SIKINTI YARATAN ÖDÜLLER VE GÜVENLİK BÜROKRASİSİ
Hain darbe girişiminin yaşandığı bu lanet yıla ilişkin bazı kurumlar tarafından verilen ödüller sıkıntı yaratmaya devam ediyor.
İlin sıkıntı envanterine ASKF ödüllerinden sonra şimdi de Kızılay ödülleri eklendi.
Kızılay kan bağışı ödülleri; kimilerine göre skandal, kimilerine göre de ihmal olarak nitelendirildi.
Adı ne olursa olsun, nasıl tanımlanırsa tanımlansın Muğla’daki ödüller at izinin it izine karıştığı sürecin göstergeleri arasına girdi.
Devlet ülke genelinde FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik topyekün mücadelesini ve iradesini üst seviyelere çıkarmışken, Muğla’da güvenlik bürokrasisinin de yer aldığı törende FETÖ’den tutuklanan bir kişiye ödül verilmesi şaşkınlık yarattı.
Kan bağışında bulunan kişelere yönelik düzenlenen ödül töreninde babası Abdurrahman Ergün Ulu adına ödülü almak için gelen oğul Muhammed Ulu, sahneye gelip “Babam şu an FETÖ’den tutuklandı. Ben Kızılay tarafından babama verilen ödülü almaya geldim. Babam gibi gönüllü bir kan bağışçısını içeri aldınız” konuşmasını yapmasa bu olay ortaya çıkmayacaktı.
Törene gölge düşmeyecekti.
Ama bu konuşma ile ortaya çıkan gerçekle; törene gölge düştü.
Sonuçta FETÖ’den tutuklu Abdurrahman Ergün Ulu’ya bronz madalya beratı verilmesi sadece Muğla’da değil tüm ülkede şok etkisi yarattı.
Hele ödülün Muğla Garnizon ve İl Jandarma Komutanı 15 Temmuz Kahramanı Albay Yavuz Özfidan tarafından verilmesi işin boyutunu değiştirdi. FETÖ’den tutuklu bir kişiye verilen ödüllerin protokol gereği törene davet üzerine katılan Kahraman Komutan Özfidan’a rast gelmesi ise gerçekten büyük şansızlıktı.
Skandal boyutunda tartışma yaratan haberlerin ardından Muğla Valiliği ve Türk Kızılayı Muğla Şube Başkanı Bülent Karakuş’tan açıklama geldi.
Muğla Valiliği’nden yapılan açıklamada kısaca “Kan Bağışını özendirmeye yönelik olarak Türk Kızılayı Muğla Şubesi tarafından organize edilen programda, ödül almaya hak kazanan bir şahsın yerine öğrenci olan oğlu ödülünü almıştır. Programı düzenleyenlerin bilgisi dışında ve konu dışı olarak konuşan kişi; ‘Babasının haksız yere tutuklandığını’ ifade etmiştir. Valiliğimiz tarafından konunun titizlikle araştırılması ve incelenmesi sonucunda, gerekiyorsa idari ve adli işlemlerin yapılacağının bilinmesi hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur” denildi.
Türk Kızılayı Muğla Şube Başkanı Bülent Karakuş’ta yazılı bir açıklama yaparak “Ne bizim ne protokolümüzün sözü edilen konudan ve ödül listesinden haberi yoktur. Kan Merkezi yöneticilerinin de bu yönde art bir niyetleri olması mümkün değildir. 600’ün üzerinde madalya verildi. Tek tek incelememiz mümkün değil. Bu nedenle ortada kasıtlı bir hata yoktur” ifadelerini kullandı.
Töreni düzenleyen Marmaris Birgül Gökmen Kan Merkezi Müdürü Dr. Fethi Halepliler de konuya ilişkin açıklamasında kan merkezine kan bağışlayanların özel hemonline isimli programa kayıt edildiğini, ödüllerin bu sisteme göre verildiğini, listede yer alan kişilerin tutuklu olup olmadığını tespit etmelerinin ve araştırmalarının mümkün olmadığını dile getirdi.
Açıklamalara karşın toplumda ödül alan isimlerin ödül töreninden önce mutlaka denetimden geçirilmesi gerektiği konusunda bir algı mevcut.
Her iki açıklamada da “kötü niyet” yok denilse de toplum devletin ne dediğine bakıyor.
Valiliğin araştırma sonuçlarını mutlaka toplumla paylaşacağını ifade ederek bir tespit ve öneriyle yazıyı bitirelim.
Devlet; aralarında FETÖ/PDY’nin de yer aldığı terör örgütlerine yönelik topyekün mücadelesini en üst seviyelere çıkarmışken, Muğla gibi uluslar arası bir turizm kentinde OHAL’in getirdiği sıkı yönetimi hissettirmeyen, kentte normal bir yaşam sürmemizi sağlayan ve bu haliyle toplumun takdirini kazanan Muğla Valisi Sayın Amir Çiçek, bu süreçte bu tür etkinlik ya da törenlere yönelik güvenlik bürokrasisini daha da etkin kılmalı.