Seçim bildirgeleri üzerinden devam edelim.
Geçtiğimiz gün HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ partinin seçim bildirgesini açıkladı.
HDP belki de ilk kez toplumun tüm unsurlarını içeren bir anlayışla seçimlere gidiyor.
Bildirgede ilk göze çarpanlar; kadın bakanlığı, tüm mahallelerde anadilde kreş, 8 Mart’ın tatil edilmesi, genç yaşam kartı uygulaması, 15-25 yaş arasına her ay 200 TL verilmesi, oy verme yaşının 16’ya seçilme yaşının 18’e indirilmesi, ücretsiz burs ve katkı payları, ücretsiz yurt ve gençlere yönelik istihdamlar…
Bildirgede yer alan çarpıcı başlıklar ise şöyle:
Eline silah almak istemeyen her genç vicdani ret hakkını kullanacak, askerlik yerine kamusal gönüllü olarak hizmet yapacak. Çocuk işçiliğine asla izin verilmeyecek, çocuk hakları izleme kurulları oluşturulacak, çocuk cezaevlerini kapatılacak. Berkinlerin, (Elvan) Ceylanların, (Önkol) Uğurların (Kaymaz) anısına sahip çıkılacak.
Her türlü vesayete kaşı reform süreci başlayacak. Eşit yurttaşlık temelinde sivil anayasa ve yönetilen değil kendi kendine yöneten bir Türkiye yaratılacak. Parlementer sistem demokratikleşecek. Eş başbakanlık sistemine geçilecek. Gösteri yürüyüş ifade özgürlüğü başta olmak üzere baskıcı sisteme son verilecek. Seçim barajı tamamen kaldırılacak, Valileri halk seçecek. Başkanlık sistemi asla olmayacak.
Savcılığa bağlı adli kolluk kurumu kurulacak, arama ve göz altılarda keyfi uygulamalar olmayacak. Cezaevlerine sivil denetim gelecek, cezaevi infaz yasası kökten değiştirilecek. Hasta tutsaklar serbest kalacak, politik suçlar suç kategorisi olmaktan çıkarılacak. Hakikat komisyonları kurulacak
Geri dönüşler başlayacak ve köylerine geri dönmek isteyenlere destek olunacak, zorla göç ettirilme sistemi kalkacak.
İnanç ve din özgürlüğü gelecek. Diyanet İşleri Başkanlığı, zorunlu din dersleri kaldırılacak, dersler isteğe bağlı olacak. Cem Evleri ibadethane olarak tanınacak, ibadethanelere kamusal destek verilecek.
Asgari ücret ilk etapta net 1,800 TL’ye çıkarılacak. 18 yaşa kadar çocuk ve gençlere, engellilere ve emeklilere toplu taşıma ücretsiz olacak. “Temel Güvence Paketi” ile her eve ayda 10 metreküp su, ayda 180 kw/h elektrik ücretsiz verilecek, ısınma desteği sağlanacak.
Kamu ihalelerini toplumsal denetime tabi tutulacak, örtülü ödenek tarihe karışacak.
Kent meydanları, parklar, korular ve kıyılar korunacak. Çılgın projelere izin verilmeyecek.
Esnafların vergi yükü azaltılacak, borçları yapılandırılacak. Şehir merkezlerine yeni AVM ruhsatı verilmeyecek.
Taşeronluk sistemi kademeli olarak kaldırılacak ve ilk etapta kamuda taşeron olarak çalışanlar kadroya geçirilecek.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği hakkını anayasal bir hak olarak tanınacak, Cezasızlık politikasına son verilecek. İstihdamı artırmak ve çalışanları korumak için haftalık çalışma süresi, ücret kaybı olmaksızın 35 saate düşürülecek.
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin esas denetleyicisi patronlar değil sendikalar ve işçiler olacak.
En düşük emekli maaşı 1800 TL olacak ve emeklilerden hastane katkı payı alınmayacak ve
Çalışan emeklilerden pirim kesilmeyecek.
Engelli örgütlerinden oluşacak bir konseyle “Engelleri Kaldırma Bakanlığı’nı kurulacak.
Eğitim emekçilerinin insanca ve mesleğe yakışır bir ücret almaları sağlanacak. Eğitimin yerelden, özgün yönetimi teşvik edilecek. Eğitim müfredatını tekçi, cinsiyetçi, militarist ve şoven içerikten arındırılacak, sistem çok dilli hale getirilecek. Eğitim ücretsiz olacak ve velilerden asla para talep edilmeyecek. Öğretmen atamaları derhal yapılacak.
HDP seçim bildirgesini hiçbir insanın sosyal haklarından mahrum kalmadığı bir düzeni kuracak “Büyük İnsanlık” söylemi üzerine kurdu.
Belirtelim ki bunlar sıradan vaatler değil.
HDP’nin seçim bildirgesi içerik olarak bu güne kadar yayınlanan bildirgelerin içinde belki de en iddialısı. 7 Haziran milletvekili genel seçimlerinde yüzde 10 barajını aşmak isteyen HDP, bu hedefine ulaşmak için siyasal dilini değiştirdi.
HDP seçimlere kendi tabanının dışında toplumun her kesimine yönelik BİZ söylemiyle gidiyor. Bildirgenin yayınlanmasının, kamuoyunda olumlu tepkiler alan HDP’ye asıl olumlu tepki CHP’ye oy veren sol-sosyalist gruplardan geldi.
Bu güne kadar gidecek yer bulamadığı için CHP’ye oy veren, CHP’nin seçmen envanteri içinde olan sol-sosyalist gruplar, HDP’nin toplumcu bildirgesinin yayınlanmasının ardından yeniden siyasal adreslerine kavuştu.
Her ne kadar CHP ve HDP farklı söylemleriyle aynı seçmen kaynağından beslense de batı, yani Avrupa 7 Haziran milletvekili genel seçimlerinde Ak Parti’nin başarısız çıkması durumunda olası bir CHP-HDP koalisyonu ihtimali üzerinde duruyor.
Neden olmasın?
CHP-HDP birlikte koalisyon yapabilirler…
Yukarıda ifade ettik.
Yineleyerek sonlayalım.
“Bunlar sıradan vaatler değil”…