OKTAY EKİNCİ’DEN MİRAS KALAN KENT VİZYONU
Tarih 2 Eylül 2005.
Dönemin Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, Muğla Kent Tarihi Dergisi’nin ikinci sayısında ”Muğla’da Korumacı Turizm” konulu bir yazı kaleme alır.
Ekinci yazısında Tarihi Kentler Birliği üyesi belediyelerin her birinin birliğin varlık gerekçelerine uygun olarak, tarihi kent dokularının koruma konusunda kararlı olduğunu ve korumanın turizmle desteklenmesi beklentisi içinde olduğunu belirtir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ulusal turizm politikasında bu beklentiye öncelik vermesini dileyen Oktay Ekinci, Muğla için tasarladığı ”Muğla’da Korumacı Turizm” projesinin temel ilkesini şöyle açıklar: “Eski kent dokularını yerel halkla birlikle yaşatırken turizmle de buluşturmak, yani; tarihi çevrenin sakinlerini turizmde ev sahibi kılacak bir organizasyonu gerçekleştirebilmedir”…
Bu modelde kenti ve halkı birlikte gözetmek gerektiğini ifade eden Ekinci, projenin sadece eski Muğla evlerini ve özgün kent dokusunun bulunduğu SİT alanını değil, aynı zamanda yaşayanlarının kültürel ve ekonomik kalkınma özlemlerini de korumayı, gözetmeyi ve sağlamayı esas alması gerektiğini vurgular.
Ekinci böyle bir hedefin Muğla’da gerçekleşebilmesi için 25 yıl önce yazdığı ”Yaşayan Muğla” kitabına atıfta bulunarak geleneğin en önemli güvenceyi oluşturduğuna dikkat çeker.
Ekinci’nin gerekçesi bellidir.
Ekinciye göre; Ülke genelinde tarihi-kentsel SİT alanları içinde Muğla, metruklaşmamış, her türlü destek yoksun olmasına karşın kent yaşamını kesintisiz sürdürmüş seçkin bir örneklemenin sahibidir. Şimdi sıra, bu özgün ve eşsiz yaşam mekanlarında, bir yandan huzurlu bir kent sakini olmayı sürdürmek, bir yandan da turistleri aynı huzura ortak ederek, onları eski evlerde ağırlamak için kolları sıvamaya gelmiştir.
Korumacığılın yanında kentin sahip olduğu kültür mirasa yönelik müthiş bir vizyonu ortaya koyan Oktay Ekinci, bir başka deyişle ”Muğla’da Korumacı Turizm”in ortakları ve sorumlularının kimler olacağını ortaya koyar.
Ekinci, yazısında kimlerin kolları sıvaması gerektiğini başlıklar halinde şöyle sıralar:
“Eski Evlerde Pansiyonculuk: TKB Muğla buluşmasındaki panelde özetle şu çağnyı yapmıştım: ‘Tarihi kentlerde temel turizm politikası olarak eski evlerde aile pansiyonculuğu devletin restorasyon ve donanım desteğiyle de başlatılmalı ve yaygınlaştırılmalı; ailelerin buna yönelik örgütlenmesi ve konaklama organizasyonu ise belediyelerce yapılarak tur firmalarınca programlarına alınmalıdır.’
Bu sözlerin ‘proje’ olarak açılımı ise şudur;
l- Belediyede Kent Turizm Bürosu: Yabancı dil bilen ve turistler ile eski evlerinde konuk ağırlamak isteyen SİT sakinleri arasındaki ilişkileri kurabilecek elemanların görev yapacağı bu belediye bürosu projenin merkezindedir. Örneğin, belediyenin restore ettiği Özbekler Evi vb. bir tarihi mekanda hizmet vermeli; Muğla pansiyonlarının kayıtlarının ve sicillerini tutmalı; aşağıda belirtilen proje, kredi ve denetim hizmetlerini yürütmelidir.
2- Pansiyonculuk Başvuruları: Yaşadıkları ya da yaşattıkları SİT alanındaki eski Muğla evlerinin bir bölümünü ‘pansiyon turizmine’ açarak, bedeli karşılığında konuk ağırlamak isteyen aileler ya da ev sahipleri, büroya başvurarak bu proje kapsamında kayıtlarını yaptıracaklardır. Bu kaydı yaptırmayan evlere yani projenin ortağı olmayanlara, turizm konaklama hizmeti ve olanağı sağlanmayacaktır.
