Türkiye ve Avrupa Birliği, kaçak göçmenler konusunda anlaşmaya vardı.
Anlaşma geldi, Bodrum sahilleri boşaldı, kaçak geçişleri adeta durdu.
Sonuçta AB liderleriyle Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında yürütlen göçmen zirvesinde anlaşmaya varılması etkisini gösterdi.
Bodrum sahillerinde Yunanistan’a yasa dışı yollarla geçmek isteyen mülteci kalmadı.
Avrupa’ya mülteci akımının durdurulmasını ön gören anlaşma sonrasında Avrupa’ya geçiş noktası olarak kullanılan Bodrum sahilleri ve koyları adeta bir anda boşaldı.
Yüzlerce mültecinin geçiş noktası olan Bodrum’un Akyarlar, Ortakent ve Bitez sahilleri sessizliğe bürünürken, özellikle Yunanistan’ın Kos Adası’na geçmek isteyen Suriyeli sığınmacılardan da eser kalmadı. Sığınmacılardan geriye can yelekleri ve geride bıraktığı eşyalar hatıra kaldı.
***
İnsan boşalan sahillere ve koylara bakıp; “turizm sezonu öncesinde iyi oldu” demekten kendini alamıyor.
Bodrum’da 2 Eylül 2015 tarihinde bir gazeteci meslektaşımızın objektifine yakalanan Aylan bebeğin fotoğrafının dünyayı sarsmasından sonraki süreçte terör olayları ve göçmen trajedileri nedeniyle hem bölge hem de ülke turizmi prestij kaybetmişti.
Büyük insanlık poposu kaldırana kadar bu hasar devam etmiş ve belki de bu iş en çok Muğla’yı terletmişti.
Sahil Güvenlik Komutanlığı, son iki yılda sahillerimizden komşu Yunanistan’a geçmeye çalışan 111 bin kaçak göçmeni kurtarırken, ölümü göze alan 825 bin kişi de Yunanistan’a geçmeyi başarmıştı.
Bu süreçte çoğu çocuk ve bebek yaklaşık 500 kişi Avrupa’ya ulaşmak isterken can verdi.
Yakalanmadan geçenler ve kayıtlara girmeden kazalarda can verenlerin sayısı ise hala bilinmiyor.
***
Yüzde 90’ı lastik botla karşıya geçmek istiyen göçmenler, dönemsel vurguncuların müşteri listesinde ilk sırada yer almıştı.
Bu kapsamda yürütülen çalışmalarda göçmen kaçakçılığını bir meslek haline getiren 300 umut taciri yakalanmış, kanunsuz geçişe olanak sağlayan deniz araçları adete bir sektör yaratmıştı.
***
Hepsi geride kaldı…
Türkiye’nin kaçak göçmenler konusunda AB ile anlaşmaya varması ile umuyoruz ki hepsi geride kaldı.
Zira sezon geldi kapıya dayandı.
İfade etmeliyiz ki bize göre; büyük trajedileri geride bırakmanın, işimize gücümüze bakmanın zamanı geldi.
Göçmen trajedilerinin ardırdan artan terör olayları nedeniyle uluslar arası platformlarda prestiji hasara uğrayan Türk turizmi ve bölge turizmi AB ile varılan anlaşma ve hükümetin devreye sokacağı Turizm Acil Eylem Planı ile ‘kefeni yırtmasa da bir nebze rahat nefes alabilir’ diye düşünüyoruz.
Biz sektör temsilcilerinin aksine bu konuda iyimser olmak istiyoruz.
***
Turizmcilere göre; bu yıl turizmde son 30 yılın en büyük krizi yaşanacak. 2016 yılı turizm sezonu daha başlamadan 200 bin kişinin işsiz kalması krizin en büyük göstergesi olarak kabul ediliyor.
Kriz aşılsa bile krizden çıkmak için en az 3-4 yıl gerekiyor.
Zira kaçan turistin geri dönmesi beş yılı buluyor.
Umarız öyle olmaz (!)
Büyük göçmen işgaline ve trajedilere sahne olan koy ve plajlarımız, yeniden alışıldık görüntülerine kavuşur.