Sanat kentin yararına dönüşen bir potansiyel olabilir mi? Kentin sanata yönelişi için gerekli olan unsurlar yerine getirilirse evet! Bu yönelişin birinci koşulu kentin sanata ve sanatçıya sağladığı olanaklar ve o ilişkiyi yaratacak yerel yöneticilerdir. Kenti sanatsal değerler yerine politik değerler ile yöneten ve bununla yetinen bir kentin gazetecisi olarak bir kez daha belirtmeliyiz ki “dünyanın en önemli kentleri sanata ve sanatçıya sağladığı özgürlüklerle anılan kentleridir”. Sinema, tiyatro, resim, müzik, şiir, edebiyat, fotoğraf, grafik, karikatür sanatı ve sanatçıları için kent bir yaşam ve üretim alanı yaratabilir mi? Evet yaratır ve ben buna şahit oldum. Binlerce yıllık ve yüzlerce amfi tiyatronun bulunduğu, tragedyanın anavatanı sayılan bir kentin gazetecisi, köşe yazarı olarak sevgili dostum Karikatür Sanatçısı Mehmet Selçuk’un 30. Sanat yılı etkinlikleri çerçevesinde Denizli’ye davet edildim. Sarımsıcak bir davetti. Başıma geleceklerden habersiz, mazeretleri geride bırakıp Kale Davas üzerinden indim Denizli’ye…
***
Mehmet Selçuk, kalacağımız oteli tarif ederken başladı her şey. Cankuran’dan indim ilk ışıklardan sonra düz giderek şirin bir otel arıyordum. Mehmet Selçuk, “şiir” diyordu ben “şirin” anlıyordum. Şiir otel olamazdı, otel olsa olsa şirin olabilirdi. Sonuçta şirin otel olduğuna karar verdiğim otelin önüne gelmiştim. Arabayı park ettim. Otelin önünde bir elinde hokka diğerinde kalem olan bir heykel karşıladı beni. Heykel’in yazıtında Necip Fazıl’dan iki dörtlük. Ana kapıdan içeri girdim otelin resepsiyonunda beni şairlerin heykel büstleri karşıladı. Gördüklerim karşısında şaşkına dönmüştüm ve bir çırpıda otelin dışına çıkıp otelin tabelasına yeniden baktım. Otel’in adı “Şiir Otel”di. Yeniden içeri girdim Uzunca bir süre şaşkınlıkla ortalığı incelerken Mehmet Selçuk’un bana ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım. Şairlerden ve şiirlerden yola çıkılarak inanılmaz bir mekan yaratmışlardı. Karşımda otel halinde “72 şair, 250 şiir” duruyordu. Konsepti şiirden alınan otelin dağ manzaralı Nazım Hikmet odası, göl manzaralı Mehmet Akif Ersoy, Can Yücel, Cemal Süreya ve ….
***
Yazdığı muhteşem şiirleri okurundan gizleyen şair dostum Avukat Kemal Ertuğrul’un “şiirsiz yaşamak eksik yaşamaktır” sözleri geldi aklıma. Evet eksik yaşıyorduk. Şiir otel’in içinde bu duygularla adeta bir şiirin içinde kayboldum. Adıma rezervasyon yapılan odaya girdim uzunca bir süre koltukta öylece oturdum. Mimar/şair Cengiz Bektaş’ın adı verilen odanın duvarları şiirlerle ve kolaj grafiklerle bezenmişti. Çerçevelenmiş bir Cengiz Bektaş şiirine yüzüm yansıdı. Günün misafiri için odanın küçük kütüphanesinde duran şiir kitaplarından birisine rastgele uzandım. Şansıma İlhan Berk “Günaydın Yeryüzü” çıktı.
***
Karikatürist Mehmet Selçuk’un 30. Yıl sanat etkinlikleri çerçevesinde Şiir Otel’deyim, bir şiirin içindeyim. 2009 Cemal Süreya şiir ödülünü alan Mustafa Erdem Özler, dünya şairi Özkan Mert, Oyun yazarı Savaş Ünlü’de şiir odaların misafirleriydi. Rüyasının tam ortasında Erdem Özler’i arayıp geldiğimi söyledim. Yol yorgunu uykuluk bir durumdaydı.
***
Dünya şairi Özkan Mert, Erdem, Savaş abi ve ben Dondurmam Gaymak’ın filminin Komünist Mustafa’sı ve akşamüstü. İki orta iki şekerli kahve bir de Elif. Erdem’in Elif’i. Her yanımızda bizi çerçeveleyen ve gücünü şairinden alan şiirler. Şiirin kovanındaydım vız vız. Yazma üzerine sohbetler, minor bir şarkı dönüyordu elit ve imtiyazlı.
***
Sanat kentin yararına dönüşen bir potansiyel olabilir mi? Kentin sanata yönelişi için gerekli olan unsurlar yerine getirilirse evet! Kale Davas üzerinden akıp girilen Denizli bu yönelişin koşullarını yerine getirmiş. Bu yönelişte sanata ve sanatçıya sağlanan olanağın en önemli önermelerinden birisiydi Mehmet Selçuk. Denizli, politik değerlerin yanında sanatsal değerlerle de bir yönetişim modeli yaratmıştı. Binlerce yıllık ve yüzlerce amfi tiyatronun bulunduğu, tragedyanın anavatanı sayılan bir kentin gazetecisi, köşe yazarı olarak sevgili dostum, kardeşim Karikatür Sanatçısı Mehmet Selçuk’un 30. Sanat yılı etkinlikleri çerçevesinde Denizli’de; Özkan Mert, Erdem Özler ve Elif’i, Savaş Ünlü, şair Kemal Gürcan, Yılmaz Karaman, Mazlum Bababalım, Aykut Hoca gibi yüzlerce sarımsıcak sanat dostu ile birlikteydim. Kemal Gürcan’ın Mehmet Selçuk’a yazdığı şiir ile şimdilik sonlayalım. “O Sarısıcağın çocuğu/ Fırçası ebemkuşağı/ Gözlerinden gelir geçer Gökova’nın kuşları/ Güneşe güneşe doğru”.