Siyaset masumiyeti kaybettirir. Siyasetçi ticaret yaparken dikkat etmeli. Siyasette sayısız örneği bulunan ve çok tartışılan bu durum siyaset masumiyeti kaybettirir olarak açıklanır. Siyasetçi de ticaret yapabilir. Ancak siyasi mekanizmayı ticari ikbaline alet ederse yapılanın adı siyaset olmaz. Başka bir şey olur. Biz toplum olarak çok gelişkin yapılara sahip değiliz, değişmek için geçiş yaşayan bir ülke ve o ülkenin güneyinde yer alan bir kentiz. Siyaset- ticaret ilişkisinde dillere destan bir geçmişimiz var ve biz bu alışkanlığın kolay terk edilmediğini biliyoruz. Demokrasi yerli yerine oturdukça siyaset-ticaret konusu da yerine oturacak “halledilmiş” olacaktır. Nejat Altınsoy olarak buna yardımcı olacağımızın bilinmesini isterim.
***
Siyasetçinin gündeminde ülkesine halkına hizmet vardır. Siyaset kendi zemininde bu anlamı taşır. Siyaset toplumsal bir temele dayanır ve uzun bir planlamanın ürünüdür. Siyasetçi, tüccar gibi günlük kar ve zarar düşüncesi ile gününü geçiremez. Yani siyasette günlük hasılat olmaz, hasılat günlük alınmaz. Günlük ticari kar-zarar düşüncesi ile hareket eden siyasetçi ne teşkilatına nede bir başkasına fayda sağlayamaz. Bu siyasetin evrensel doğrularından birisidir. Türkiye’de neyse Almanya’da da o’dur. Siyasi ahlaklılık ve ahlaksızlık her yerde aynıdır. Siyaset-ticaret konusuna duyulan reflekste dünyanın her yerinde aynıdır. Ticaret için siyaset yapan her siyasetçiye tüm coğrafyalarda aynı gözle bakılır.
***
Siyasetin sahip olduğu sayısız ilişkiden sadece ticaretle ilişkilenmeyi tercih edene bu nedenle siyasetçi denilemez. Siyasetin sahip olduğu diğer ilişkilerinde usülden varlık gösteren sadece ticaret ilişkisini ön planda ve canlı tutanın ne yaptığı siyasi bir lehçe ile değil ancak ticari bir lehçe ile açıklanabilir.Toplum böylesine siyasetçi demez ! bu türlerin yerinin de siyasi partiler olmadığını da bilir.
***
Aslında işin doğrusu siyasetçinin işinde itinalı olmasıdır. Siyasetçi olarak asıl görevinin hizmet olduğunu bilmelidir ve bunu hiç unutmamalıdır. Ticarette kazanılan siyasete harcanabilir ancak siyaset; ticaretin kazandıranı olarak görülemez. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Siyaset buna alet edilemez. Eğer siyaset buna alet edilirse siyasetçinin adı yolsuzluk ve ihale gibi işlerle anılmaya başlar. Bu süreçte de bu son derece doğal karşılanır. Türk siyaset mekanizmasının bu tür işlerin deşifresi ile nasıl çalıştığını hepimiz yakından biliriz. Gizli ve saklı tutulan ilişkilerin ortaya çıkması siyasetçiyi ve siyaseti sarsar, silkeler ve hatta yok eder. O nedenle siyasi mekanizmayı ticarete alet eden düşünce sahipleri bu yapıyı terk etmek zorundalar.Onu terk etmek yerine onu kollamanın yoluna giderlerse çelişkilerin algılanmasına fırsat oluştururlar. Büyük bir yüzleşmenin mimarı olurlar.
***
Siyasetçi kendisine emanet edilen idari görevi yine emanete uygun olarak yerine getirmeli. Bunu yaparken sanayi ticaret yasasına göre değil, partisinin ilke ve tüzüğüne dayalı olarak yapmalı. Siyaset, ahlakı oluşturan genel değerlere uygun bir eylem biçimidir.Bir değerler bütünü olarak nitelendirilen siyaset iyiyi gerçekleştirmeyi amaç edinen eylem türüdür.
Ticaret başka bir şeydir.