu doğrultuda yapılanmadığı sürece, iş parası olan yönetici ya da gruplara kalıyor.
Bu tür yönetici profiliyle kalıcı başarı elde etmek mümkün olamıyor.
Zira sistem taşıma suyla döndürülmeye çalışılıyor.
Ne yazık ki taşıma suyla da değirmen dönmüyor.
Geçmişte nice başarılara imza atan bir çok kulüp, örneklemek gerekirse;Kocaelispor, Malatyaspor, Sakaryaspor, Siirt Jetpa, Yozgatspor, Vanspor, Ankaragücü, Altınordu, Bakırköy, Çanakkale Dardanelspor, Diyarbakırspor, Göztepe, İstanbulspor’u unutmamak gerekiyor.
Kurumsal yapı bulunmadan kişi ya da kişilere endeksli yönetim modeliyle bir süreliğine başarı geliyor ancak bu durum aynı zamanda bir bağımlılığı da beraberinde getiriyor.
Yöneticinin kulüple olan bağı kopunca başarı da kalıcı olamıyor.
Muğlaspor, kuruluşundan bu güne zor süreçte takımı alıp sırtlayan, takımı şampiyon yapan yönetici modeliyle yönetilen klasik taşra kulüpleri arasında yer aldı.
Muğlaspor, uzun süredir nostaljik bir figür olarak anılmanın ötesine geçemedi.
Kendi gerçeğini bulamadı.
Kulüp faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturamadı.
Yani kurumsallaşamadı…
Kulüp yönetimlerinin başarılı olarak kabul edilmesinin tek koşulu takımın ya şampiyon olması ya da ligde kalması olarak görüldü.
En azından bugüne kadar durum böyleydi.
Kulübün ekonomik bağımsızlığı, tesisleşme ve sporcu eğitim merkezleri, alt yapı ve bilinçli taraftar topluluğu gibi kurumsal yapılanın yapı taşlarını inşa edemedi.
Bizim dediğimiz şu:
Bu tür yönetim ve yönetici modeliyle, Muğlaspor dönemsel olarak başarıyı yakalamış olsa da kişilere endeksli yönetim modeliyle bir yere varamaz, sanayisini oluşturan futbol sektöründe rekabet edemez ve başarılı olamaz.
Ötesinde marka değerini yaratamaz.
Bu nedenle vakit kaybetmeden, daha fazla kan ve can kaybetmeden kurumsallaşmak için gerekli olan adımları atmalıdır.
Temel amacı; futbol kulüplerinin, kulüp faaliyetlerinin kurum, kuruluş veya kişilere bağımlı olmadan sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi ve geliştirebilmesini sağlayacak olan kurumsallaşmanın kapısına dayanmak gerek.
Günümüzün futbol koşulları biz istemesekte kulüpleri kurumsallaşmaya zorlamakta.
Sıradan bir kulübün yıllık ortalama işlem hacminin milyonlarla ifade edildiği bir ortamda kulübün gerekirse tüzüğünü yenilemek, teşkilatlanma yapısını klasik, kişi ya da gruplara dayalı bir anlayıştan çağdaş ve profesyonel bir yönetime dönüştüren bir yapılanmaya geçilmeledir.
Kurumsallaşmasını tamamlayan futbol kulüplerinin başarısı tesadüf değildir.
Bu tür kurumsal yapılanmasını tamamlamış, profesyonelleşmiş kulüplerde; Kulüp İdari Direktörü, Strateji, Planlama ve İş Geliştirme Direktörü, Stadyum ve Tesis Operasyonları Direktörü, Mali İşler ve Kurumsal Müşteriler Direktörü, Ticaret ve Medya Direktörü ve Futbol Direktörlüğü birimlerinde görev yapan kişilerin tamamının kendi alanlarında uzman kişilerden oluştuğu görülecektir.
Bu yapılanma sayesinde ekonomik yeterliliğe sahip, kurumsal kimliği ve marka değeri olan istikrarlı bir Muğlaspor yaratılabileceği göz ardı edilmemelidir.
Başarısızlığın gölge gibi takip ettiği bir süreçte ilk yarının son dört maçına girmiş olmamıza karşın Muğlaspor’un hala bir forma reklamı bulamaması, talihsizlikten öte kurumsal bir yapıya sahip olamadığımızın en büyük göstergelerinden birisidir.
Kentin ortak marka değeri olan Muğlaspor’un kurumsallaşması için, kent dinamiklerinin, ortak aklın gerekirse de üst aklın devreye girerek bu maskaralığa bir son vermesi gerekmektedir.
Taşıma suyla da değirmen dönmeyeceğini artık herkes anlamalı.
Muğlaspor formasının göğsüne;
“Muğla1 Hedef 1” sloganı konmalı…