Kabul etsek de etmesek de,
31 Mart yerel seçimleri ile yenilendik.
Hem yerel yönetim, hem de siyaset anlamında.
Şöyle ki;
Belediye başkanlığında yoluna devam edenler etti.
Etmeyenlerin yerine yenileri geldi.
Meclislerle de aynı süreç işledi.
31 Mart’ta CHP’de;
Aday gösterilip seçilenler olduğu gibi,
Aday gösterilmesine karşın seçimi kaybedenler,
Aday gösterilmediği için seçim kaybına neden olanlar oldu.
CHP yöneticileri seçim kaybını masaya yatırıp, sağlıklı bir analize ulaştı mı?
Bilmiyoruz.
Bildiğimiz, CHP il ve ilçe başkanlıkları seçim sonrasında büyükşehir başta olmak üzere CHP’nin ilçe belediye başkan adaylarına yönelik karşı çalışma yapanlar,
Diğer adaylara açık destek vererek oy ve seçim kaybına neden olanlar hakkında disiplin mekanizmasını harekete geçirdi.
Kimileri bu girişimi ‘cadı avı’ olarak nitelendirdi.
Kimileri de yapılanı ihanet çerçevesinde değerlendirerek yapılanların karşılıksız kalmaması için disiplin mekanizmasının işletilmesini haklı buldu.
Disipline verilme konusunda Dalaman, Ortaca, Köyceğiz işin başını çekerken bu ilçeleri Ula, Menteşe ve Yatağan izledi.
Disiplin kurulları devreye girdi, partiden ihraçlar başladı ve bilindiği kadarıyla süreç devam ediyor.
Bu konuda örgütler tarafından hazırlanan raporlar sürecin yol haritasını oluşturuyor.
Muhtemel yılsonuna kadar partiye kayıtlı üye olmalarına karşın seçimde siyasal tercihini başka bir partiden ya da adaydan yana açıkça tavır alanlar (!) parti suçu işlediği gerekçesiyle partiden ihraç edilecek.
İsim vererek konuyu kaşımaya,
Birilerini rencide etmeye gerek yok.
Herkes herkesi,
Herkes de kendisini biliyor.
İşin siyasi boyutu böyle.
Ancak işin yerel yönetim boyutuna da bakmak gerek.
Zira Büyükşehir de yaşanan görev değişikliklerini de ‘cadı avı’ kapsamında değerlendirenler var.
Evet, büyükşehir idari yapılanmasında da değişiklikler yaşanıyor.
Bilindiği kadarıyla özlük hakları saklı kalmak kaydıyla büyükşehir yönetim kadrolarında görev değişiklikleri de başladı.
31 Mart seçimleri ile beş yıllık hizmet dönemini tamamlayan büyükşehirde bazı daire başkanları ile yollar ayrıldı.
Bazı şube müdürlerine yönelik görev değişikliğine gidildi.
Biz değişikliklerin siyaset tabanlı olduğunu düşünmüyoruz.
Her ne kadar bazı daire başkanları yöntem ve uygulamaları ile toplumda rahatsızlık yaratmış ve bu rahatsızlık Başkan Gürün’ün başını ağrıtmış olsa da biz idari yapıda yapılan değişikliklerin siyaset tabanlı değil, performans tabanlı olduğunu düşünüyoruz.
Siyaseten tercih yapma hakkı olsa bile Başkan Gürün’ün idari yapıya yönelik değişiklikleri siyasi gerekçelerle yaptığına inanmıyoruz.
Başkan Gürün’ün büyükşehrin ikinci döneminde performanslara bakarak kendisine yeni bir takım kurmak isteyeceğini tahmin ediyoruz.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir. Köşe yazısının yazılı ve görsel yayın kurumlarında ve internet medyasında izinsiz kullanımı yasaktır.