Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Muğla’da deniz, kum ve güneşin yanı sıra doğa turizminin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Doğa Turizmi ve Master Planı hazırlandığını müjdelemişti.
Temel plan bir diğer deyişle ana plan anlamına gelen, uzun vadeli ve geniş çaplı bir gelişmeye ilişkin hazırlanan ve uygulanan Master Planını biz Muğla’nın Kaynak Kullanımına yönelik bir plan olarak değerlendirmiştik.
Ortada bir turizm master planı yokken, turizmi destekleyen Doğa Turizmi Master Planı’nın yaraya merhem olacağına inanmıştık.
Bildiğimiz kadarıyla birilerinin rafında tozlanmaya yüz tutmadıysa, ilin Turizm Master Planı yok. Bu yönde çaba ve gayretler var ama hala bilinen bir master planı yok.
Biri çıkar “master planımız var” derse bizde; “master planı bulunan bir kentin başına neden bu kadar iş geliyor” diye sorar, bu planın ne işe yaradığını sorarız…
Bizim hatırladığımız; Mayıs 2005’te, 11 yıl önce Muğla Üniversitesi, kentin Turizm Master Planı’nı çıkarmak için çalışma başlatmıştı.
Üniversite bu kapsamda kentin kültür ve sosyal yapısına yönelik envanter çalışması yapmıştı. Üniversite senatosu o dönemin Rektörü Şener Oktik başkanlığında Fethiye’de toplanmış, bir dizi önemli karara imza atmıştı.
“Önce envanter sonra master plan” sloganlı bir çalışmaydı.
Bizi, hepimizi heyecanlandırmıştı.
Her sloganın başına gelen, bu sloganın da başına geldi.
Sloganı atanlar ‘ant içerek’ dağıldı.
Sanırız çalışma, envanterle sınırlı kaldı. Zira master planı hazırlanmış olsaydı, bize kadar ulaşırdı. Hazırlanmış olsaydı master planı ile; yer-gök taşlanırdı.
Doğa Turizmi Master Planını kentin kaynak kullanımına yönelik bir plan olarak gördüğümüzü yukarıda ifade ettik.
Bir kez daha ifade edelim ki; master planı olmayan, yaşadığı her türlü sorunu tadilat planlarıyla, dönemsel palyatif çözümlerle aşmaya çalışan Muğla’da turizm sektöründen sonra tarım sektörü de krizin eşiğinde.
Turizm sektörü için çalan çanlar, şimdi tarım sektörü için çalıyor.
Çan’ın sesini duyan var mı? bilmiyoruz.
Bildiğimiz bir yanda ilin su ürünleri ve hayvansal mamüller sektörü ihracat şampiyonluğuna koşarken, diğer yanda Seydikemer başta olmak üzere bir çok yerleşkede binlerce ziraatçinin üretimini sokağa dökmeye başladığı…
Süt, narenciye ve domates sokağa dökülüyor ve biz sırada hangi ürünün olduğunu bilemiyoruz.
Turizm sektörünün bakanlıkça hazırlanan Doğa Turizmi Master Planı ile kısmen nefes alması sağlanacakken, tarım sektörünün nefes almasını sağlayacak master planını kim, ne zaman hazırlayacak?
Soruyu daha doğru sormak gerekirse; Muğla kaynak kullanımı planı yapmayı ne zaman öğrenecek?
Master planlar, büyük planlamalar yerine Muğla ne güne kadar Acil Eylem Planları ile yönetilecek?
Merkezi idarenin ve bakanlıkların destek ve projeleri dışında dünya yüzü görmeyen, üretim değerlerine sahip çıkamayan, master planlarını hazırlayamayan, böylece her türlü krize davetiye çıkaran, sorunu kökten çözmek yerine Acil Eylem Planlarını devreye sokan Muğla, ne zaman akıllanacak?
Doğa Turizmi Master Planı ile turizm sektöründeki sorunları aşmayı hedefleyen Muğla, Tarım Master Planı ile tarım sektörün yaşadığı sorunları aşabilir mi?
Muğla, 5 temel sektörde, 5 kız kardeşe yönelik master planları hazırlamasını öğrenebilir mi?