Muğla’da çekilen ve sinema tarihinde kendisine haklı bir yer edinen, bununla yetinmeyerek Oscar’a aday gösterilen ve Sun Dance Film Festivali’nden ödülle dönen Dondurmam Gaymak filminin belki de en önemli repliklerinden birisi de börülce idi. Filmde Komünist Mustafa’nın, Kırtasiyeci Tünay’la yaptığı ÖDP ve mülkiyet bilinci muhabbetenin göbeğinde börülce yer almıştı.
Komünist Mustafa’nın Özgürlük Dayanışma Partisi’ni anlatmaya çalıştığı Kırtasiyeci Tünay, ÖDP’nin işçiler, emekçiler ve eşcinsellere sağladığı önceliğin kaplumbağalara sağlanmasını içine sindirememişti.
Kırtasiyeci, Caretta caretta denilen mahlukatın aslında bir kaplumbağa olduğunu, kaplumbağanın da onun tarlasındaki börülceyi yediğini iddia ederek, böylesine bir hayvana özgürlük sağlanmasını ‘sakat’ bulduğunu ifade etmişti.
Abuk tespitler karşısında sinirlenen Komünist Mustafa, ÖDP’nin kaplumbağalara sağladığı özgürlüğün sembolik bir şey olduğunu, doğa ve hayvan haklarını temsil ettiğini anlatmaya çalışsa da kırtasiyecinin sığ bakışı nedeniyle başarılı olamamıştı.
Zira Kırtasiyeci kaplumbağaların börülce yemesini kafaya takmıştı.
Üstelik onca tarla arasında kaplumbağaların onun tarlasında yetişen börülceyi yemesi işin tuzu biberi olmuştu.
Komünist Mustafa, işin öyle olmadığını anlatmaya çalışıyor ancak kırtasiyecinin sabit fikrini bir türlü geçemiyordu. Zira kırtasiyeciye göre kaplumbağa onun tarlasında yetişen börülceyi yiyerek onun emeğini gasp ediyordu.
Kaplumbağada emek bilincinin, mülkiyet bilincinin olmadığını ifade etmesine karşın kırtasiyeci fikrinden vazgeçmiyor, bu haliyle de taşra entelektüeli Komünist Mustafa’nın hoşgörü sınırlarını zorluyordu.
Kaplumbağadan Dalyan sahiline yumurta bırakan ve nesli tükenmekte olan caretta caretta yani deniz kaplumbağasını kast ettiklerine belirtmesine karşın kırtasiyeci’nin “O zamanda deniz börülcesi yiyecek” tespiti ile zıvanadan çıkan Komünist Mustafa, işkenceye dönen muhabbeti “Senin börülcenin allah belasını versin. Manyak manyak konuşup adamı tav ediyorsunuz. Bi tutturmuşsunuz börülce de börülce” diyerek, kendi kendine söylene söylene Şadırvanı terk ediyordu.
Filmin vizyona girmesiyle Komünist Mustafa’yı canlandıran bendeniz (!) filmin ironik sahnelerinden birisi olan börülce sahnesine yönelik yüzlerce soruya maruz kalmıştım.
Zira börülce ülke genelinde tanınmıyor, bilinmiyordu.
Sadece Güney Ege’de, kır tarlalarda yetişen börülce’nin ne olduğunu, nasıl bir yiyecek türü olduğunu öğrenmek isteyen sinema düşkünlerinin sorularından boğulmuş ve börülceyi dilim döndüğünce bilmeyen dostlarımıza tariflemeye çalışmıştım.
Börülce’nin fasulyegiller familyasından olduğunu, kuru biberli teretor (teltor) yemeğini, haşlamadan yapılan sarımsaklı mezesini anlatarak börülcenin bizatihi tanıtımına katkı koymuştum.
Tanıtımın ötesinde, börülcenin ne olduğunu anlamaları için yakın dostlarıma Muğla’nın Perşembe pazarından kilolarca beyaz börülce göndermek zorunda kalmıştım.
Kargo parası belimi bükmeye başlayınca da kargo ile börülce tanıtımını bırakmıştım.
Bu ara istatiki veri ve bilgi paylaşımları Muğla’da (gereksiz) tartışma yaratan TÜİK Denizli Bölge Müdürlüğü, ilin üretim ekonomisinde aralara bir yerlere sıkışan börülce üretimine ilişkin bir açıklama yaptı.
TÜİK Denizli Bölge Müdürü Ali İhsan Yücedağ, 2015 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri geçici sonuçlarını basınla paylaştı. Yücedağ 2015 yılında ülke genelinde taze börülcenin yüzde 34,4’ünün Muğla’da üretildiğini açıkladı.
Türkiye toplam üretimi 18 bin 43 ton’du. Bu üretimin 6 bin 203 tonu Muğla’da üretiliyordu. Muğla bu üretim kapasitesiyle komşusu 5 bin 283 tonla (%29,3) İzmir’i ve bin 823 tonla (%10,1) Aydın’ı geride bırakıp, börülce krallığının zirvesine oturdu.
İfade etmeliyiz ki TÜİK’ten gelen bu açıklama, börülce ile yakın ilişkide olan bendenizi oldukça keyiflendirdi.
Okurlarımız bizi bugünlük mazur görsünler.
TÜİK Denizli Bölge Müdürü Sayın Ali İhsan Yücedağ’dan gelen börülce açıklaması bendenizi bir kez daha Dondurmam Gaymak filmine götürdü.
Bugünün konusu börülce oldu…