3- Kültür Turizm Bakanlığı desteği: Bu proje kapsamında belediyeye başvuranların pansiyon turizmine açacakları evlerde gerekebilecek onarım ve tefriş-donanım giderlerini karşılamak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı yine belediye aracılığıyla, en az ilk 3 yılı ödemesiz ve uzun vadeli, düşük faizli kredi vermelidir. Kredi miktarı koruma kurulu’nca uygun gönden onarım ve tefriş projeleri üzerinden çıkartılacak keşfin en az yüzde 80’i kadar olmalı, yüzde 20’sini ise ev sahibi karşılamalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı böylece: bir yandan kültürel mirasın korunmasına, bir yandan da turizmin halkla bütünleşmesinin en önemli ve misyonuna uygun katkısını da yapmış olacaktır.
4- Mimarlar Odası Desteği: Muğla Mimarlar Odası Temsilciliği ile Belediye (BÜRO) müştereken ve sadece bu projeye ait olmak üzere Muğla pansiyonları proje ve danışmanlık birimi kurabilirler. Bu birim büroya kaydını yaptırmış pansiyoner adaylarının onarım ve tefriş projelerini üretebilir ve alınacak krediler için gerekli metraj-keşif dosyalarını hazırlayabilir. Ayrıca uygulamalar da aynı birim tarafından denetlenmelidir.
5- TURSAB Desteği: Türkiye’de ve Türkiye’ye tur düzenleyen firmalar ile belediye büro arasında ilişki kurmak için TURSAB bu projeye destek vermelidir. Muğla pansiyonlarında birkaç gün konaklamayı da içeren tur programlarını düzenleyecek firmalarla büro anlaşarak, projeye kayıtlı evlere yerli ve yabancı turistlerin yerleştirilmesi tek bir merkezden büro tarafından gerçekleştirilmelidir.
6- Bağımsız Turistler: Herhangi bir tur programında olmadan, Muğla’ya bağımsız gelecek yerli ve yabancı ziyaretçiler önce büroya başvurmaları ve buradan, kayıtlı evlere dağılımları yapılmalıdır.
Muğla pansiyonları doluluk durumlarını her gün büroya bildirdiklerimle, BÜRO’ya başvuran turistler uygun evlere yönlendirilebilecektir. Bu hizmet sürecinde eşitlik de gözetilerek, pansiyonların kullanımında denge sağlanabilecektir.
7- Denetim ve Tarife: Bu proje kapsamında hizmet verecek Muğla pansiyonlarının kalite vb. denetimlerini de büro ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın İl Müdürlüğü müşterek üstlenmelidir. Pansiyon ücretleri ise Belediye Meclisi tarafından belirlenmelidir.
8- Büro giderlerinin kaynağı: Yukarda özetlenen hizmetler için gerekli personel, ekipman vb. giderleri, büro kanalıyla konuk ağırlayan Muğla pansiyonlarının alacağı ücretlerden belli bir oranda projeye katkı payı alınarak oluşturulacak fondan karşılanabilir”…
***
Tarih 2 Eylül 2005’tir.
Dönemin Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, ”Muğla’da Korumacı Turizm” modeli önerisinde projeye nasıl başlanacağını belirtir.
Projenin yol haritasını da şu ifadelerle bize aktarır:
“Özeti ve temel ilkeleri yukarda ver alan ancak daha da geliştirilmeye ve ayrıntılandırılmaya açık olan ‘Muğla’da Korumacı Turizm’ projesi için görev ve katkıları tanımlanmış olan kurumlar, aralarında ayrıntılı bir ‘proje ortaklığı protokolü’ yapmalıdırlar. Öncelikle Muğla Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Mimarlar Odası Temsilciliği ve TÜRSAB’ın imzalan bulunması gereken bu protokol, aynı zamanda projenin anayasası niteliğindedir. Bir yandan koruma altındaki Muğla evlerinin onarımları sağlanırken, bir yandan yerli ve yabancı konuklarla birlikte daha uzun yıllar aynı kimlikleriyle yaşamaları gerçekleşecektir. Bunun için yine öncelikle Muğla Belediyesi’nin bu kurumları davet ederek, projenin aynntılannı belirleyecek çalışmanın gerçekleşmesine ortam hazırlaması ve ortaklıklarını talep etmesi gerekiyor.
Böylece Muğla, ilgili ve sorumlu çevrelerin güçlerini, olanaklarını ve yetkilerini birleştirmeleri ile hem yine ‘yaşayan ve yaşatılan’, hem de turistlerin ev sahibi olgunluğu içinde ağırlandığı, gelirlerinin de özgün Muğla evlerinin sahiplerine doğrudan yansıdığı, örnek bir SİT alanı korumacılığının da önderi olabilecektir”…
***
Büyükşehir yasasıyla değiştirilen ve Menteşe adı alan Muğla merkezin kent kimliğine, vizyonuna ilişkin dönemin Mimarlar Odası Başkanı Hemşehrimiz Oktay Ekinci tarafından hazırlanan modelin detaylarını, bu günlerde kent kimliği ve kent vizyonuna yönelik başka anlam ve değerlerin peşine düşenlere ithaf ederek sonlayalım.