SİYASETİN İKİ YÜZÜ
CHP siyasetinin iki yüzü var.
Biri çatışma diğeri uzlaşma.
Bu bilimsel tarifin çatışma tarafında; değişim isteyen muhalifler,
Uzlaşma tarafında; mevcudun devamından yana olanlar yer alıyor.
Tıpkı acıların hayatı şekillendirdiği gibi (!)
CHP siyasetinin özünü de çatışma oluşturuyor.
Ancak dünün gelişmeleri bugünün şartları ortadayken bile CHP’de kolay kolay bir değişim yaşanmıyor. Çatışma CHP’nin özünü oluştursa da değişimi gerçekleştiremiyor.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçim sonuçları bunun için çok iyi bir örnek oluşturuyor.
Muğla ölçeğinde seçim sonuçları, CHP içindeki çatışma ve uzlaşmayı net biçimde ortaya koyuyor.
Son milletvekili seçimlerinde ideolojik fark olmasına karşın, bir partiden diğer partiye oy geçişleri çatışmayı (!)
Bunun yanında aynı partiye oy vermeye devam edilmesi ve partinin belli bir oranı koruması parti içindeki uzlaşmayı işaret ediyor.
İki ayak üzerine oturan 24 Haziran’da;
Milletvekili seçimlerinde CHP’de yaşanan oy kaybının nedenini çatışma ve uzlaşma kültürü ile hareket eden seçmen oluşturuyor.
Milletvekili seçiminde çatışma kültürü ile hareket eden CHP’li ulusalcılarından İyi Parti’ye,
Sol-sosyalist gruplardan HDP’ye oy geçişi yaşanırken (!)
CHP’nin büyük bir kesiminin uzlaşma kültürü ile hareket ederek partisine oy verdiği görülüyor.
CHP seçmeninin büyük çoğunluğu ne yaşanırsa yaşansın sorun etmiyor.
Ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde başka bir gerçek ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde hem çatışmacı hem de uzlaşmacı gruplar aynı aday tercihi üzerinde birleşiyor, aynı adaya oy verebiliyor.
Bu durum seçim sonuçlarının değerlendirilmesinde ders niteliğinde bir ilginçliğe imza atıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin içindeki çatışmacı gruplarla uzlaşmacı gruplar ortak payda da, ortak değerde birleşebiliyor ve bu sayede tercih bütünlüğüne ulaşılabiliyor.
Bu durum CHP’nin ‘ortak değerleri’ konusunda bir örnekleme oluştursa, değişimin zorunluluğuna işaret etse de bu bütünlüğün dönemsel olduğu, seçim sonuçlarının etkisiyle şekillenen kurultay çağrısı ve imza toplama krizi ile adeta tescilleniyor.
Çatışma-uzlaşma ilişkisinde seçim öncesi ayarlara geri dönülüyor.
Çatışmacı gruplar değişim için imza toplamaya yönelirken, uzlaşmacı gruplar mevcudun devamından yana olan tavırlarını sürdürmeye devam ediyor.
Bu konuda her iki taraftan yüksek perdeden açıklamalar yapılsa da bize göre;
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin bohçası, yemin törenleriyle bağlanmış durumda.
Bu süreçte değişim isteyenler kurultay için gerekli olan imzaların peşine düşmüş olsalar da yerel seçim sürecinin kapıya dayandığını onlarda iyi biliyor.
CHP siyasetin özünü oluşturan çatışma kültürü şu günlerde genel seçimleri iyisiyle-kötüsüyle geride bırakıp, kurultay çabasıyla yerel seçimlere yönelik taleplerini sıralamaya başlasa da bu günkü koşullarda siyaseten bir sonuca ulaşmaları mümkün görünmüyor.
CHP’de değişim isteyen çatışmacı grupların kurultay endişesi gitgide yerini yerel seçim endişesine bırakıyor…
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir.