İleri teknoloji, AR-GE, inovasyon, rekabet, girişimcilik gibi kavramlar 21. yüzyıla ait kavramlar ve bu yüzyıla ait üretimin yapı taşları. Bu kavramlarla ifade edilen aslında bilgi temelli bir ekonomi.
Bu tür ekonominin en önemli iktisadi faaliyetlerinden birisi de TEKNOPARK’lar…
Hani geçtiğimiz günlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca Muğla’ya kurulması onaylanan o büyük kurtuluş projesi var ya; işte o…
İfade etmek isteriz ki biz, TEKNOPARK’ı Muğla’nın kurtuluş projesi olarak görüyoruz.
Zira biliyoruz ki; üretim değerlerine ve hammaddeye sahip bir kentin ulusal ve uluslararası rekabet edebilir düzeyini o kentin yeni bilgi üretme becerisi ve teknolojik gelişimi belirliyor.
İsteyene bu kentte herşeyin adresi belli.
Biliyoruz ki yeni bilgi ya da teknolojik uygulama üniversite çatısı altında yapılıyor.
Bizim gidip almaya niyetimiz olmasa da (!) orada üretim devam ediyor.
Üniversite-kent ilişkisinde gelinen son noktada ‘kent-üniversite çelişkileri’ nihayet bir kenara bırakıldı ve bilgi temelli bir ekonomi için kollar sıvandı.
Bir yanında üniversite, diğer yanında sanayinin bulunduğu TEKNOPARK, geldi kapımıza dayandı.
Biz istesekte istemesekte TEKNOPARK’la bilgi temelli bir ekonomi inşa edilecek.
Bu yeni ilişkide üniversite bilgiyi üretecek, sanayi de bu bilgiyi uygulamaya sokacak.
İşin içine bir de destekleriyle devlette girdi mi; iş tadından yenmeyecek…
TEKNOPARK, üniversite-sanayi- kamu üçlüsünü aynı çatı altında buluşturacak ve bunun ötesinde teknoloji tabanlı bir kalkınma modelini yaratacak.
Yolu yok, böyle olacak…
TEKNOPARK’ı Muğla’nın kurtuluş projesi olarak görmemizin nedeni bu.
Eğer Muğla TEKNOPARK’ı becerebilirse, bir TEKNOKENT’e dönüşecek.
TEKNOPARK’la bir TEKNOKENT’e dönüşebilir miyiz?
Neden olmasın.
Bizim hala umudumuz var.
Çelişkileri, tartışmaları, özensiz rekabeti geride bırakıp artık işimize gücümüze bakmanın zamanı geldi.
Siyasi dönüşüm çabalarını sonuçsuz bırakan Muğla, ekonomik kalkınma çabalarını karşılıksız bırakmayacaktır.
Zira kent olarak yaşadığımız her türlü sorunun ekonomiden kaynaklandığını nihayet anladık ve bu süreçte TEKNOPARK ile büyük fırsat yakaladık.
Yeni bir gelişmeyi sizlerle de paylaşarak devam edelim.
4691 sayılı kanun kapsamında geçtiğimiz günlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanan TEKNOPARK Projesi’nin ardından şimdi de Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Çalışma Grubu (KÜSİ) Muğla Temsilciliği yürürlüğe girdi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bünyesinde yapılandırılan Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği (KÜSİ) Çalışma Grubu Muğla Temsilcisi olarak atandı.
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, TEKNOPARK kurulma çalışmalarının yanında kentin ekonomik alanda rekabet gücünü arttırmak, katma değeri yüksek yenilikçi ürün ve hizmetler sunabilen bir yapıya kavuşturulması, Muğla’nın ulusal inovasyon ekosisteminde yerini alması gibi zor bir görevi üstlendi.
Bu genç profesörü yakından tanıyoruz.
Hiç şüphemiz yok, böylesi önemli ve tarihi görevi başarıyla yürüteceğine inanıyoruz.
Yusuf Ziya Erdil, tıpkı MSKÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan gibi üniversitenin öne çıkan akademisyenleri arasında yer alıyor.
Bir tespitle sonlayalım.
Tıp Fakültesi ve hastane ile halka dokunan, ‘kent-üniversite’ ilişkisinde ilk önemli teması sağlık hizmetleriyle sağlayan üniversite; ikinci önemli teması, üretim ekonomisiyle sağlayacak.
Bilgi temelli ekonomik altyapıyı TEKNOPARK ve KÜSİ ile oluşturacak.
İşin başında Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil bulunacak…