GENEL MERKEZİN MEDYA TAKİP AĞLARINA TAKILMAK ÖNEMLİDİR
Bir önceki yazıda “Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için Osman Gürün ve Mehmet Kocadon arasındaki yerel rekabet, ulusal medyada yer alan haberlerle il sınırlarını aşan bir hal aldı” tespitinde bulunmuştuk.
Tespite yönelik emekli bir gazeteciden ‘manidar’ bir ileti aldık.
Gazeteci ağabeyimiz iletisinde; “Eğer bu iki isim, Başkan Gürün ve Başkan Kocadon adaylık konusunda algı oluşturmak için ulusal ölçekli yayın yapan medya kuruluşlarını tercih ediyorsa, bu yerel basının dışlandığı anlamına gelmez mi? Aday olmayı düşünen siyasetçilerin birinci tercihi yerel basından yana olmalıdır. Zira yerel basın, adı üstünde o seçim bölgesinde yayın yapan, o bölgeye seslenen ve o bölgede etkili olan yayın kurumlarından oluşur. Bu talihsiz durum hakkında ne düşünürsün?” ifadelerine yer vermiş.
Gazeteci ağabeyimiz; yerel basının konumu ve işlevi konusundaki tespitinde haklı.
Ancak Başkan Kocadon’un ve Başkan Gürün’ün algı oluşturmayı yerel basın yerine, ulusal ölçekli medya kuruluşları üzerinden yapıyor olması sonuçta bir tercihtir.
Bu tercihe saygı duymak gerekir.
Zira ulusal medyanın yaratacağı algı; Muğla seçmenine yönelik değil, ‘genel merkeze’ yöneliktir.
Bu süreçte genel merkezin ‘medya takip ağlarına takılmak’ siyasetçiye önemli gelebilir.
Ya da siyasetçi bu süreci buna benzer medya ilişkilenmeleri ile geçirmek ve popülerliğini arttırmak isteyebilir.
Ayrıca 2019’a yönelik aday belirleme sürecinde CHP’nin ‘ön seçim’ yapmayacağı çok nettir.
Kılıçdaroğlu’nun son Ankara toplantısında belediye başkanlarına; “Yerel seçimlerde ön seçim yapmayacağız” açıklaması da kabak gibi ortadadır.
Her ne kadar Kılıçdaroğlu Ankara’daki son toplantıda CHP’li bütün belediye başkanlarını başarılı gördüğünü, ancak aday belirleme sürecinde adayların bir takım kıstaslarla belirleneceğini, yapılacak anketlerde vatandaşın onayını alanlarla yola devam edileceğini açıklamış olsa da (!) nihai kararı nasılsa; Ankara verecektir.
Hal böyle olunca da siyasetçi açısından bakıldığında taşra baskısında yer almaktansa, ‘Ankara baskısında’ yer almak yeğdir.
Bu durumda siyasetçilerin önceliği ulusal medyadan yana kullanmalarını şimdilik anlayışla karşılamak gerekir.
Yerel basınla ilgili ‘doğru bilinen bir yanlışı’ düzelterek bitirelim.
Sanıldığı gibi yerel basın, bir siyasetçinin seçilmesini sağlayamaz.
Ama seçilmemesini sağlayabilir…