İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ & KÖMÜR & MUĞLA  
Hani çok yağmur yağıyor ya apansız, Temmuz ayında bile.
Sıcaklar artıyor, ormanlar yanıyor, sulak alanlar kuruyor ya,
Hepsi iklim değişikli yüzünden.
Atmosferde sera gazlarının artması insan, hayvan ve bitki yaşamını etkiliyor.
Küresel iklim değişikliğinin ana nedeni olan sera gazı emisyonlarındaki artış ise insan eliyle sağlanıyor.
Karbondioksit oranındaki artış fosil yakıt kullanımından kaynaklanıyor.
İkinci etkense ormansızlaşma ve arazi kullanımındaki değişim.
Uluslararası İklim Değişikliği Paneli sonuçları itibariyle ortaya koyuyor ki; başta kömür olmak üzere fosil yakıtların kullanılması, atmosferdeki karbondioksit oranının artmasındaki ana sorumlu.
Bu konuda yapılan araştırmalar insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 56’sının fosil yakıt kullanımında ortaya çıkan karbondioksitten kaynaklandığını da ortaya koyuyor.
Ormansızlaşma ise yüzde 17’lik bir paya sahip.
Fosil yakıtlar arasında ilk sırada kömür yer alıyor.
Küresel ölçekte enerji talebinin yüzde 27’si kömürden sağlanırken, kömür; enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 43’üne neden oluyor.  
İklim değişiyor da ne oluyor?
İklim değişikliği ile sadece sıcaklar artmıyor.
Kuraklık, sel, şiddetli yağış, deniz suyu seviyesinde yükselme, asit oranlarında artış, buzulların erimesi ve tüm bunların sonucunda ekosistem ve insan yaşamı tehdit ediliyor.
Sorunun çözümünde yenilenebilir enerji ve ormansızlaşmanın önlenmesi konusu öne çıkıyor.
Uzmanlara göre; Akdeniz havzasında gerçekleşecek 2 derecelik sıcaklık artışı; beklenmeyen hava olaylarını, sıcak hava dalgalarını, orman yangınlarında artışı, kuraklığı tetikleyecek.
Bu tetikleme biyolojik çeşitlilik kaybına, turizm gelirlerinde azalmaya, tarımsal verim kaybına ötesinde kuraklığa neden olacak.
Sonuç itibariyle bizi tehlikeli bir süreç bekliyor.
Küresel ısınma, iklim değişiklikleri nedeni ile dünyanın birçok ülkesi bir araya gelerek protokoller imzalar, önemli kararlar alırken biz, termik santralleri kömürle çalıştırmaya devam ediyor, ötesinde yeni termik santraller yapmayı planlıyoruz.
Yetmiyor, yeni kömür alanları arıyoruz.  
Her ne kadar hissedilmese, bilinmese, gündemin arasında kendine çok fazla yer bulamasa da Muğla küresel ısınma konusunda adım atan iller arasında yer alıyor.  
Bu konuda en önemli girişimlerden birisi olan İklim Değişikliği Azaltım Projesi toplantısı Şubat ayında Muğla’da yapıldı.
‘Seçimdi geçimdi’ derken bu toplantı gözlerden kaçtı.
Proje kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü temsilcisi Ömer Öztürk, Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi görüşlerini ortaya koydu.
Toplantıda Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan projeye Avrupa Birliği’nden destek alındığı dile getirildi.
Katı atık düzenli depolama tesisleri, tıbbi atık tesisi, vahşi depolama alanlarının rehabilite edilmesi, hafriyat alanları sayısının arttırılması, denizden çöp toplama tekneleri ve çöp alanları, mobil geri dönüşüm tesisleri, karbon ve su ayak izi projeleri Muğla’da çevreye yapılan yatırımlar olarak öne çıktı.
İklim Değişikliği Azaltım Projesi ile büyükşehir belediyesi sorumluluk alanındaki bölgelerde çevre, atık yönetimi, ulaşım, tarımsal faaliyetler kısacası yaşamsal faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının dijital ortamda izlenmesi ve kamuoyunun iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmesi amaçlandı.
Yapılanlar yeterli mi?  
Elbette değil.
Yeterli olmasa bile konunun erken fark edilmesi ve bu konuda somut adımlar atılması önemli.
Biliyoruz ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘Sürdürülebilir çevre için iklim değişikliği ile mücadele’ konusu önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Bu konuda atılmış ciddi adımlar ve yaptırımlar var.
Ekolojik tehdit altında olmasına karşın, Muğla, çevre konusunda bir eylem planına sahip.
Projeleri ve hassasiyeti ile Muğla, ‘iklim değişikliğine uyumu yüksek sürdürülebilir şehirler’ arasında yer alacak adımları atmış durumda.
Evet, Muğla, çevre konusunda toplumsal farkındalığı ve hassasiyeti olan bir il.
Karabağlar Yaylası’nda ve diğer yerleşkelerde kömür sondajı yapılmasına bu nedenle karşı çıkıyor.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir. Köşe yazısının yazılı ve görsel yayın kurumlarında ve internet medyasında izinsiz kullanımı yasaktır.