Gazeteci Yazar Kazım Tokuç’un Yenigün Gazetesindeki “Aspava” köşesinde “Artık yazmak zorunda kaldım” başlığı taşıyan köşe yazısı ile başlayalım. Tokuç’u, artık yeter noktasına getiren, yazmak zorunda bırakan olaya onun anlatımı ile bir kez daha bakalım. Kazım Tokuç; “Şimdi 1989 yılına gidelim. Muğla Gazeteciler cemiyetin kurucu üyesiyim. Cemiyetin kuruluşunda en çok çaba sarfedenlerden birisiyim. Zaman zamanda Cemiyet yönetiminde görev aldım. Gazeteciler cemiyeti seçimlerinde Mevcut Başkan Ünal Türkeş’e zaman zamanda rakip oldum. İlk seçimlerde Ünal Türkeş’ten fazla oy almama rağmen yönetim kurulu toplantısında bazı partili yandaşlarının engellemesiyle başkanlık kilitlenirken, çekilen kura sonucu başkanlığı kaybettim ve Ünal Türkeş tombaladan çıkarak başkan seçildi”.
***
23 yıl tombala’dan başkanlık, bilmem kaçıncı çinko ve gelinen nokta.
***
Kazım Tokuç’un ibretlik yazısı devam ediyor: “Muğla Gazeteciler Cemiyeti hakkında son günlerde yazılanları görünce şaşırdım doğrusu. Neymiş efendim ‘Muğlalı gazeteciler cemiyete sahip çıkmamışlar’ Tam tersi çıkmaları engellenmiştir. Cemiyette tek adam yönetimi uygulanarak cemiyet asli görevlerinden saptırılmıştır. Gazetecilere hizmet için valilik tarafından verilen bina, bar olarak kiraya verilmiştir. Kumarhaneye çevrilmiştir. Defalarca polis tarafından baskına uğramıştır. Muğla Gazeteciler Cemiyetinin valilik tarafından binadan çıkarılması hiçte sürpriz değildir. Bana sorarsanız valilik bu kararında geç bile kalmıştır.”
***
Ve Platform. Sevgili Kazım Tokuç ağabeyimizin yazısı şu ifadelerle sonlanıyor.“Nitekim; Muğlalı Gazeteciler, Muğla Gazeteciler Platformu adı altında bir araya gelerek kısa sürede önemli yol kat etmişlerdir. Gerçek gazetecilerin bulunduğu platform kısa sürede yaptığı önemli çalışmalarla tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. İl ve ilçelerden gerçek gazetecilerin katılımıyla kurulan Platform, Muğlalı gazetecilerin gerçek yüzüdür”.
***
Platform, “Muğlalı gazetecilerin gerçek yüzüdür”. Bu tespit meslek tarihi açısından çok önemli bir tespittir. Meslek büyüğümüz Kazım Tokuç’un bu yazısı platformun varlığını sorgulayanlara gitsin, daha da kimse bu platform nereden çıktı? niye kuruldu? diye sormasın.
***
Tombala’dan çıkanla bu kadar oluyor.
***
Gelelim asıl meseleye, cemiyetin yazı-tura’ya bağlanan seçimine. Kazım Tokuç köşesinden bu döneme ait olayı şöyle kaleme almış: “İlk seçimlerde Ünal Türkeş’ten fazla oy almama rağmen yönetim kurulu toplantısında bazı partili yandaşlarının engellemesiyle başkanlık kilitlenirken, çekilen kura sonucu başkanlığı kaybettim ve Ünal Türkeş tombaladan çıkarak başkan seçildi”. Yani seçimde KazımTokuç, Ünal Türkeş’ten daha fazla oy alır, ancak yönetim kurulu toplantısında bazı partili yandaşlar! başkanlık seçimini kilitler, iş kuraya bırakılır. Tokuç, burada kaybeder. Tokuç’la birlikte aslında o anda kaybeden gazetecilik mesleğidir. İşte o seçimden sonra Muğla Gazeteciler Cemiyeti, kurucu iradesi olan gazetecilik mesleği yerine siyasetin emrinde bir büroya dönüşür. Egemen gücün en şampiyon meslek örgütü, alamet-i farikası olarak, kurucu iradeyi bir kenarda bırakıp 23 yıl boyunca sahibine hizmet eder.
***
Sonlayalım. Kentin siyasi yaşamını dizayn eden gazetecilerin kurduğu cemiyet siyasetin emrine girince kentin gazetecilikten/vekilliğe geleneği sekteye uğradı. Gazetecilik mesleğinin yerel öncüleri Erman Şahin ve Tufan Doğu’nun açtığı gazetecilikten/vekilliğe yolu işte bu nedenle tıkandı. Zaman bize gazeteci olunmakla siyasetçi olunmayacağını göstermişti. Bir meslek örgütü olarak kalmak yerine bir arka bahçe olarak kalmayı yeğleyenler mesleğin ve kentin çeyrek yüzyılını heba ettiler. Cemiyetin kurucu iradesi olan gazetecilik geleneği devam etmiş olsaydı o dönemin popüler ismi Naim Kılıç milletvekili seçilebilirdi. Çünkü bu yapıdan Erman Şahin ve Tufan Doğu vekil seçilmişlerdi. O süreçte Naim Amca; bir kanaat önderi, bir büyük abi olarak bu yapıdan çok rahat bir şekilde milletvekili seçilebilirdi. Çünkü cemiyetin kurucu iradesi o süreci katılımcılık, çoğulculuk, demokrasi kültürü üzerine inşa etmişti. İş tombalaya kalmasaydı Naim Amca vekil olabilirdi. İş tombalaya kalmasa bu gelenek sürerdi.