Büyükşehir yasasının kardeşi kardeşe düşürecek kadar tehlikeli bir yasa olduğunu ilk açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi’ydi. CHP yasanın içerdiği riskli yönetim şekli nedeniyle yasanın iptali için Anayasa mahkemesine gitmiş ancak bu çabasından bir sonuç alamamıştı.
Büyükşehir yasasıyla ilgili akılda kalıcı ikinci söylemin sahibi Musa Gökbel’di.
Gökbel yasanın içerdiği riskleri ortaya koymak için belediye başkan aday adaylığı sürecinde “Büyükşehir ödül mü ceza mı?” diyerek yasaya dikkat çekmek istemişti.
Propaganda sürecinde 30 bin kilometre yol yapan Gökbel, Ak Parti eliyle hazırlanan bu yasanın CHP’nin elinde bir cezaya dönüşebileceğine dikkat çekmişti.
Gökbel’in propagandası bu haliyle kişisellikten örgütsel boyuta taşınmıştı.
O süreçte büyükşehir yasanını dert etmeyen, kafaya takmayan siyasetçiler, “işin icabına seçimden sonra bakarız” diyerek, seçilebilme gayreti içinde yollarına devam etmişlerdi.
Sonuçta Mart 2014 seçimleri sonrasında büyükşehir yasası yürürlüğe girdi.
11 il içinde yer alan Muğla’da bu kapsamda büyükşehir statüsü kazandı.
Seçim öncesinde Valilikler bünyesinde kurulan devir teslim komisyonlarında Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne toplam 41 bin adet devir yapıldı. İl Özel İdarelerinin kapanmasıyla özel idarenin yetkileri ve taşınmazları büyükşehir belediyesine devredildi. Ancak bu devirde il özel idaresine ait bazı taşınmazlar bakanlıklar eliyle MUÇEV’e devredildi, işletme hakkı verildi.
Yasanın getirdiği yeni yönetim şekli ilçe belediyelerinin yetkilerini sınırlandırırken, büyükşehir belediyesi tam yetkiyle donattı.
Yetkileri sınırlandırılan ilçe belediyeleri yeni yönetim şekliyle yetki kaybının yanında gelir kaybına uğradı, bir uluslararası standartlardaki marka değeri yüksek taşınmazlarını da kaybetti. İlçe belediyeleri yasanın getirdiği yeni yönetim şekli ve idari yapısı nedeniyle adeta birer muhtarlığa dönüştürüldü.
Bu süreçte CHP’li ilçe belediyeleri ve belediye başkanları parti disiplini ile hareket ederken yasanın getirdiği yeni yönetim şekline ilk tepki Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı’dan geldi. Ardından Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar’ın yasaya ve yönetim şekline tepkileri gecikmedi. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ta zaman zaman yasayı ve yönetim şeklini eleştiren açıklamalar yaptı. CHP’li belediyelerin birçoğu yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle meclis kararıyla bazı taşınmazları elden çıkardı.
Seçimin üzerinden 1,5 yıl geçti.
Bu süreçte ilçe belediyelerinin gelir getiren işletmeleri büyükşehire devredildi.
İlçe belediyeleri otogarları, su gelirlerini kaybetti.
İlan ve reklam gelirleri, otopark gelirleri de bu kapsamın içinde yer aldı.
Son olarak Marmaris Yat Limanı’nın büyükşehir belediyesine devri gündeme geldi.
Yıllık 4 milyonluk bir geliri kaybetmek istemeyen ve hukuk mücadelesine başlayan Marmaris Belediyesi sonuçta mücadeleyi kaybetti.
Turizm sezonunun tam ortasında yapılacak devir Ulaştırma Bakanlığı tarafından yıl sonuna kadar ertelendi. Yat Limanını yıl sonuna kadar Marmaris Belediyesi işletecek.
Biliyorsunuz öncesinde Başkan Acar, meclis toplantısında devirle ilgili görüşlerini açıklamıştı.
Devir kararının yıl sonuna ertelenmesi haberinin ardından Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar’la telefonda görüştük. Başkan Acar, kendilerine henüz yazılı bir tebligat yapılmadığını ancak erteleme kararının doğru olduğunu ifade etti.
Başkan Acar, yasa gereği limanın büyükşehire devredilecek olmasını anlayışla karşıladıklarını ancak bu devrin aceleye getirilmesini anlamadıklarını dile getirdi.
Bugün ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyesi arasında yaşanan çelişkinin sadece yasadan kaynaklanmadığı, büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyelerinin arasında diyolog sorunu olduğuna şu sözlerle dikkat çekti:
“Bugün sorun liman değil, yönetimdir. Seçimlerin üzerinden bir buçuk yıl geçti. Biz aynı partinin belediye başkanlarıyız ancak ben Osman Gürün başkanımla henüz bir bardak çay içmiş değilim. Büyükşehir belediyesinin Marmaris’te muhtarlarla yaptığı bilgilendirme toplantısına belediye başkanı olarak ben çağrılmadım. Topu yasaya, bakanlıklara atmaya gerek yok. Yasa şu kadar sürede alacaksın demiyor. Marmaris Yat Limanı devri büyükşehir belediyesinin talebi üzerine yapıldı. Ben Marmaris Belediye Başkanı olarak tabi ki üzüleceğim. O yat limanı büyük bir emeğin ürünü o limanı biz tırnaklarımızla kazıya kazıya yaptık. Orası bizim gelinlik kızımız gibi. Biz devir konusunda bu kadar dayatma yapılmasını anlamıyoruz. Buna rağmen her şeye karşın iyi niyetimizi korumaya devam ediyoruz. Ancak Büyükşehirden, aynı davranışı göremiyoruz”…