CHP’DE KİMSE BOŞ DURMAYACAK
16 Nisan halk oylaması sonrasında CHP’de sular bir türlü durulmadı.
2010 yılından bu yana genel başkanlık koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu, ilk kez bu kadar net biçimde parti içi muhalefete maruz kaldı.
Antalya Milletvekili Deniz Baykal,
Mersin Milletvekili Fikri Sağlar,
Yalova Milletvekili Muharrem İnce,
Ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke…
Baykal, Sağlar, İnce ve Böke dörtlüsü Kılıçdaroğlu’na karşı isyan bayrağını açan isimler oldular.
Parti politikalarını eleştiren Selin Sayek Böke, görevlerinden ayrıldı.
Kılıçdaroğlu’nu tek adam olmakla suçlayan Fikri Sağlar için disiplin mekanizmaları devreye sokuldu.
Baykal, yüzde 49’a ilişkin bir siyaset yöntemi tarifledi, vakit kaybedilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Muharrem İnce, yeterli imzayı bulduğu anda genel başkanlığa aday olacağını açıkladı.
Hem Baykal, hem de İnce, açıklamalarıyla kurultay vurgusu yaptı.
Kılıçdaroğlu’ndan beklenen yanıt gecikmedi.
Kılıçdaroğlu muhalifleri partiden atmakla tehdit etti.
Bu tehdit ortalığı iyice ısıttı.
Kılıçdaroğlu’nun bu tehdite ilişkin ‘öyle demek istemediği’ ifade edilse de tehdit sonuç itibariyle hafızalara kazındı.
Daha tartışmalar bitmeden Kılıçdaroğlu’nun “Partiyi karıştırmak için Saray’dan düğmeye basıldı” sözleri muhaliflerin ayranını daha da kabarttı.
‘Düğmeye basıldı’ tespitine şiddetle karşı çıkan muhalifler, Kılıçdaroğlu’nun 8 seçim başarısızlığının üzerini örtmek, sorumluluğu başkasının üzerine atmak için bu ifadeyi kullandığına dikkat çektiler.
Tek adamlıkla partinin başarısızlığa mahkum edildiğini vurguladılar.
Parti içindeki demokrasi taleplerinden kaynaklanan baskı sonrasında CHP Lideri Kılıçdaroğlu, il başkanlarını ve belediye başkanlarını Ankara’da topladı.
Her ne kadar bu toplantıların referandum sonuçları ve gelecek seçimlere yönelik değerlendirmeler yapmak üzere yapıldığı ifade edilmiş olsa da yapılan toplantılarla il yöneticilerinin ve belediye başkanlarının kurultaya yönelik görüşleri alındı.
O toplantılara Muğla heyetleri de katıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, il başkanları toplantısında 45 il başkanı içerisinde sadece iki il başkanının olağanüstü kurultay vurgusu yaptığını, il başkanlarının çoğunluğunun ‘tüzüğün emrettiği şekilde, takvimini genel merkez açıklasın, olağan kongre süreci başlasın’ yönünde görüş bildirdiklerini açıkladı.
Ardından belediye başkanları toplantısı gerçekleştirildi.
O toplantıdan da “Olağanüstü kurultaya gerek yok” kararı çıktı.
Muhalif baskısı gören Kılıçdaroğlu, bu toplantılarla örgütsel gücü arkasına alarak muhaliflere mesaj verdi.
Sonuçta Kılıçdaroğlu o toplantılardan istediği sonucu çıkardı.
‘Kurultaya gerek yok kararı’ sonrası partinin tek adamlık yoluyla başarısızlığa mahkum edildiğini öne süren muhalifler Atatürk’ün kurduğu partiden uzaklaşıldığını ifade ederek Kılıçdaroğlu için ‘yolun sonu göründü’ tespitinde bulundular ve çıkış yolu aramaya koyuldular.
Genel merkez kararıyla kurultay şansını yiteren muhalifler, CHP tüzüğünde yer alan “Kurultay delege tam sayısının beşte birinin imzasıyla olağanüstü toplanabilir” ibaresinden güç alarak 650 delegenin peşine düştüler.
1275 delegesi bulunan CHP’de muhalifler, kurultay için gerekli olan 650 imza için kulis çalışmalarına başladılar. Eğer muhalifler 650 delegenin imzasını toplarsa CHP olağanüstü kurultaya gidecek. Yok toplayamazlarsa (!) kurultay kongre takvimine göre genel merkez tarafından belirlenen tarihte yapılacak.
Görünen o ki kongre takvimi ile belirlenecek olan kurultay sürecine kadar kimse boş durmayacak.
Bu süreçte biz yereldeki ve geneldeki muhalifleri yakından takip edeceğiz…