SİYASET ÇOCUK OYUNCAĞI MI?
Dün oldukça hareketli saatler yaşadık.
Önce Bodrum CHP Belediye Başkan Adayı Mustafa Saruhan’ın adaylığına ilişkin İl Seçim Kurulu’na yapılan itirazın sonuçlandığı haberi geldi.
İl Seçim Kurulu, Saruhan’ın aldığı toplam cezalar açısından ‘seçilme yeterliliğine haiz olmadığı’ gerekçesiyle adaylığını düşürdü.
İl Seçim Kurulu’nun Saruhan hakkındaki kararının kesin olduğu bilgisine ulaşıldı.
Karar CHP’ye tebliğ edildi.
Tebliğ üzerine CHP il ve ilçe yönetiminde sıcak saatler yaşandı.
Genel merkezle görüşme yapıldı ve görüşmeler sonucunda CHP’ye yakın kaynaklardan, aday adaylarından Recai Seymen’in CHP Bodrum Belediye Başkan Adayı gösterileceği bilgisine ulaşıldı.
Yaklaşık iki saat içinde olan biten sonrasında 31 Mart yerel seçimleri öncesinde en çok tartışmanın yaşandığı Bodrum’da ‘sular durulmuyor’ yorumlarına neden oldu.
Mustafa Saruhan’ın daha önce hakkında verilmiş mahkûmiyet kararları nedeniyle aday olamayacağına dair İlçe Seçim Kuruluna itirazda bulunulduğu, kurulun ise Saruhan’ın aday olmasında sakınca olmadığına dair karar verdiği belirtildi.
CHP Bodrum Belediye Başkan adayı Mustafa Saruhan’ın adaylığının düşürülmesiyle ilgili detaylar ulusal basına kadar yansıdı.
Haberlerde; “Büyükşehir Yasası’yla kapatılan Yalıkavak Belde Belediyesi’nin Başkanlığı yaptığı dönemde Mustafa Saruhan’ın, ‘Görevi Kötüye Kullanma’ suçundan yargılandığı, 1 yılın üzerinde hapis cezası aldığı ve cezasının kesinleştiği belirtildi. Verilen cezanın kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresinin 22 Şubat 2019’da dolduğu, Saruhan’ın ise adaylık başvurusunu bu tarihten 3 gün önce 19 Şubat’ta yaptığı öğrenildi. İlçe Seçim Kurulu’nun AK Partililer’in yaptığı itirazı reddetmesi sonrası, İl Seçim Kurulu’na itiraz etti. İl Seçim Kurulu’nun ise Saruhan’ın adaylığını düşürdüğü belirtildi” bilgileri yer aldı.
Soru şu:
Mustafa Saruhan, görevi kötüye kullanma suçundan yargılandığı davalardan bir yılın üzerinde ceza aldığını, cezanın kesinleştiğini bilmiyor muydu?
Elbette biliyor olmalı.
Bu kararlar kendisine tebliğ edilmedi mi?
Elbette edildi.
Peki, Saruhan ortada böylesine riskli bir durum varken (!)
Bu riskin CHP’de mağduriyet yaratacağı açıkça ortadayken neden aday adayı oldu?
Neden CHP’nin iki ayağını bir pabuca soktu?
Ötesinde seçim öncesinde büyük bir mağduriyet yarattı?
Saruhan’ın aday olması CHP’nin bizatihi kendisinden daha mı önemli?
Bu nasıl iş?
Diyelim ki ‘Saruhan şansını denedi’…
Peki, tüm bu süreçte partinin idari hukukçuları ne yaptı?
Adayları masaya yatırıp işin sağına-soluna, önüne arkasına baktılar mı?
Saruhan’a “Arkadaş senin geçmişten gelen davaların ne oldu?” diye soran oldu mu?
CHP’nin ‘İdari Hukuk Birimi’ diye bir birimi var mı?
Varsa neden çalışmadı, yoksa neden yok?
İdari hukuk gerçeği ortadayken, devletin dili evrak iken CHP’de kişi beyanı mı geçerli?
Siyaset çocuk oyuncağı mı?
Böyle bir hata nasıl yapılır?
Sosyal medyada Saruhan sanki çok haklıymış da, mağdur edilmiş gibi paylaşım yapanların aslında “Bunu CHP’ye, Bodrum’a nasıl yaptın?” diye sorması gerekiyor.
Bir tespitle bitirelim.
31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde yani sürecin başında; Mehmet Kocadon’un büyükşehir adaylığını açıklaması, daha sonra sekiz aday adayının çıkması, büyükşehir adayının belirlenmesi, Kılıçdaroğlu’nun Kocadon’a Bodrum’u önermesi, bu önermeye rağmen Mustafa Saruhan’ın aday gösterilmesi, Ak Parti’nin Saruhan’ın adaylığına itiraz etmesi, itiraza yönelik İl Seçim Kurulu’nun Saruhan’ın adaylığını düşürmesi (!)CHP açısından Bodrum’da büyük bir kayba doğru yol alıyor.
Ne dersiniz?
Saruhan’ın adaylığının düşürülmesi ile ortaya çıkan siyasal mağduriyet, yeni bir adayın açıklanmasıyla giderilebilir mi?
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir.