SEÇİM ÖRGÜTLER ÜZERİNDEN YOL ALIYOR
Seçimlere 17 gün kaldı.
Şu ana kadar büyükşehirde adaylar üzerinden yürüyen siyasi rekabet, son bir haftadır partiler üzerinden yürümeye başladı.
‘Partiye değil adaya oy veriliyor’ algısı yerini ‘Adaya değil partiye oy veriliyor’ algısına bıraktı.
Peki, ne oldu da böyle oldu?
Bunun birçok sebebi var.
Böyle olmasında adayların yürüttüğü kampanyalar etkili oldu.
Adaylar propaganda sürecinde çeşitli etkinler altında halkla buluştu.
Seçim bürosu açılışları adeta birer lokal mitinglere dönüştü.
Ancak bu buluşmalar toplumda beklenen etkiyi yapmadı.
Adayların eylem ve söylemleri toplumsal karşılık bulmadı.
Siyasi parti kurmaylarının durumu fark etmesiyle iş değişti.
Alan taraması sonrasında masa üstünde seçim hesabı yapılması(!) işin ikinci boyutunu oluşturdu.
Propaganda bir anda merkez sağda teşkilatlar, merkez solda örgütler üzerinden yürütülmeye başladı.
Ak Parti İl Başkanı Kadem Mete, teşkilatlarına uyarı niteliğinde açıklamalar yaparken CHP il başkanlığı bülten trafiğini arttırdı, sosyal medyada çok daha etkin olmaya başladı.
DP kurmayları ve büyükşehir adayı Mehmet Kocadon, farklı siyasi partilere dağılan Demokrat Parti tabanına yönelik açıklamalar yaptı.
CHP, Ak Parti ve DP örgütlülüğe dayalı bir yönteme geçti.
Ancak bağımsız aday Behçet Saatcı, bu kapsamın dışında kaldı.
Saatcı’nın ‘Bizim arkamızda halk var’ söylemi işte bu noktada önem kazandı.
Ancak propaganda sürecinin teşkilat ve örgütlülük üzerinden yapılmaya başlanmasıyla toplumda oluşan Behçet Saatcı algısısekteye uğradı.
Bu beklenmeyen bir şeydi.
Peki ne oldu?
Behçet Saatcı’nınCHP’den oy alma ihtimali, ‘CHP seçimi kaybediyor’ gerekçesine dönüştü.
Bu noktada devreye Ak Parti kurmayları girdi.
Ak Parti il başkanlığı CHP’nin oy kaybetmesi durumunda büyükşehir seçimlerinin kazanılacağı yönündeki görüşe dayalı olarak, parti tabanına ‘oyunuza sahip çıkın’ uyarısında bulundu.
Ak Parti’nin sessiz bekleyişinin bir fırsata dönüşmesi üzerine CHP’den yeni bir hamle geldi.
CHP İl Başkanlığı “Dur Burası Muğla” üst başlıklı bir dizini devreye soktu.
Mesajlar oldukça netti:
“Yalana-Talana Geçit Yok, Yaşam Şeklimizi Değiştirmeyeceğiz” sloganları Ak Parti’ye yönelikti. Bir televizyon programında ülkücü olduğunu açıklayan Behçet Saatcı’nın bu açıklaması, CHP tabanı içerisinde yer alan sol-sosyalist grupları ve sosyal demokratları harekete geçirdi.
Saatcı’nın ‘Ülkücüyüm’ açıklaması, ideolojik bir algı, ötesinde rahatsızlık yarattı.
Orta Muğla’da Saatcı’nın ekibinden duyulan rahatsızlık, bu açıklama ile bir üst perdeye taşındı.
Fethiye Belediye Başkanlığı sırasındaki uygulamaların tartışmaya açılmasıyla bağımsız aday olarak iyi bir çıkış yakalayan Behçet Saatcı’nın yarattığı dip dalgada düşüş yaşandı.
Tüm bu süreçte DP kurmaylarının ve Mehmet Kocadon’un sakin bir şekilde kampanyaya devam etmesi, Kocadon seçeneğinin güçlenmesine neden oldu.
‘Partiye değil adaya oy veriliyor’ algısından ‘Adaya değil partiye oy veriliyor’ algısına işte böyle gelindi.
Propagandanın adaylar üzerinden değil, örgütler üzerinden yürütülmesi seçimin seyrini değiştirdi…
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir. Köşe yazısının yazılı ve görsel yayın kurumlarında ve internet medyasında izinsiz kullanımı yasaktır.