GÜVEN, GELİRDEN DAHA ÖNEMLİDİR
Bir tespitle başlayalım.
Gazetecilik mesleği siyasal eğilim gerektirmez.
Ancak siyasal birikim gerektirir.
Her ne kadar yayınlarımızda içerik anlamında siyasetten besleniyor, siyaseti yazıyor ve çiziyor olsak da bağımsız/bağlantısız gazeteciliğimiz ve yayıncılığımızla kendimizi politik sürecin ötesine taşıyabiliyoruz.
Böyle bir kabiliyete sahibiz.
‘Seçimi fırsat görmemek’
Meraklı okurlarımız hatırlayacaklardır.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili genel seçimlerini siyasi tarihimizin ‘en kısa süreli ve en az bütçeli’ seçimi olarak tanımlamıştık.
Seçim dönemi stratejimizi de bu öngörümüzden yola çıkarak oluşturduk.
Aday listeleri kesinleşinceye kadar tüm siyasi partilere ve adaylara eşit durmak ve mesafemizi korumak adına kararlar aldık.
‘Haberi kutsal yorumu hür gören’ bir anlayışla kimseye haber perhizi uygulamadık.
Bu süreçte bize gelen ya da gönderilen haber niteliği taşıyan her bir açıklamada bireysellikten çok toplumsallık aradık.
“Filan adaya sevgi gösterisi” ya da “Falan adayı bağrına bastılar” türünde haber yapmadık, algı yaratmaya yönelik sipariş haberlere de yer vermedik.
‘Seçim fırsattır’ diyerek, kuşu çift görüp tüfeği ateşlemedik.
Kendimizi bu tür siparişlere karşı resmen izole ettik.
‘Siyasi ilan ve reklamlar’
İzole ettiğimiz ikinci konu, siyasi partilerin ve aday adaylarının tanıtımına yönelik; ilan, haber/ilan, anket, reklam ve duyurular oldu.
Bu konuda farklı siyasi partilerden ve aday adaylarından gelen talepleri geri çevirdik.
İlk günden itibaren siyasi partilerden ve aday adaylarından gelen tanıtım ve propagandaya yönelik hiçbir görseli; ne internet sitemizde ne de sosyal medyada bize sağlanan alanlarda kullanmadık.
Taraf olmak böylesine kolaylaşmış/kolaylaştırılmışken, kimseye taraf olmadık, kimsenin tarafında olmadık.
Tüm siyasi partilere ve aday adaylarına eşit mesafede durduk.
Ücretli ilan-reklam vermek isteyenlerin tekliflerini nezaket kuralları içerisinde geri çevirdik. ‘Nasıl yani?’ dedirten bu uygulamayı kendilerine anlatmakta ise bir hayli zorlandık.
Seçimi fırsat olarak görmediğimizi, bağımsızlığımızı ve bağlantısızlığımızı korumak adına bu sürece ilişkin kurumsal karar aldığımızı kendilerine uygun bir dille ilettik.
Aday listeleri kesinlik kazanıncaya kadar (!) bu tür ilişkilere sıcak bakan, olanak sağlayan basın yayın kuruşlarını tercih etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunduk.
21 Mayıs 2018 tarihine kadar tirajlı gazeteleri, okunan ve sosyal medyayı iyi kullanan internet sitelerini tercih etmeleri gerektiğini kendilerine ilettik.
‘Güven mi, gelir mi?’
İnternet üzerinden yayın yapan bir kurum olarak, nerede olduğumuzun ve nerede durduğumuzun, ötesinde ne oranda takip edildiğimizin farkındayız.
Bu tür toplumsal algıya yönelik tanıtım gereçlerinin yayınlanmasına yönelik tercihlerin ilk sıralarında yer almak bizi sevindirse de biz aday adaylığı sürecinde bu tür bir ilişki içinde olmak istemedik.
Bağımsızlığımızı ve bağlantısızlığımızı korumayı, okurlarımızın ve toplumun bize duyduğu güveni daha çok önemsedik.
Biliyorduk ki güven, gelirden çok daha önemli idi…
Meraklısına Not:
CHP’nin 27. Dönem Muğla Milletvekili Aday Listesi, dün akşamüstü sosyal medyaya sızdırıldı. Listede yer alan isimler ve sıralama, CHP tabanında tepkiyle karşılandı.
Tepkinin ötesinde iş, alerjik bir hal aldı.
CHP listesine yönelik görüşlerimizi elbette paylaşacağız.
Bugün saat 17.00 itibariyle listenin YSK kuruluna verilmesini bekliyoruz.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir.