SINIR   
İnsanın da bir sınırı var.
Bir bakıyorsun sosyal demokratlarda,
Bir bakıyorsun muhafazakârlarda,
Kaleci dikkati.
Kim, nerede, ne yapacak?
Kim, nerede, ne açıklayacak da bize fırsat doğacak?
Şairin dediği gibi;
Birbirini gözleyen, birbirini yaralayan zor yıllardayız ya;  
Sepete düşen her açıklama artık siyasi bir argüman.
Derinliği varmış, yokmuş önemli değil.
Milletvekiline-milletvekili,
İl başkanına-il başkanı,
Basın birimine-basın birimi,
Çakma hesaba-çakma hesap.
Siyasi denklik teranesiyle bir sonuca ulaşmayan,
Özensiz, sonuçsuz rövanşist bültenler,
Ötesinde kişisel sallamalar.
Sırt sıvazlayan taraftar ilkellikleri.
“Yüzüne gözüne bulaştırdın” diyeceğine,
“İyi yaptın ağzına sağlık, bunlara haddini bildirmek lazım” diyen siyasi fırsatçılar ve sosyal medya düşkünleri.
Ve ayarcılar.   
Siyasette futbol maçı psikolojisi,
Tribün-taraftar bakış açısını siyasette hâkim kılma çabası.  
“Bizler inandık sizler inanın,
Bizim için bu maçı alın” tezahüratı.
Her açıklamada 3 puan etkisi.
Siyasi tahlilden, tarihsel gerçeklikten uzak betimlemeler,
Garip analizler, acayip tespit ve iddialar,
Özensiz ve derinliksiz söylemler,
Birbirinin üzerine gitmeler (!)
Ve sonuçta tatsız-tuzsuz, kabak tadında siyaset.
Pilav üstü kavurma.
Yanında isteğe bağlı (!) içecek.
Merkez cami önünde çadır hayratı,
Yaylada kavun-peynir tabağı.
Abu yeter,
Hakikaten yeter…
İnsanın da bir sınırı var.
Her şey yenilip yutulmuyor.
Bu memleketin bir hafızası var,
İnsan kaynağı, aydınları, entelektüelleri var.
Yazarları-çizerleri, düşünenleri,
Uzak-yakın tarihçileri, bilim insanları, fikir adamları,
Ötesinde günlük tutanları var.
“Bin düşün bir söyle” diye bir düstur var.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir. Köşe yazısının yazılı ve görsel yayın kurumlarında ve internet medyasında izinsiz kullanımı yasaktır. Köşe yazısını yazdırmadan önce çevreye olan sorumluluğun hatırlanmasında fayda vardır.