İKİNCİ ADAY OZAN BALCI İLE AK PARTİ’NİN YERELLEŞME ARZUSU
Bir önceki yazıda Ak Parti il kongresine iki gün kala aday sayısı ikiye çıktı denilirken, siyasi kulislerden üçüncü ismin il başkanlığına adayı olacağı bilgisi sızdırıldığını sizlerle paylaşmıştık.
Siyasi kulislerden bize kadar ulaşan iddiaları kaleme almış, Ege duruşu gösteren ve merkez siyasetçilerinden oluşan ekibin sınırlarının genişletilerek ilçelerden katılım sağlandığını, adaylık için birisi bayan olmak üzere iki isim üzerinde yoğunlaşıldığını ifade etmiştik.
İl başkan adayının kim olacağı konusunda toplantıların devam ettiği ve mutlaka bir sonuca ulaşılacağı bilgisinin bize kadar ulaştığını dile getirmiştik.
Bu süreçte Hayrettin Şaşmaz’ın adaylık üzerinden aslında uyarı yaptığını da tespitlerimize eklemiş, yarın yapılacak il kongresine tek adayla gidilmeyeceğine de dikkat çekmiştik.
Günün ilk ışıkları ile eski il yöneticisi Ozan Balcı’nın il başkanlığına aday olduğu bilgisine ulaştık.
Bizi arayarak durumdan haberdar eden kanaat önderi dostumuz, konuyla ilgili geniş katılımlı bir toplantı yapılmayacağını, Ozan Balcı’nın adaylığını kendisine ait sosyal medya üzerinden duyurduğunu söyledi.
Oldukça kısa olan paylaşımında Balcı; “Yapılan uzun ve geniş istişareler sonucunda, partimizi Muğla’da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunda iktidara taşımak için Cumartesi günü yapılacak olan Ak Parti Muğla İl Kongremizde aday olduğumu tüm kamuoyunun bilgilerine arz ederim” ifadelerine yer vermişti.
Mevcut il başkanı Kadem Mete’ye rakip olan Ozan Balcı, Marmaris 1979 doğumlu.
Yani, Ozan Balcı; yerli bir siyasetçi.
Marmaris Marina Yat İşletmecilik firmasında yöneticilik yapan Balcı, kamu yönetimi mezunu. Uzun yıllar Ak Parti’de siyaset yapan Balcı önceki yönetimlerde İl Siyasi Hukuk İşler Başkanlığını yürüttü.
Muğla kamuoyu kendisini, milletvekili Nihat Öztürk’ün il başkanlığı dönemindeki yönetimde tanıdı. Hatırlanacağı gibi Miraç Cin, Ozan Balcı ve Esat Tugay o sürecin öne çıkan isimleriydi. Nihat Başkan yönetimini Muğlalı isimlerden oluşturarak siyasi açısından stratejik bir hamle yapmıştı.
Bu hamle, kentin egemen gücü CHP’ye karşı yapılmış bir hamle olarak nitelendirilmiş, ötesinde partinin ‘demokrat ve liberal’ kesimlerle buluşmasını sağlamıştı.
O süreçteki sosyolojik bütünleşme ile inşa edilen ve seçmen yelpazesini genişleten bu yapı bugün de varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Daha önceki yazılarımızda ifade etmiş; “Kongreler sürecini başlatan Ak Parti’nin MYK’da Bülent Karakuş terci, taban da yerli siyasetçi beklentisinin kanlı canlı örneğidir. Karakuş’un yerel siyasette yarattığı iklim değişikliği, tabanda da büyük kabul görmüştür. İklim değişikliği yerli siyasetçi tercihinde tarihi bir fırsat yaratmıştır” tespitinde bulunmuştuk.
Hâlâ aynı fikirdeyiz.
Yusuf Kayacık ve ekibinin ‘Yerel siyasette yerli siyasetçi’ vurgusu ile ortaya koyduğu Ege duruşunun da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bize göre 2019 seçimleri öncesinde kongreler sürecinde başlayan yerli-yabancı yönetim tartışmaları partinin ‘yerelleşme’ arzusundan kaynaklanıyor.
Yerelleşme arzusu; bu nedenle sürer durumun sınırları zorluyor ve bu nedenle otorite baskısına maruz kalıyor.
Yarın Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirilecek Ak Parti İl Başkanlığı kongresinde ortaya çıkan il yönetimi siyasi tarihimizin en zorlu seçimlerinin kadroları oluşturacak.
“Sonuçları itibariyle kongre Muğla’ya hayırlı olsun” diyerek sonlayalım.
Her iki gruba da başarılar dileyelim…