Muğla Büyükşehir Belediyesi, 16 müzisyenden oluşan Kent Orkestrası ve 20 kişiden oluşan Muğla Büyükşehir Bandosu’nu kurdu. Toplamda 36 müzisyenden kurulu Kent Orkestrası ve Bandosu Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı çatısı altında faaliyet gösteriyor.
Klasik orkestra tanıtım konserlerinin ardından bir kaç etkinlik gerçekleştirdi.
Bu konserlerden ne yazık ki sadece birisini izleme şansım oldu.
Müzisyenlerin belediyeler bünyesinde kadroya alınmasına pek alışık olmayanlar kent orkestrası ve bandosu için oluşturulan 36 kişilik istihdamı sorgulamaya devam ededursun, biz yapılanı takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyoruz.
Meraklı okurlar hatırlayacaktır.
Dönemin Muğla Belediyesi tarafından hizmete açılan Gazi Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nin faaliyete geçmesini kentte rönesansın başlangıcı olarak görmüş ve kabul etmiştik. O süreçte böylesi alan derinliği ve konforu olan bir salonunun varlığı bizi ziyadesiyle memnun etmişti.
Kültür merkezi; panel, toplantı, sempozyum gibi kullanım alanları dışında sahip olduğu akustiği ve sahne derinliği ile ulusal ve ulusalarası her türlü kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapabilecek şekilde tasarlanmıştı.
Kültür merkezinin açılması bizim için bir milattı.
Bunun ötesinde kültür ve sanat organizasyonlarına hasret kalmış bazılarımız için kültür merkezi alt yapı ya da kanalizasyon kadar önemliydi. Yanılmıyorsam 9 milyarlık yapım maliyeti o süreçte kentte tartışma yaratmış, aramızda “Böylesine ne gerek var” diyenlerimiz bile çıkmıştı.
Biliyorduk ki; oğlak eti, tandır, büryanla karnını tıka basa dolduranların ruhlarını doyurmak gibi bir dertleri yoktu. Ruhunu doyurmak isteyenlerle karnını doyurmak isteyenler o süreçte de ayrışmıştı.
Biz ruhunu doyurmak isteyenler arasında yer almış ve projeyi desteklemiştik. Kültür Merkezini büyük kazanım olarak nitelendirmiş, kentlerin modernliğinin kültür ve sanata sağladığı özgür alan ve imkanlarla tanımlandığına dikkat çekmiştik.
Sonuçta Gazi Mustafa Kemal Kültür Merkezi son 40 yılda kentin sanat ve kültürüne yapılmış en büyük yatırım olarak kent tarihindeki yerini almıştı.
Kent orkestrası ve bandonun kurulması ve hemen akabinde belediye konservatuarının kurulması ile kültür ve sanat konusunda ikinci büyük hamle yapılmış oldu.
Bu noktada kent orkestrasını ve bandosunu Muğla’nın kültür ve sanat yapısına iz bırakacak bir girişim olarak nitelendiriyor, kentin tarih ve kültürel zenginliği ile bezeli bu girişimi estetik değerlerimizi öne çıkarması açısından önemsiyoruz. Bunun ötesinde kültür ve sanat şehri olma çabamızın en seçkin örneklemesi olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Kent orkestrası ve bandosunun ardından kurulan Belediye Konservuarı ile Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin bu yatırımın geçici değil kalıcı olması açısından niyetini ortaya koyduğunu düşünüyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla Belediye Konservatuarı faaliyete geçti ve ilk öğrencilerini aldı. Konservatuar bünyesinde Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği nazari bilgi ve ensturuman eğitimi veriliyor.
Konservatuarın kurulması çok önemli. Ancak böylesi önemli bir yatırımın sadece sanat ve halk müziği ile kısıtlanması doğru değil. Sayın Başkan Gürün’den konservatuarın bünyesinde batı müziği ve batı enstrumanları nazari bilgisi ve eğitiminin de verilmesine imkan sağlayacak girişimler bekliyoruz.
Zira bu kentte çağdaş batı normlarında eğitim verecek, eğitim formasyonunu tamamlamış insan gücüne de sahibiz. Konservatuarın kurucu iradesini oluşturanların eğitimi kendi yetilerinde şekillendirmesini, sadece ‘sanat ve halk’ müziği ile kısıtlandırmalarını doğru bulmuyor ve Sayın Başkan Gürün’ün bu konuda bir çalışma daha başlatmasını bekliyoruz.
Zira Konservatuar bünyesinde kurulacak batı müziği bölümünün bir sonraki aşamada kent orkestrasını besleyecek ana akıma dönüşeceğini, kendi müzisyenini kendi yetiştiren bir yapıya kavuşacağını biliyoruz.
Uda, bağlamaya, zurnaya ve darbukaya karşı değiliz. Bunlar da olsun ancak bunların yanında batı müziğinin temel enstrumanlarını oluşturan piyano-keman-çello ve kontrbas gibi yaylı grupların, gitar-harp gibi telli grupların, trompet-saksafon- trombon-korno gibi nefesli horn gruplarının nazari bilgi ve çalgı eğitimlerinin verilmesi gerektiğini bu vesile ile belirtmek istiyoruz.
Cumhuriyetimizin çağdaş batı normunda ilk eğitim veren İstanbul Devlet Konservatuarını, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kuran Muğlalı İsmail Hakkı Demircioğlu’nun memleketine batı normlarında verilecek eğitimin yakışacağını düşünüyoruz…