“Bu tespit kimseyi sinirlendirmesin” demiştik.
Olmadı.
Uyarılarımıza rağmen sinirlenenler çıktı.
Sinire yol açan bir önceki yazıda yer alan; “Muğla CHP, örgütsel gücü kendi malı gibi gören belediye başkanlarına teslim olmuş durumda. Bugünün CHP’sinde bir ilçe başkanı, o ilçenin belediye başkanı kadar (!) ilçe yönetimi de o ilçenin belediyesi kadar karar ve söz sahibi değil. Uzun süredir genelde iktidar ya da iktidar ortağı olamayan ve bu haliyle merkezi otoritesini oluşturamayan CHP, tamamen yerel yönetimlerin otoritesine bırakılmış durumda” tespiti.
***
Adı üstünde bu bir tespitti.
Durum tespiti.
Yazıda tespitin ötesine geçip;
CHP örgütleri neden yerel yönetimlerin emrine girdi? diye sorgulamayacağımızı, belediye başkanlarını topa tutmayacağımızı da ifade etmiştik.
Buna rağmen tespit birilerinin şekerini fırlatmış olacak ki çok sayıda ileti aldık.
İletilerde “Vay efendim” tepkisi başköşeye oturtulmuş.
Minberden bize fetva yağdırıyor…
***
Herkes tarafından bilenen bir gerçek (!)
Biz kaleme alınca neden tepki topluyor?
Bilmiyoruz.
Bildiğimiz, gittikçe artan mahremiyet duygusunun CHP’yi daha muhafazakâr bir zemine doğru götürdüğü.
CHP örgütlerinde artan mahremiyet duygusu, parti içi demokrasinin koltuğuna göz dikti.
Yakındır oturur.
***
Ayılıp bayılanlar,
Sinirden şekeri yükselenler olsa da (!)
Biz bir kez daha ifade edelim.
15 Ağustos tarihinde başlayacak ve 6 Eylül tarihinde sona erecek delege seçimlerinin
mevcudun devamı açısından önemli.
Belediye başkanları delege seçimlerinde etkin rol üstlenecek.
Belediye başkanları bu süreçte pragmatik (faydacı) davranacak.
***
Peki (!)
Belediye başkanlarının faydacılığı;
Kime fayda sağlayacak?
***
CHP’de mücavir alan içindeki siyaseti belirleme yetkisi belediye başkanlarının eline bırakılmışken delege seçimlerinde belediye başkanları bir köşeye çekilip, sus pus oturacaklar mı?
Bu mümkün mü?
Buna inanmak mümkün mü?
***
Genelde iktidar ya da iktidar ortağı olamayan ve bu haliyle merkezi otoritesini oluşturamayan CHP’nin yerel-örgütsel bazda ihtiyaç duyduğu otoriteyi belediye başkanları ve belediyeler oluşturuyorken (!) delegeleri belirlemek kimin haddine?
Bu süreçte kim onlara ‘efelik’ edebilir ki?
***
Belediyelerin hizmetlerini ve belediye başkanlarının yöntem ve uygulamalarını eleştirmenin disiplin suçu sayıldığı CHP’de, efelik yapmak artık kolay değil.
Bunun için manda yüreği gerek…
***
Yazılarımıza sinir olmayan bir CHP’li notuyla bitirelim.
‘Sakin Okur’ iletisini aynen paylaşayım.
“Yazınızda yer alan ‘uzun süredir genelde iktidar ya da iktidar ortağı olamayan ve bu haliyle merkezi otoritesini oluşturamayan CHP’nin yerel-örgütsel bazda ihtiyaç duyduğu otoriteyi belediye başkanları ve belediyeler oluşturuyor’ tespitiniz doğru. Bu görüşe bende katılıyorum. Halen devam eden koalisyon görüşmelerinde CHP’nin iktidar ortağı olmasını sırf bu yüzden istiyorum. CHP hükümet olunca işler değişecek. CHP hükümetin parçası olmakla merkez otoritesini de oluşturacak. İşte o gün burnundan kıl aldırmayan belediye başkanları CHP merkez otoritesinin önünde hazır ola geçecek. Bakanlıkların kapısında içeri kabul edilmeyi bekleyecekler. İnanın sırf bu yüzden CHP’nin koalisyon ortağı olmasını çok istiyorum”…
***
Siyasette gözler yeniden koalisyon kurma çalışmalarına çevrildi. CHP adına Haluk Koç ve AK Parti adına Ömer Çelik’in bir araya gelerek müzakereye başladı. CHP “iyi niyetli adımların atılması” halinde uzun vadeli ve güçlü bir koalisyon kurmak istiyor.
Bakarsınız bu süreçte ‘Sakin Okur’ beklentisi gerçeğe dönüşür ve CHP hükümet ortağı olarak merkezi otoritesini oluşturur.
Yazıların içeriğini, içerikte yer alan tespitleri doğru anlayanlar da olmasa yanmışız.
İyi ki onlar var.