TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın iller arasında bal üretiminde Ordu’nun ilk sırada, Muğla’nın ise 2. sırada olduğunu ifade etmesi üzerine işin doğrusunu teyit etmek ve kamuoyunda oluşan kafa karışıklığı gidermek adına Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin’i ziyaret etmiştik.
Muğla’nın arıcılığın kalbi olduğuna dikkat çeken Ziya Şahin, sadece konuya açıklık getirmekle kalmadı sektörün yaşadığı sorunlara da değindi.
Birlik Genel Başkanı Şahin, arıcılık konusunda iki temel eksiklik olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
“Bugün ülkede iki bal var. İlki arıcıların ürettiği, diğeri ise merdiven altında üretilen baldır. Maalesef merdiven altında üretilen daima bizim ürettiğimizin üzerine çıkıyor. Bu konuda yasalar çerçevesinde mücadele edilmesi gerekiyor.”
Şahin’e göre merdiven altı üretimle yasalar çerçevesinde etkin mücadele yapılmazsa üretici de tüketici de tehlike de. Üretici ürettiği balı satamayacak, tüketici de ne yediğini bilemeyecek.
Bilenler biliyor, biz bilmeyenlere seslenelim;
Türkiye’de kovanlar kayıt altında. Ancak kovanda üretilen bal kayıt altında değil.
Bu durumda bir kez daha Birlik Genel Başkanı Ziya Şahin’i dinlemek gerekiyor.
Ziya Şahin diyor ki; ”Biz bal üretiminin kayıt altına alınmasını istiyoruz. Bu konuda yetkililere yalvarıyoruz. Kovan kayıt altında ama üretilen bal kayıt altında değil. Muğla’da üç yıl önce barkot sistemini geçildi ama tam hayata geçirilemedi. Hedefimiz 2016 yılında üretilen balı kayıt altına alıp Türkiye’de ki reel üretimi ortaya çıkarmak. Ayrıca piyasada doğru ilaçların var olmasını istiyoruz. Doğru girdi olursa doğru bal da var olacaktır. Sağlıkla girdilerin vatandaşlarımızla buluşturulmasını istiyoruz. İkincisi ise bölgesel ıslah projesini hayata geçirmek.”
Mesele son derece açık.
Ya kimlikli bal üreteceksiniz ya da el yordamıyla üretim yapmaya devam edeceksiniz. Bildiğimiz kadarıyla çam balı kimliğinin çıkartılmasına yönelik çalışmalara devam ediliyor. Bu konuda da Ziya Şahin’in, “Bal kodeksimiz var ama C4 konusunda bir takım sıkıntılarımız vardı. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bu konuya sahip çıktı. 5 birliğimizle birlikte bir kodeks (kimlik) çalışması başlattık. İki yıl sonra çam balımızın kimliği çıkmış olacak. Buradan hareketle tüm ballarımıza kimlik çıkarmak istiyoruz. Bal kodeksimiz var ama petek, arı sütü ve propolisin kodeksi yok. Bunlar bizim eksikliğimiz. Bunları çıkarmamız lazım. 2017 yılında anlı şanlı İstanbul’da yapacağımız bir kongre var. Bunları anlatmamız gerekiyor. Buradan hareketle bir takım şeyler ortaya koymamız lazım” sözlerine dikkat kesilmek gerekiyor.
İki bölümden oluşan bu mini yazı dizisine Türkiye’deki çam balı üretim alanlarında yaşanılan rakamsal karmaşadan, değişken rakamlardan geldik.
Ziya Şahin’e göre; 4 yıl öncesine kadar çam balı üretimine ilişkin net rakamların ve sonuçların farkında değildik. Muğla Arıcılar Birliği ile Muğla Orman Bölge Müdürlüğü işbirliğiyle 2011 yılında ‘Muğla Çam Balı Üretim Alanlarının Sürdürülebilirliği’ projesiyle yol aldık. Tüm yükünü birliğin çektiği proje ile Muğla çam balı amenajman planlarına girdi. Orman Bölge Müdürlüğü yaptığı çalışmayla çam ağacının ömrünü 45 yıldan 155 yıla çıkarttı. Muğla’da 66 bin hektar çam balı üretim alanı mevcut ancak yapılan çalışmalarla bu rakam 80 bine kadar dayandı.
Yani bu projeyle ciddi veriler elde ettik.
Bu da bize gösteriyor ki, Türkiye’de ki çam balı üretim alanlarının yüzde 70-75’i Muğla’da bulunuyor. Türkiye’de ki yaklaşık 6 milyon arının 3 milyonu Muğla’ya bal üretmeye geliyor.
Muğla, 2013 yılından bu yana çam balı üretimindeki farklılıkları ortaya koymaya başladı. Muğla çam balı coğrafi işaret başvurusu da bu süreçte yapıldı. Ayrıca bal kimliği konusunda bir çalışma daha gerçekleştirdi.
Birileri yerinde sayarken Ziya Şahin, MAYBİR başkanı olarak başladığı başladığı serüvene Birlik Genel Başkanı olarak devam ediyor. Şahin, en büyük derdini ise şu sözlerle özetliyor:
“Bölgede bir çalışma yapıyoruz fakat Muğla’da görmezden geliniyor. Muğla’yı yöneten, Muğla’da söz sahibi kurumlar kendisini çek etmesi lazım. Arıcılıkta Muğla, Türkiye’nin kalbidir. Muğla’daki herkesle görüşürüz ama arıcılığı daha iyi bir yerlere getirmek için gerekli desteği göremiyoruz. Muğla’dan bal üretilmediği zaman Türkiye’den dünyaya 1 gram bal gitmiyor. Çiçek balını zaten kendi iç piyasamızda tüketiyoruz. Çam balının 100 bin ton üretimi olsa hepsini satabileceğimiz potansiyelimiz var. Çam balının tanıtımı noktasında elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bu kadar yaptığımız çalışmaları sadece üyelerden aldığımız aidatlarla gerçekleştirdik.”…