Bir Woody Allen hikayesi: Evvel zaman içinde bir gömlek tüccarı zor dönemden geçer.Ne mal satabilir, ne de biraz olsun gelir edebilir. Dua eder ve der ki: “Tanrım neden beni böyle acılar içine düşürdün? Hasımların mallarını satıyor. Bir ben satamıyorum. Hem de sezonun en canlı zamanı. Gömleklerim güzel gömlekler. Şu viskozlara bir bak. Düğmeli yakalar var, geniş yakalar var ama hiçbir şey satmıyor. Yine de emirlerinize sadık kaldım. Küçük kardeşim çocuk hazır giyiminde yok satarken, ben neden ekmek paramı kazanamıyorum?”
Tanrı adamı duyar ve der ki: “Gömlek Meselesi”…
“Evet Tanrım” der adam, dizlerinin üzerine çökerek.
“Ceplerinin üstlerine bir timsah yerleştir”.
“Pardon Tanrım?”
“Sen dediğimi yap, pişman olmazsın” der Tanrı…
Ve adam bütün gömleklerin üzerine ufak bir timsah simgesi diker. Bir de ne görsün! Adamın malları peynir ekmek gibi satılmaya başlar, dünyalar onun olur. Bazen bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren hep küçük şeylerdir. Bizi bazen uzlaştıran, bazen yarıştıran hep küçük şeyler. Küçük küçük şeyler bir araya gelince de büyük bir şey olup çıkıyor ortaya.
***
Bir provaya hazır mıyız? Geçtiğimiz günlerde yine bu köşeden bu prova meselesini yazmıştık. Dikkatli okuyuculara göre prova meselesi satır arasında kalmış! Bunu satır arasından kurtarmamı istediler. Okura Saygı gereği okurun bu istediğini yerine getirelim ve konuyu açalım.
Sorunun aslı şu: 40 yıla uzanan bir kentsel algının yerine,yeni bir siyasi algının provası yapılabilir mi? Bu soruya ciddi bir refleks göstermek yerine
“Acaba bu yeni kıyafet üzerimize oturur mu?” diye düşününen bir çoğunluk mevcut. Bu çoğunluk ön yargı ve tedirginliğine karşın bu yeni elbisenin provasını yapmak isteyebilir. Bu ihtimali düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.Çoğunluk, üzerindeki elbisenin bir hayli eskidiğine ve bir hayli yıprandığına inanıyor. Muğla, yeni bir iktidar provası yapabilir mi?
Daha açık belirtelim önümüzdeki süreçte seçmen “Yeter” diyebilir mi?2011 yılı içerisinde yapılan genel seçim ve referandum sonrasında ortaya çıkan rakamlarla oluşan cesaret, merkezi idarenin kente yapmaya başladığı yatırımlar seçmene bir kostüm provası yaptıracak gibi görünüyor.Bu provada aslında kumaşta, terzi de belli.
Sorumuz şu: 150 santim enden bir ceket çıkar mı?… Muğla’nın eski terzileri arasında 1.15’ten, 1.20’den ceket çıkaran efsane terziler vardı, ben hatırlıyorum. Yanılmıyorsam Oduncuoğlu, Cezayirli, Motor Hüseyin bunlardan bazılarıydı.
***
Bir ceket ısmarlama gayretinde değiliz zira usta bir terzinin elinde kumaşın boy, göğüs, kol boyu ölçüleri ile bir serüvene dönüşebileceğini biliyoruz. Terzinin model kalıpları belli. Kumaş terziye teslim edilecek ve kumaş ustaların maharetli ellerinde şekillenecek. Biçilen ve birleştirilen kumaş ilk olarak“çıplak prova” edilecek ardından “telalı provaya ” geçilecek. Telalı provada irice teğellenerek dikilmiş olan ceketin vücudun şekline göre olmayan yerleri kolayca sökülecek ve toplu iğne ile tutturulacak. Bu provadan sonra dikime geçilecek ve ardından ceket ütüye girecek. Omuz başı, kol çizgileri falan… Gardırobunda çok uzun süredir aynı model ve türde kıyafetleri ile boy gösteren seçmen yeni bir cekete, kostüme sahip olmak isteyebilir. Yeter ki; işin provasında usta terziler Menderes kumaşının en belirgin özelliği olan dikey çizgileri birbirine tuttursun.
***
Bazen bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren hep küçük şeylerdir. Bizi bazen uzlaştıran, bazen yarıştıran hep küçük şeylerdir. Bu şeyler bir araya gelince de büyük bir şey olup çıkar ortaya. Bir bakmışsınız 1.15 eninde Menderes kumaşından drop kesim bir kruvaze ceket çıkmış…