Muğla; siyasetin hatlarını ne zaman kendisi belirlemeye kalkışsa Ankara; “otur oturduğun yere, haddini bil” diye azarlar. Siyasetin kutsal toprağı Ankara bu yönü ile Türk siyasi tarihinin en büyük hatalarının da planlandığı ve uygulandığı yerdir. Orada siyaset adına nice teşkilatların, nice siyasetçilerin kellesi alınmıştır. Siyaset; Ankara tarafından belirlenen bir olgudur ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. Ankara istemeden Anadolu isteyemeyecektir. Ankara’nın taşı, o yüzden siyasetin göz yaşıdır.
***
Ankara siyasetçisine yakın olan, Ankara siyaseti yapan siyasetçi, yerel siyasetin önündeki en büyük engeldir. Bu tür siyasetçinin ve siyasetin elinde Ankara, siyasi hödüklük mekanizmalarının oluşturulduğu bir An(a)kara’dır. Anakara söylem ve yöntemleri ile güçsüzleştirilen Anadolu siyaseti ; Ankara’dan korkan, Ankara’ya soran bir bir mantık üzerine inşa edilmiştir.
***
Ak Parti İl Başkanı Nihat Öztürk, Ankara siyasetine ve siyasetçisine yakın olduğunu her fırsatta örgütüne ifade eden bir siyasetçi. Öztürk, yerel siyasetin Ankara siyasetine endeksli yapılmasını savunan bir görüşün sahibi. İddiaya göre; bu nedenle yerel siyasetin argümanlarını oluşturan konularda görüş bildirmiyor ve açıklama yapmıyor. Bu bizim değil partililerin tespiti. Yine partililerin tespitine göre İl Başkanı Nihat Öztürk’ün Ankara’daki referans ismi Ak Parti Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem. Bir diğeri de Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu. Öztürk’ün her türlü siyasi söyleminin argümanını bu iki isim oluşturuyor. Öztürk, bu referansları ile Muğla siyasetini biçimlendirmeye çalışıyor ve buna saygı duyulmasını istiyor. Öztürk’ün yöntem ve uygulamalarından hoşnut olmayan Ak Partililerin iddiasına göre; ne zaman teşkilat yerel politika konusunda bir karar alacak olsa partilinin önüne Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem’le ve Bölge koordinatörü Mehmet Müezzinoğlu ile yapılan görüşmeler konuyor. Partililer bu iki değerli politikacının “Ekrem abi ile Mehmet abi” olarak anılmasını artık istemiyorlar. Nihat Öztürk’ün bu yöntemi artık parti içinde can sıkmaya başlamış ki bu konuda parti içi tartışmalar da başladı. Çok sayıda partili bu konudan ciddi endişe duyuyor. Partililer; İl Başkanı Öztürk’ün her türlü siyasi hamlesinin ardında “Ekrem Erdem ve Mehmet Müezzinoğlu”nun bulunduğuna inanmıyor! Onlara göre Öztürk,” fiili durum” yaratıyor. Bu ciddi bir iddia. Partililer; Ekrem Erdem ve Mehmet Müezzinoğlu’nun partinin çok önemli saygın kişilikleri arasında yer aldığını, Ekrem Erdem’in ve Mehmet Müezzinoğlu’nun Muğla düşkünlüğünün altında İl Başkanı Nihat Öztürk’ün olmadığını, olamayacağını ifade ediyorlar.
***
Partililer böyle düşüne dursun, Ak Parti Muğla İl Başkanı, Ankara ilişkileri ispat edercesine yakın çevresine Milas ilçe kongresinin yapılmayacağını, kendisinin il başkanı olarak Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem’le görüştüğünü ve mevcut ilçe başkanı Bülent Demir’le devam edileceğini açıklar. Bu müjdeli haberin mimarı olarak Öztürk, Ankara ilişkilerinin sağlamasını yapar. Milas işi tamamdır. Milas’ta mevcut başkanla gidilecektir algısı yaratılır. Bu algının üzerine Milaslı partililer bizi arayarak işin aslının öyle olmadığını iddia ettiler. Genel merkez Milas ilçe başkanlığı için bildirilen üç dört isim arasında mini bir referandum yapar. Telefonla yapılan referandum’dan Bülent Demir ismi öne çıkar. Mevcut ilçe başkanı Bülent Demir, genel merkezdeki görüşmesinde halen göreve devam eden bir ilçe başkanı olarak bir ay içerisinde kongreye gitmek istediğini ifade eder ve Ankara’dan ayrılır. Ankara bir ay içerisinde Milas’ta kongre yapılmasını onaylar. Onaylanan bir ay içerisinde kongre yapılması kararıdır. Milas ilçesi bir ay içerisinde kongreye gidecek. Görünen o ki kongrede Bülent Başkan’ın yeniden aday olması, bir başka ismin aday olmasını engellemeyecek. Milas’ta her adayın önü açık, şimdiden hayırlı olsun. Partililere göre, Ak Parti teşkilatlarında oluşturulmaya çalışılan algının güvenilirliği artık tartışılır bir hal aldı.
***
Muğla’da kumsal siyaseti yapıldığını sananlar büyük bir yanılgının sahibidirler. Kent merkezlerinin konformist yapısına bakıp siyasetin kodlarını elit ve imtiyazlı mahalle aralarında arayanlar yetinmeyi kentin kaderi olarak göremez, üzerine politikalar üretemezler.