Genel politika yazmamak konusuna özen gösteririm, pek yazmam. Kent yazarı olarak ağırlıklı kenti yazarım. Ancak CHP’yi ve kenti yazıyorsanız genel politikalardan başlamak zorunda kalabilirsiniz. CHP yeni toplumsal projesi ile halkla birlikte uygulanabilecek bir model yaratıyor ve bunu genele yaymak istiyorsa yazıya oradan başlamak zorundasınız. Bu toplumsal proje 34. Kurultaya ruhunu veren projeydi. İlk orada karşımıza çıktı. Bildiğiniz gibi CHP kurultayının ana teması “değişim ve özgürlük” üzerine kurulmuştu. Değişimin amacı çoğulcu, özgürlükçü yeni bir demokrat düzen yaratmak. Bu değişim sürecinde CHP kendi geçmişini asla reddetmiyor. CHP yine cumhuriyeti kuran ve onu evrimleştiren devrimlerin bekçisi.
***
Yeni CHP’nin yeni söylemi; “değişim ve özgürlük”. Yeni CHP’de cumhuriyetin temel değerleri ile çağdaş dünyanın evrensel değerleri yan yana duracak. Bu yan yanalıktan demokrasi, çoğulculuk, bireysel özgürlük, insan hakları, hukuk devleti ve sosyal adalet hedefleniyor. Bu; herkesin farklılığa karşın birlikte dayanışma içinde yaşayacağı çağdaş bir toplum projesi olarak tanımlanabilir. Ancak böylesine iddialı bir modeli hayata geçirmek için CHP işe kendinden başlamak zorunda. CHP’nin değişim ve özgülük üzerine kurulan yeni toplumsal projesi ancak halkla birlikte uygulanabilirse bir anlam taşıyacak. Adını halktan alan CHP artık halkın partisi olduğu ispat etmeye hazırlanıyor.
***
CHP bu modeli uygularken yurdun hangi toprağında hangi sorunları yaşar bilinmez. Ama bu kentte yaşayacağı sorunlar üç aşağı beş yukarı belli. CHP’nin yeni birey odaklı sosyal demokrasi anlayışı “bireyi içinde yaşadığı toplumla bağları olan kamusal bir aktör görüyor”. Liberal öğretinin bireyi sınırlamış görüntüsüne karşın birey yeni CHP’de bir topluluğun üyesi değil, aksine kamusal bir aktör! Bu aktörlük bireyi seçmenlikten yurttaşlığa terfi ettirecek.
***
Bireyin “kamusal aktör rolü” bizim mahallede can sıkabilir, ayrışma yaşatabilir. Çünkü bu kentin egemen gücü olan belediyeler bu yeni anlayışın aksine “bireyi aidiyet duygusu ile hareket eden bir topluluk üyesi” olarak görüyorlar ve öyle davranıyorlar. Kent siyaseti belediye ve başkanları tarafından dizayn edilirken, bireyi kamusal aktör olarak gören bu yeni görüşün yaygınlaşması, tabana ulaşması nasıl sağlanacak? Genel merkezden, il örgütlerine oradan ilçe, belde örgütlerine, üyelere ve hatta sıradan partiliye bunu kim anlatacak? Parti içi baskı unsuru sahibi olan belediyeler ve statik başkanları bu işin neresinde olacak?
***
Kuşkusuz yerel yönetimler partilerin halkla iletişim kurabileceği en önemli yerlerdir. Yerel yönetimler uygulamaları ile toplumu partiye yaklaştırdığı gibi tartışmalı uygulamaları ile de partiyi toplumdan uzaklaştırabilirler. Bu açıdan bakıldığında bireyin siyaset sahnesinin seyircisi değil aktif oyuncusu olması buradaki bazı yerel yönetimlerde ve yöneticilerinde geçici işitme kaybına yol açabilir. CHP yeni değerleri ile herkese halkın partisi olduğunu yerel yönetimler ile birlikte gösterecekse işe; bireyi aidiyet duygusu ile hareket eden bir topluluk üyesi olarak gören yerel yönetimlerden başlamalı.
***
CHP’de yeni hedef; “birey kamusal aktör ve seçmen arttık yurttaş” Bu karar örgüte davul-zurna çaldırır, göbek attırır. Örgütler böyle bir hedefe hazır. CHP’nin iki ağır topu, iki yerleşkesi Muğla ve Milas’ta yapılan anket sonuçları bizi ilginçliklere götürdü. Kamusal aktörlerin, bireylerin düşünceleri ile oluşan anket verilerine göre 29 Mart yerel ve 12 Haziran genel seçimlerinde CHP’ye oy veren seçmenin büyük bir çoğunluğu yine partisini desteklemeye devam edecek ancak mevcut belediye başkanlarının tekrar aday olması halinde hiçbir şekilde kendilerine oy vermeyecek! Kimse alınganlık göstermesin ve kimse kusura bakmasın! Bunlar geniş çaplı yapılmış bir anket sonucu ortaya çıkmış gerçekler. Toplumda tepki CHP’ye değil, CHP’li belediyelere! Anketle ortaya çıkan başka sonuçlar da var ama ortalık Keşanlı Ali Destanının Sinekli Dağına dönmesin diye yazmayı erteliyoruz. Ancak anket genelde CHP’li belediyelere ve belediye başkanlarına duyulan tepkiyi bir kez daha ortaya çıkardı.
***
Cumhuriyet sürekli kendini yenileyen, dinamik bir modernleşme projesidir. Hocalarımız bize öyle öğrettiler. Bu projeyi canlı tutmak, buna uygun evrensel kriterli reformları gerçekleştirmekle sağlanabilir. CHP nostaljiden vazgeçip yaşayan bir halk projesine dönüşmek istiyorsa halkın buna hazır olduğunu bilmeli.
***
Hesaplaşma; hataları silmekle olmaz, ders çıkarmakla olur. Günah ve sevapları ile yaptıklarına, uygulamalarına sahip çıkan belediye başkanları; seçilmiş birer yönetici olarak hayatlarının bu döneminde beyaz bir deftere, hiç bozulmamış bir deftere ev ödevlerini dikkatlice temize çekmeliler.