BÜLENT KARAKUŞ; ÖNERME Mİ, TERCİH Mİ?
Herkesin kendine göre bir bakışı var.
Biz meseleye kendi zaviyemizden baktık. Değerlendirmemizi de buna göre yaptık.
Ak Parti’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresine ilişkin üç önemli başlığı not ettik.
İlki:
“Kimse kendini ötekileşkirilmiş hissetmesin, özgürlük alanını tehdit altında görmesin. Kimseden illa sevmesini isteyemezsiniz ama anlamaya çalışmasını beklemek hakkımız”…
İkincisi:
“Ak Parti vizyonuna uygun belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Şehirlerine ve partilerine yük olan değil, şehirleri ve partileri omuzlayanlarla devam edeceğiz”…
Üçüncüsü:
“Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Karakuş’un Ak Parti’nin en yüksek karar organı olan MKYK’ya seçilmesi”…
Doğrusunu söylemek gerekirse, siyasete sıcak bakmadığını her zeminde ve koşulda dile getiren ve bugüne kadar kendisine yapılmış siyasi teklifleri geri çeviren Başkan Karakuş, herkesi ters köşeye yatırdı.
Bize göre; Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın Karakuş tercihi, sıradan bir tercih değil. Tesadüf hiç değil.
Bu ne demek?
İfade edelim ki; MUTSO Başkanı Bülent Karakuş’un MKYK’ya seçilmesinin birden fazla anlamı var.
İşe şu soruyu sorarak başlayalım.
Muğla Ticaret Odası Başkanı Karakuş’un iktidar partisinin, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkan seçildiği kongrede MKYK listesine seçilmesi önemli mi?
Tabi ki önemli.
Peki Karakuş’un MKYK’ya seçilmesi başarı mı?
Elbette başarı.
Önemi ve başarıyı tescilleyerek akıllardaki ikinci soruya geçelim.
Peki Karakuş; önerme mi, tercih mi?
Karakuş önerme ise (!) kimin önerisi?
Bu sorunun ilk akla düşen yanıtı, üç aşağı beş yukarı belli. Bülent Karakuş, TOBB yönetimi tarafından önerilmiş olabilir. Bilindiği gibi TOBB ile Ak Parti yüksek siyasetinin arası oldukça iyi. Ak Parti yüksek siyaseti, yeni dönem için TOBB’dan isim istemiş olabilir. Karakuş, TOBB’un önerisiyle MKYK’ya seçilmiş olabilir.
İşin önerme kısmını bir kenara bırakalım ve ikinci ihtimale; ‘Karakuş tercih mi’ noktasına bir göz atalım, bu soruya yanıt arayalım.
Bülent Karakuş eğer önerme değil, tercih ise ?
Eğer öyle ise (!) altını kalın kalemle çizmek gerekir ki; Ak Parti yüksek siyasetinin ‘Karakuş tercihi’ genel siyasetin ötesinde yerel siyaset açısından da önemli.
Partinin yeni dönemine ilişkin ipuçlarını ortaya koyması açısından daha da değerli.
Bu ne anlama geliyor?
Bunun anlamı şu:
Ak Parti son kongrede yeni dönemde yeni bir vizyon ortaya koydu. Kongrede ifade edilen “Kimse kendini ötekileştirilmiş hissetmesin, özgürlük alanını tehdit altında görmesin” söylemi bu yeni vizyonun belki de en önemli parçaları arasında yer aldı.
Aslında bu mesaj ‘kırmızı çizgili’ seçim bölgelerine yönelik bir mesajdı.
Zira kırmızı çizgili bölgelerde muhafazakarlığın ötesinde taassup anlayışı ile hareket etmekle bu bölgelerde sonuç alınamayacağı çok açık ve net bir biçimde ortaya çıktı.
Ak Parti yüksek siyaseti sanıyoruz ki; kırmızı çizgide yer alan seçim bölgelerine ilişkin bakış açısını değiştirdi.
Sanıyoruz; “Siyasi bakışın yerini (!) sosyolojik bakış aldı”…
Bülent Karakuş; DYP, Demokrat Parti geleneğinden gelen, liberal bir kişilik.
Ötesinde Karakuş, özellikle oda yönetiminde partiler üstü bir uzlaşıyı tesis eden, farklı siyasi görüşlerden oy alan ve uyum içerisinde çalışan, yerel değerlere ve kentin yaşam şekline uygunluğu tartışılmayacak bir isim.
En önemlisi de Karakuş’un demokrat ve muhafazakar bir çizgide olmasına karşın asla ve asla taassup anlayışı ile hareket etmemesi.
Bir soru ile bitirelim.
Ak Parti yüksek siyaseti yeni dönemde yerel değerlere uygun, yerel isimleri tercih etmeye devam eder mi?
Bunun gerisi gelir mi?