MUĞLASPOR MESELESİ
Belki düşme şansı yok.
Ancak Muğlaspor’un bırakın şampiyonluğu playoff şansı da yok.
Şimdi;
Düşmeyeceğiz diye sevinelim mi?
Yoksa;
Playoff’u kaçırdık diye üzülelim mi?
İsteyen istediğini tercih ederek gönlünü hoş tutabilir.
Biz öyle yapmayalım.
Devre arası transferlerle sıfırlanan, tabir yerindeyse onca para harcanarak yeniden kurulan ve 19 Mart tarihinden itibaren içerde-dışarıda bir türlü kazanamayan bir takımın son 4 haftasına bir göz atalım.
28. Hafta;
Muğlaspor Bergama’ya konuk oluyor. İzmir sofrasında Muğlaspor 4 gol yiyip karnını doyuruyor. Buna karşın rakip filelere 1 gol bırakıyor.
29. Hafta;
Kendi saha ve seyircisi önünde Baysal İnşaat Düzyurtspor’u konuk eden Muğlaspor, taraftarının önünde 3 gol yiyip, yine tek gol atıyor.
30. Hafta;
Lider Afjet Afyonspor deplasmanına giden Muğlaspor, gol yeme alışkanlığına devam ediyor. Kalesinde 3 gol gören yeşil beyazlı ekip, ne yazık ki 1 gol atma geleneğini bozuyor, tek gol bile atamadan geri dönüyor.
31. Hafta;
Yine kendi saha ve seyircisi önünde düşme potasındaki Sultanbeyli Belediyespor karşı “Bu sefer 3 puan alırız, bu sefer tamam” beklentisiyle giden taraftarın hevesini kursağında bırakıyor.
İki gol yemesine karşın 1 gol atma becerisi gösteriyor.
28. haftadan 31. haftaya geçen zaman diliminde Muğlaspor kalesinde toplam 12 gol görürken rakip fileleri sadece 3 kez havalandırıyor.
Bu ‘başarıyı’ kutlamak gerekiyor (!)
Böyle olunca da Gazeteci Mustafa İnci, “600 bin lira ile ne yaptınız?” diye sormaya başlıyor.
Yetmiyor (!)
Taraftar, Sultanbeyli yenilgisi sonrasında çılgına dönüyor ve yönetimi istifaya çağırıyor.
Çim sahalardan “Yönetim İstifa” sesleri yükseliyor ve çıkan arbede sonrasında devreye polis giriyor…
Bir sonraki gün kulislerde homurdanmalar başlıyor, homurdanma ile birlikte spor etiğine ve kentin spor kültürüne hiç yakışmayacak türden çeşitli iddalar ortaya atılıyor.
Yenilgiler ‘sportif başarısızlık’ çerçevesinde değerlendirilmiyor.
İddialar, yenilgilerin tesadüf olmadığına, kaynakların verimli kullanılmadığına kadar gidiyor.
Peki ne yapmak gerekiyor?
İnsanın “Ya devlet başa ya da kuzgun leşe” diyesi geliyor.