Muğla Belediyesi “Belediye Bülteni” adı altındaki  yayın organını tekrar çıkarmaya başladı.Bülten 24. yılında ve 111. sayısında. Benim bildiğim uzun zamandır çıkmıyordu. Bültenin baş yazısı Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’e ait. Başyazı da “İçeriğini genişleterek sunduğumuz bültenimiz gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine, öğrencisinden çalışanına; tüm hemşehrilerimize kentimiz ve belediyemizle ilgili haberleri asıl kaynağından ulaştırmayı hedefliyor” şeklinde bir ibare yer alıyor. Bu ibare bizde; “Asıl kaynak belediye’dir, bültendir” diğer kaynakların güvenilirliği konusunda sorun vardır algısı yarattı. Belediye, yerel basındaki kan kaybını belediye bülteni ile telafi etmeye hazırlanıyor. Kan kaybı çok büyük. Belediye hizmet yöntem ve uygulamalarında az eleştirilmek, çok takdir görmek ve haklılık algısı yaratmak için iletişim gücüne ihtiyaç duyuyor. Yeteri kadar kan kaybettiler. Bülten kan kaybı için tampon yada turnike görevini üstlenecek.  Bunca yıl aradan sonra bültenin yenilenmiş hali ile yayınlanmasının başka bir anlamı yok !Bültenin içerik olarak yenilendiğini bizde kabul ve takdir ediyoruz. Çünkü bültenin eski sayılarında sadece yapılanlar değil, yapılamayanlar da yazılırdı. Yapılanların yanında halka “biz şunları da yapamadık” denilirdi. Yapılan da, yapılmayan da kamunun bilgisine sunulurdu. Halk ta bu yöntemi takdirle karşılardı. Yapılamayan samimiyetle itiraf edildiği içinde gazeteci bu itirafın peşine takılmaz, onun üstüne kurgular yapmazdı. Ancak yapılamayanın ne zaman yapılacağını ilk öğrenen olmak isterdi.Bülten – halk, belediye-basın ilişkisinde belediye çok uzun bir süre “gazeteci kökenli” isimlerle çalıştı. Önce Özcan Özgür, ardından Hasan Önkaş, belediye-halk dengesinin ince ayarını, hassasiyetini cok iyi bilen isimlerdi. Hasan Önkaş döneminde de eleştirilerden kaynaklı  görüş ayrılıkları, ayrışmalar oldu. Ancak, Hasan Önkaş’ın genç yaşta aramızdan ayrılması ile yıllara dayanan ve gazeteci deneyimi ile inşa edilen belediye-halk, belediye-basın dengesi alt-üst oldu.  Basın yayın kurumları ve gazetecilerle olan ilişkilerde çok kısa sürede  ciddi ayrışmalar yaşandı.Bu ayrışma sonuçta yayın kurumlarına kadar yansıdı.  Birbiri ile çok yakın temasları bulunan gazeteciler ve yayın kurumları “yazanlar, yazmayanlar” olarak ikiye ayrıldı. Yazanlar acımasızca eleştiriyor, yazmayanlar ise sadece susuyorlardı.Yazanlar, çizenler belediye  hizmet ve uygulamaları ile ilgili kısa sürede çok ciddiye alınacak bir toplumsal algı yarattılar.Bu önemli ve vahim bir durumdu. Belediye ile ilgili hizmet, uygulama ve yöntemleri “beğenenlerin” yazdıkları yeterli görülmediğinden olsa gerek, uzunca bir süredir rafta duran bülten raftan indirildi. Çünkü bir kenarda durup, susmayı tercih edenler, belediyenin hizmet ve uygulamaları konusunda “bir haklılık algısı, iletişim gücü” sağlayamadılar. Bu güvene çok ihtiyaç duyulduğu anda bu güçten mahrum kalan belediye bu konuda oluşan zaafiyeti engellemek adına bülteni devreye soktu. Yenilenerek yayınlanmaya başlayan bülten, “her şeyi doğru yapıyoruz, çok müthiş bir kentte, müthiş işler yapıyoruz” algısı yaratmak üzerine planlanmış. Bültene göre Muğla yıldızların altında yaşayan bir kent. Bülten de “en büyük projemiz” diye  yedi düvele duyurdukları ancak bir türlü hizmete giremeyen  alt yapı, kanalizasyon, evsel bağlantılar, arıtma tesisi, deşarj alanı gibi konulardaki gecikme ve aksamalarla ilgili bilgiler ne yazık ki bulunmuyor. Hatırlatalım ; Yapılamayanları açıklamak CHP’li Muğla Belediyesine özgü bir yöntemdi…