BİRLİKTE 10. YIL
Üretici birlikleri içerisinde Milas Süt Birliği, bizde farklı bir yere sahip.
3 bine yakın üretici üyesi, kaliteli üretimi ve artan üretim kapasitesi, yönetim ve idari yapısı ve 60 kişilik personeli tekmil hizmet binası ile kurumsal yapısını tamamlamış Milas Süt Birliği ilin üretim değerleri listesinde ilk sıralarda yer alan bir kurum.
Süt Birliği Başkanı Ali İhsan Gezgin, Başkan Yardımcısı Nurettin Pinar ve Birlik Genel Müdürü Soner Güney’le yakın dostluğun sahibiyiz.
Kendilerinden birliğin 10 kuruluş yılında gerçekleştirilen olağan genel kurul için davet aldık ve Milas’ta genel kurula katıldık.
Milas Belediyesi’ne ait toplantı salonunda gerçekleştirilen genel kurulda üretim gelen güce ve birlikteliğe şahit olduk.
Salonu dolduran binlerce üreticinin birliği-dirliği karşısında oldukça etkilendik.
Divan Başkanlığını Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Münir Altınbaş’ın yaptığı genel kurula tek liste ile gidildi.
Yaptığı çalışmalarla üretici-üyelerinin takdirini kazanan Başkan Gezgin, 1190 üyenin oy kullandığı genel kurulda güven tazeleyerek başarısını bir kez daha taçlandırdı.
Biliyorsunuz Milas Süt Birliği Başkanı Ali İhsan Gezgin, aynı zamanda Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkan Yardımcısı görevini yürütüyor.
Gezgin’in bir ayağı Ankara’da.
Türkiye Merkez Birlik Genel Başkanı Tevfik Keskin ve birliğin yönetim kurulu üyeleri genel kurulda Başkan Gezgin’i yalnız bırakmadı.
Genel kurulun açılışında “Ben konuşmasını pek beceremem ama üreticime para kazandırmasını iyi bilirim” sözüyle başlayan Ali İhsan Gezgin, sektörün yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Büyükşehir yasanının getirdiği yönetim şekline ilişkin çarpıcı tespitlerde bulunan Başkan Gezgin’in açıklamalarını dikkatle izledik ve notlar aldık.
Konuşmasında büyükşehir yasasının hayvancılığa darbe vuracağına işaret eden Başkan Gezgin, yasaya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:
“Yasayla köyden mahalleye dönüşen yerleşkelerin bu yasayla hayvancılığımızın büyük bir darbe vuracağına inanıyorum. Köyde doğduk, köyde yaşıyorduk bu yasayla mahalle olduk, şehirli olduk. Ne değişti hayatımızda? Yine köydeyiz, yine hayvan bakıyoruz, yine o kokuyu çekiyoruz. Bu yasayla eğer bir gün hayvanlarınızı köy dışına çıkarın derlerse, çok zorluk çekeceğimiz kesindir. Siyasilerden bu konuda Ankara’da kamuoyu oluşturmalarını, bu kanunun uygulanmamasını ya da iptal edilmesini istiyoruz”…
Başkan Gezgin’in de işaret ettiği gibi, yasaya göre köyden mahalleye dönüşün yerleşkeler tehdit altında. Böyle bir uygulama hayvancılığın iki ayağını bir pabuca sokabilir. Başkan Gezgin, büyükşehir yasanın getirdiği yönetim şekli ve uygulamalarının değişmesi ya da revize edilmesi için yeni ve haklı bir gerekçeyi de ortaya koymuş oldu.
Başkan Gezgin’in dikkat çektiği ikinci konu Tedarik Sözleşmeleri’ne ilişkindi. Hükümetin Tedarik Sözleşmesi uygulamasının sanayiciler tarafından yapılan tek taraflı sözleşmelerle sekteye uğradığını ifade eden Gezgin, “Tedarik sözleşmesi diye bir sözleşme yapıldı. Bu sözleşme ile bakanlık birliği örgütü ve sanayiciyi korumak istedi. Ancak sanayici son günlerde yaptığı tek taraflı sözleşmelerle üreticiyi ve örgütü zor durumda bırakmaktadır. Bakanlığımızın acilen matbu bir sözleşme hazırlayıp, bunu Türk Ticaret Kanununa uydurarak bu sözleşmeyi yürürlüğe sokması lazım. Eğer mümkünse ek protokol yapılsın, özel şartlar hazırlansın ve imzalansın” dedi.
Buna söyleyecek lafımız yok (!) zira durum ortada.
Başkan Gezgin’in dile getirdiği üçüncü konu ise oldukça manidardı.
Hayvancılık sektöründe en büyük sorunlardan birisinin ehliyet sorunu olduğuna dikkat çeken Gezgin, bu konuda görüşlerini şu ifadelerle dile getirdi:
“Sektörde ehliyet sorunu var. Her mesleğin bir ehliyeti var. Herkes diş doktoru olamıyor, herkes esnaf olamıyor. Diş hekimi olmanın yolu diploma, esnaf olmanın belgesi var. Ama bizim sektörümüzde böyle değil. Parası olan hayvancılığa giriyor. Bu Türk hayvancılığı için, küçük üreticiler için bitiş noktasının başlangıcıdır. Birlik olarak Ankara’da tüm bunların mücadelesini veriyoruz”…
Gelelim asıl konuya.
Bizi yakından takip edenler bilirler.
Bugüne kadar Milas’ın üretim değerlerine ve markalaşmasına yönelik çok sayıda yazı kaleme aldık. Birçok yazıda mevcut üretim değeri ve kapasitesi ile Milas’ın tedarikçilik yapan bir konumdan üretim yapan bir konuma geçmesi gerektiğini, yapımı devam eden Milas Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi’nin buna fırsat yaratacağına dikkat çekmiştik.
Biliyoruz ki Milas Süt Birliği bu amaçla, Milas OSB’den 15 dönüme yakın bir alan tahsisi yaptı. Genel kurulda yaptığı konuşmada birlik olarak OSB arazi tahsisini beklediklerini ifade eden Başkan Gezgin, yapılacak tesislerle Milas markalı ürünler üretmek istediklerini şu sözlerle müjdeledi: “Milas Süt Birliği olarak en büyük hedefimiz Organize Sanayi Bölgesi’ndeki arazinin bize tahsis edilerek ürettiğimiz kaliteli ürünlerden katma değeri yüksek mamuller elde etmek istiyoruz. Bu yıl içinde arsalarımız teslim edilecek biz de 2019 yılında süt işleme tesislerinde Milas Markası ile üretim yapacağız. Milas’ın ismi ile süt üreteceğiz, ürünler üreteceğiz”…
İşte bu.
Daha yazacak çok şey var. Ancak bunları daha sonraya bırakalım.
Milas Süt Birliği’nin yaptıklarını ya da yapacaklarını bir güne sığdırmak olanaksız.
Milas kırsalından çıkan ve bu başarı öyküsünde emeği olan her bir üretici üyeye, birliğin yükünü taşıyan birlik personeline, birlik danışmanlarına, birlik yönetim kuruluna ve Başkan Ali İhsan Gezgin’e başarılar dileyerek sonlayalım.
Milas Süt Birliği’nin “Birlikte 10. Yıl” sloganıyla gerçekleştirdiği genel kurulun hayırlı olmasını dileyelim…